Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bir televizyonun stüdyolarının birindeydik. Hesapta basketbol ailesiydik(!) Ama işte "o biçim" bi aileydik. Canlıydık da, maalesef yayındaydık da. Federasyon başkanlığı seçimleri öncesiydi.
Ben, ben, ben diyen bir sürü bilmemneyin "en"i çok sesli, seyredeni hemen kaçıran bir "sıkıntı"ya dönüştürmüştü programı. Bir ara ben de "Ben" dedim, "Turgay'ın (Demirel) karşısına kim çıkarsa onu desteklerim diye düşünüyordum buraya gelirken. Ama önce aday olup sonra oyuncu menajerliği yaptığı için etik değil diye vazgeçen Nur Gençer'in öne ittiği Prof. Nur Danişment'in etrafında öyle bir şer cephesi oluştu ki, sanki "hayrı" Turgay'ın "şerrinde" arayanların kurduğu bir fan kulüp. Bence Turgay yine devam etsin"... O stüdyodakiler biliyordu ne dediğimi. Belki onların ailelerinin, belki benim sevgilimin bile seyretmediği, o "sıkıntı"da söylediklerimi hem Pivot'ta açık açık, hem burada açık saçık bir kere daha tekrarlıyorum, siz de "ben ve Turgay"ın doğrusunu bilin bari...
Zaman da haklı çıkardı beni. O şer cephesinin antipatikliği yüzünden Turgay bile sempatik gözüktü. Tabii ciddi bir muhalefet de oluşamadı. Amaç ne pahasına olursa olsun gerekirse "sonu kelepçe"li olsun, yeter ki Demirel yok olsundu... Belden aşağı da vurdukça vuruyorlardı...

Bağcılar savcısı değilim ki!
İki haftadır Bağcılar'daki CNN Türk'ün yeni binasında, Pivot'ta Demirel ile beraberim. Basketbola zarar verecek isimler vardı ona göre ve de açıklanmalıydı. Açıkladı da. Yine de ilk defa olumlu bulmuştum onu. Herkese yaklaşmak istiyordu, ya da yakınlaşmak istiyordu sanki. Konsensüs taraflısı gibiydi de. Sanki herşeye açıktı da. Sonra bizden çıkıp, Fanatik Basket'e gitmiş. (Aynı kıyafet vardı çekilen fotoğrafta) Ya da başka bir gün gitmiş (Hep aynı kıyafetle geziyor belki de) ve orada da konuşmuş. Ve işin suyunu da çıkarmış tabii. Ergin Ataman için söyledikleri ile o da "bel"in çok aşağısına inmiş. Bir federasyon başkanının bir antrenörü yorumlamaya hakkı var tabii. Ama onu yorumlamanın da daha şık bir yolu olmalı tabii. Mesela bir "adam"ını, mesela Murat Murathanoğlu'nu Ergin aleyhinde konuşturabilir, o sonra "iş"i bağlayabilirdi. Hem daha estetik olurdu, hem daha etik, hem de daha politik... Bir federasyon başkanı toparlayıcı olmalıydı. Ama o dağıtıcıydı. Sanki züccaciye dükkanındaki bol kilolu bir federasyon başkanıydı. Durup durup olmasa da ama kurup kurup basketbolda devrim yapan Tuncay Özilhan'a bulaşması, Efes'e bile ulaşması, Türkiye'nin en kariyerli coachuna, dolayısıyla Ülker'e de sulanması... Basketbola zarar verenler var diyordu Pivot'ta belki haklı da. Ama o da en az onlar kadar zarar veriyordu.
Demirel'in akıl hocalarının sanki aklı var mı ki? Olsa böyle mi konuştururlar onu? Onunki de, "şer cephesi"ninki gibi ihtirasının arkasında kalmış belli ki.

Ergin "fazla" bile konuştu
Ergin'le de konuştum tabii. "Kamuoyunun isteği doğrultusunda çıkıp milli takım antrenörlüğünü bedava yaparım demek en büyük suçum" dedi, "Daha fazla da bir açıklama yapmak istemiyorum"... Gerçi böyle derken bile "fazla" (Yabancı bir milli takım coachu en az 500 bin dolar alacak) bir açıklama da yaptı zaten.

Ben işimi yapıyorum
Ne federasyon başkanına ne olacağı umurumda, ne de yeni federasyon başkanının kim olacağı. Ben "iş"imi yapıyorum. Biri gider, biri gelir. Zaten futbol ve basketbolun federasyon başkanlıklarını aynı anda bana verseler bile inanın bir iki numara da ufak gelir. Doğarken ne olmak istediğimi bilmiyordum tabii. Ama Türkiye'de bir federasyon başkanı olmak için doğmadığımı da biliyordum tabii.

Samsun Belediye Başkanı yüz araçlı bir konvoy ile karşılamıştı onu. O haftanın Popstar'ının birincisiydi Eser. Bir hafta sonra da sonuncusu. Hakan Bilal Kutlualp, halkın oyuyla orada değil, başkanının oyuyla, doğrusu da "cebinden koyduğuyla"... "İstanbul'da yaşıyorum ama bazen Siirtiliğim tutuyor, birkaç gazeteci dövmek istiyorum" diyor ya... Ben İstanbulluyum mesela. Babam da İstanbullu, dedem de, ailem de. Ama Napoliten'im ya, çıkıp şimdi "Bazen Napolililiğim tutuyor, 'birilerini' dövmek istiyorum" desem mesela. Önce 99 yaşındaki 20 bin küsür kitaplı kütüphaneli babam, sonra üç ablam, sonra eniştelerim, yeğenlerim, hatta teyzem, halam ve de arkadaşlarım, varsa sevgilim, yoksa sevdiğim ertesi gün "Ne yapıyorsun, kendine gel" derlerdi. "Delirdin mi yoksa?" Sen bu kadar mı yalnızsın be Hakan bey. Hem Siirtli'ye, hem Fenerbahçeli'ye, hem gazeteciye hem de herkese ayıp ettin. Ve de kredinden kaybettin. Cepten vererek kalıyordun, şimdi cepten yiyerek kalıyorsun. Çocuk olsan Napolili usulü "peperoni" sürelim ağzına derdim ama çocuk da değilsin ki!

Bir kadını seçtiniz mi ya da bir kadın tarafından seçildiniz mi, bir "hayat" da seçiyorsunuz. O "birinin hayatı"na seçiliyorsunuz da. Bir gün hayatınızda hiç görmediğiniz birini görmek ve de sonra hayatınızın sonuna kadar hep onu görmek istemek. Zor tabii... Hele benim gibi her gün aynanın karşısında gördüğü "ben"e bile yine mi "sen" diyen biri için. "O"nu seçtim ben. "O"nun tarafından belki de seçildim ben. Seviyorum da, "o"nun bu kadarıyla bile mutluyum da. "Sonra"sı "öncesi"nden de daha zor olacak biliyorum da . Yine düşünmüyorum da. "O"nlu da olsam "o"nsuz da olsam, bir "o"m var ya şu anda hiç olmazsa.

Ercan (Güven) "İlk yarı bitmeden Galatasaray'ın bir deplasmanında Fatih hocadan bir röportaj randevusu istedim" diyor dünkü Milliyet'teki "köşe"sinde. "Doğrusu refüze edeceğini pek sanmıyordum. Tekrarı kendini beğenmişlik olacak ama iltifatlarla kabul etti, sevindim. Geriye tarihi saptamak kalmıştı. O sırada başı fena halde dertteydi ve erteleme dileğini anlayışla karşıladım. Bir daha da aramadım. Sanıyordum ki röportaj vermek istediğinde sözünü hatırlar ve o arar"....
..."Şimdi nedeni ben olmasam da düştüğüm bu ofsayt karşısında hüzünleniyorum"...
Anladığınız gibi röportajı yapamadı Ercan. Daha doğrusu yapamadık. Ercan zarif adam tabii. Aradı, "Seni "iş"in içine katmadım" dedi. Evet ben de vardım o "iş"in içinde. Röportajı biz yapacaktık. Ofsayta o, ben, biz düştük yani. O'nun ve Terim'in bildiğini sizden niye saklayayım ki.

SERİ İLANLAR

Cuma'ları ise Milliyet'teyiz (Başka şubemiz yoktur.)
İmza: Köyün Delisi







SPOR


GİZLİ TEHDİT
At yarışları
Avrupa Ligleri
Ülker nefes aldı: 81-73
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Helal sana Memo
Diplomatik rica!
Sergen'in sabrı taştı
Ortega icraya kaldı!
'Mesajı aldım'
Trabzon'a son ihtar: 0-1
Tatlı'ya acı sürpriz
Yavuz itiraf etti
Göksel Arsoy startı verecek
Haber turu...
Akıl hocasının aklı var mı ki!
Tehlikeli pazar