Bülent Buda

Bülent Buda

Tüm Yazıları

Ne dersiniz olabilir miyiz

'Ancak bir insan içtenlikle ve dürüst bir biçimde bugün böyle olmamın nedeni, dün yaptığım seçimlerdir' demedikçe, başka bir yol seçiyorum da diyemez. Yıllar önce okuduğum bir kitaptan aklımda kalan satırlar.

Yenilerine hazır olmak için önce eski günahlardan arınmak elzem oluyor. Göksel dinlerin birinde bu meseleyi kolaylamışlar. Konuşuyorsun, anlatıyorsun, yüz yüze olmadığın bir mekanda ötekine hafifliyorsun, rahatlıyorsun! Oh ne ala, ne güzel.

Bence hikaye bunların hepsi. Arınmanın tek yolu kendinle yalansız, hesaplaşmadır. Gabriel Garcia Marquez’in son kitaplarından birisindeydi. El yazması defterleriden birine (Şu an 10 tane) alıntılamışım. Duygusal, anlam yüklü aşağıdaki satırları:

Haberin Devamı

- Tanrı, bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse aklımdan geçen her şeyi dile getiremiyebilirim. Ama, en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir düşünürdüm.

- Eşyaların maddi yönlerine değil, anlamlarına değer verirdim.

- Az uyur, çok rüya görür gözümü yumduğum her dakikada 60 saniye boyunca ışığı düşünürdüm.

Ne dersiniz olabilir miyiz
- İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam eder.

- Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım.

- Eğer tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil ruhumuda tüm çıplaklığıyla açardım.

- Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerin acısını hissederek, dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim.

- Erkeklere yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanır. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim.

***

Kitap uzun, yerimiz dar. Yazar, öyle bir hesaplaşmış ki kendiyle, ‘keşke’ler sayfalarda uçuşuyor adeta.

Hele bir finali var ki orada dağılıyor işte insan.

‘Sizden çok şey öğrendim (İnsanları kast ediyor) ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim.’

Mutsuz bir şekilde...

Artık ölebilir miyim?

Kimse kusursuz değildir. Kimimiz hatalarından dönüş yapabiliyor, kimimizse romantik gecelerin büyüsünde duman olup havaya karışıyor.

Haberin Devamı

‘Deniz feneri oradadır. Ya ona çarpıp paramparça oluruz. Ya da ışığından yararlanıp, yolumuzu buluruz’ diyor Stephan Jovey. Etkili insanların 7 alışkanlığı isimli kitabında)

***

Alphan Manas İzmir kökenli, bir gelecek bilimci işadamı. Babası Oğuz Manas, Göztepe’nin kalesini korudu yıllar önce.

Oğuz Manas bilim insanıydı. Ege Üniversitesi’ne bilgi işlem teknolojilerine yerleştirmiş değerli bir aydındır.

Oğul Alphan Manas bir keresinde ‘Dünya hızla değişiyor, değişim geleceğe hazır olmamızı güçleştiriyor. Yarının problemleri, bugünden gelişiyor. Bugünden geleceğe çalışarak, hazırlıklı olabiliriz’ dedi.

Ne dersiniz olabilir miyiz?

Kim?

Kim iyi yaşadıysa çok gülüp, fazla sevildiyse,

Kim zeki insanların saygısını kazandıysa,

Kim yuvasını kurup, görevini yaptıysa,

Bir sanat eseriyle güzel bir şiirle veya

İnsanlara örnek olan bir ruh üstünlüğüyle bir eser verdiyse

Kim dünyayı bulduğundan daha iyi bir şekilde bırakabildiyse

Kim başkalarında en iyiyi arayıp, onlara kendinde olan en iyiyi verebildiyse

Haberin Devamı

Kimin hayatı insanlara ilham veriyorsa.

Kimin izleri ardından şükranla ilerleniyorsa

İşte o kişi başarılı olmuştur.

(B.A. Stanley)

Ne dersiniz olabilir miyiz
Anladım...

Öyle bir hayat yaşıyorum ki

Cenneti de gördüm cehennemi de.

Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

Bazıları seyrederken hayata en önden

Kendime bir sahne buldum oynadım.

Öyle bir rol vermişler ki,

Okudum, okudum, anlamadım...

Kendi kendime konuştum bazen evimde,

Hem kızdım, hem güldüm halime.

Sonra dedim ki, ‘Söz ver kendine’

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.

Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.

Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.

Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin

Öyle bir hayat yaşadım ki

Son yolculukları erken tanıdım

Öyle çok değerliymiş ki zaman

Hep acele etmem bundan, anladım...

(Nietzsche’nin sevgilisi Salome’ye gönderdiği mektuptan bir bölüm)

Ne dersiniz olabilir miyiz
Asıl mesele nerede?

Roger Bannister’in hayali bir mil koşusunda dünyayının en hızlı adamı olmaktı.

O dönemde bir milin 4 dakikanın altında koşulamıyacağı düşünülüyordu.

Hatta çeşitli dergilerde bunun mümkün olmadığı insan vücudunun buna dayanamayacağı yazılıyordu.

Tüm bu önyargılara rağmen Bannister, 1954 yılında bir mili 4 dakikanın altında koşarak inanılmazı başardı.

İşin asıl ilginç yanı, bu rekordan sonraki iki yıl içinde tam 213 atlet daha bir mili 4 dakikanın altında koştu.

Ne değişmişti? Sadece kafalarda oluşan engelin kalkması dışında?

Ne demişler?

- Fikir, bir benzin gibidir. Çok kişide benzin vardır. Fakat onu bir motoro koyup çalıştırabilecek girişim, alevlendirebilecek kibrit yoktur. (Gassio)

- Korku gelecek bir kötülüğü beklemenin adıdır. (Platon)

- Korkuyu yaşadığınız her deneyim, size güç ve kendinize güven kazandırır. Yapamayacağınızı düşündüğünüz herşeyi yapmayı denemelisiniz. (Eleanor Roosevelt)

- Yazmayı bitirdiğimde karım, 12 bin dolar borcumuz olduğunu söyledi. Bir buçuk yıl boyunca eşten, dostan borç almış. (G.G Margiues)

Gülümseyin

- Sinirli bir amirle çalışmak zordur, Özelliklede o amiri sinirlendiren sizseniz.

(Bejamin Franklin)

- Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış.

(Türk Atasözü)

- Boş bir testiyle bir kafanın kokuşmasından kof bir şey çıkıyorsa özrü ille de testide aramamalı.

(Çin Atasözü)