Bir Molla Kasım gelir...

ÖĞLE yemeğini Meclis lokantasında yedik.
Susurluk komisyonu başkanı Mehmet Elkatmış ile birlikte.
Ne demek "Elkatmış?"
Bu soyadı "nereden" geliyor?
Komisyon Başkanı dedi ki "dedem çok becerikliymiş. Elini attığı işi halledermiş. Soyadı, oradan geliyor."
Susurluk komisyonu da el attığı işi halledecek mi?
Yoksa "işin üstünü" örtecek mi?
Elkatmış:
- Bu işi götürebildiğimiz yere kadar değil, "gittiği yere kadar" götüreceğiz. Türkiye bu konuya kitlendi. Kamuoyu sonuç bekliyor.
* * *
YEMEKTEN sonra "komisyon başkanlığı odasına" geçtik.
Kapının önünde TV'ciler vardı.
Başkan, sekreterine dedi ki "kimse girmesin, telefon bağlanmasın."
Biz içerdeyken "faili meçhullerden" Tarık Ümit'in kızı aramış.
Hande Ümit.
Tabii "emir yüksek yerden olduğu için", sekreter de bağlamamış.
* * *
SUSURLUK Komisyonu MİT mesteşarını da dinleyecek.
- Sayın Başkan, MİT'in patronuna neler soracaksınız?
Soru hayli fazla.
Örneğin "Uğur Mumcu suikastı" sorulacak.
"Özdemir Sabancı" sorulacak.
"Vehbi Koç'un kayıp kemikleri ile ilgili bir şey biliyor musunuz" sorusu sorulacak.
Mehmet Elkatmış:
- Bu soruları Emniyet Genel Müdürü'ne de soracağız. Ayrıca Uğur Mumcu dosyasını komisyona getirmeyi düşünüyoruz.
* * *
KOMİSYON, yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e "hangi soruları" soracak?
Başkan, sormayı düşündüklerini "defterine" kaydetmiş.
Ama önce bir açıklama" yapıyor.
"Kenan Paşa'yı neden davet ettikleri" konusunda açıklama:
- 1980 ile 1989 arasında" en yüksek mevkide" idi... MİT, üç makama bilgi veriyor: Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, Genelkurmay Başkanı'na... O yıllarda devlet "bazılarını, bazı işlerde" kullandı mı? Kullandıysa, bunlar "raporlarda" var mı? Varsa, Cumhurbaşkanı bilgi sahibi olunca ne yapmış? Ne önlem almış.
Elkatmış "1980 öncesine" gidiyor:
- Sayın Evren Genelkurmay Başkanı idi... Ülkenin kaderinde etkiliydi. Yine MİT raporları ona geliyordu.
- Komisyonda başka neler soracaksınız?
- Sayın Ecevit'in kontrgerilla konusunda bazı beyanları oldu. Kenan Paşa'ya kontrgerillayı soracağız.
* * *
JANDARMA Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman da komisyonda dinlenecek.
Neden?
Elkatmış:
- İki nedenle... Paşa daha önce MİT müsteşarıydı. Önce o nedenle dinleyeceğiz. MİT'e dair sorular soracağız.
- Ya ikinci neden?
- JİTEM'i soracağız... JİTEM'in faaliyetlerini...
* * *
KOMİSYON, Mehmet Ağar ile Sedat Bucak'ı da dinleyecek.
Ama "şimdi değil."
"İşin sonuna doğru."
Neden "sona doğru?"
Elkatmış:
- Haklarında çok ağır ithamlar var. Herkes söyleyeceğini söylesin. Ondan sonra sıra bu iki milletvekilimize gelecek.
* * *
ODAYA bir ara sekreter giriyor.
"Arayanlar" listesini veriyor.
Soruyoruz:
- Hande Ümit sizi niçin arıyor?
Başkan:
- Dinleyeceğiz... MİT'e "adresini, telefonunu" sorduk. MİT dedi ki "biz bulur, sizi aratırız." Demek, bizi aramasını MİT söyledi. Birazdan ararım.
- Ne diyeceksiniz?
- Salı günü müsaitse komisyona gelmesini. Babası MİT'e çalışmış... Kızına "bildiği bir şey olup, olmadığını" soracağız.
* * *
KAMUOYU Susurluk'la yatıyor, Susurluk'la kalkıyor.
Sahi bu işin sonu ne olacak?
- Başkan, gerçekten "üstüne, üstüne" gidecek misiniz?
Elkatmış.
- Öyle bir şey yapalım ki, bundan sonra kimse "böyle işlere" girişmesin... "Bir Molla Kasım gelir" diye korksun.
Bir Mallo Kasım gelir ve hesap sorar...
Ey koca Yunus Emre!..
Sözünü ettiğin "Molla Kasım" bizim Susurluk komisyonu mu ola?