YazarlarBir anı ve zemzem kuyusu

Bir anı ve zemzem kuyusu

20.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir anı ve zemzem kuyusu

Bir anı ve zemzem kuyusu


Yıllar önceydi. Gezginci ruhumu denetleyemediğim, kendimi dünya atlasına salıverdiğim günlerdeydi. Altay Dağları'ndaydım. Moğolistan, Sibirya ve Çin'in birbirine iyice sokulduğu yörelerde...
Uçsuz bucaksız bir düzlükte, Türkolog arkadaşım Vera Feonova ve ben, yolda kalmış aracımız için sürücünün yardım getirmesini bekliyorduk. Sürücü bizi terk edeli birkaç saat olmuştu. Görünürlerde ne köy ne kasaba vardı... Bir ara uzakta karartılar belirdi. Yaklaştılar, yaklaştılar. İki Altaylı kadın, çocukları ve bohçaları... Yanımıza yerleştiler. Yoldan geçecek ilk araca binmeye niyetliler. Saatler geçiyor ne gelen var ne giden...
Kadınlarla sohbetteyiz. Vera Türk olduğumu söyleyince, önce inanmadılar. "Hele bir Türkçe konuşsun bakalım" dediler. (Dillerimiz ya da Türkçelerimiz çok farklıydı. Vera Rusça'dan çeviriyordu) Sayıların benzer olduğunu biliyordum. "Bir, iki, üç..." diye başladım. "Bunu herkes ezberler, başka şey söyle" dediler. Başka şeyler söyledim. Bir türlü ikna olmuyorlar. Sonunda Vera'ya "Sor bakalım bu Türk'e, Nazım Hikmet'i bilir miymiş? Gerçek Türk'se bize Nazım'dan şiir okusun" dediler... Okudum. Türk olduğuma inandılar. Boynuma sarıldılar...
Yeryüzünün bir ucunda, kaybolmuş bir dağ başında, Türklüğümü kanıtlamak için Nazım Hikmet'in şiirine sarılışım, benim için eşsiz değerde bir anı... Pislikler, çamurlar, kusmuklar sardı mı çevremi, bu anıyı anlatarak sanki temizliğe girişiyorum.
Geçen hafta adamın biri Nazım Hikmet'e sövmeye kalkıştı, bir gazete de bunu yayımladı. Söylediklerinin neresini düzeltsem ki diye düşünürken, İlhan Selçuk Cumhuriyet'teki köşesinde "Zemzem Kuyusuna İşemek..." başlıklı yazısıyla, hani derler ya, tüm duygularıma "tercüman oldu".
"Zemzem, Mekke'de kutsal bir kuyunun adı!... Söylenceye göre İbrahim Peygamber ya da oğlu İsmail tarafından bulunmuş kuyu; hacılar zemzem suyunu küçük bir kaba koyup yurtlarına götürürler; iyi bir adamı tanımlamak için ne denir: "Zemzem suyuyla yıkanmış!" (...) "Hergelenin biri istemiş ki Mekke'de ünlensin, eski deyişle meşhur olsun. Herkes ondan söz açsın diye yanıp tutuşurmuş; sonunda bir yol bulmuş: Zemzem suyuna işemiş!"
Şöyle sürdürüyor İlhan Selçuk: "Çağımızda bu yöntemi kullanmak isteyenler eksik değildir. Reyting günümüzün en önemli sorunudur; piyasada pazar payını arttırır, reklam getirir, para kazandırır, hayat memat sorunu gibidir. Günümüzde zemzem kuyusuna işeyen işeyene!"
"Zemzem kuyusu"nu bilmeyen yok. Ya kuyuyu pisleteni bileniniz var mı? Adını sanını hiç duydunuz mu?
İşte bu kadar!
Sözü Nazım Hikmet'e bırakıyorum.
"Piraye'ye Mektuplar"dan bir alıntı:
"Ben kendimin, her namuslu insan gibi yurtsever ve halkını sever olduğunu bildikten, bu hususta vicdanım rahatken, birkaç münferi yalan kusmuşlar umurumda değil. 20 sene sonra, 50 sene sonra, birçoğunun adını bile unutacak Türk milleti. Halbuki bu millet var oldukça, yeryüzünde Türkçem konuşuldukça, ben bu dilin ve bu halkın en namuslu şiirlerini yazmış insan olarak yaşayacağım. Sen üzülme."



Yazara E-Posta: zoral@milliyet.com.tr

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler