Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Bu da oldu”, “Böylesi görülmedi” başlıklarını çok sık okuyoruz bugünlerde...
Tarih bilmemekten ya da hatırlamamaktan herhalde...
“Durum hiç bu kadar kötü olmamıştı” diyenlere 22 Şubat’ı örnek veririm ben genelde...
O gün Ankara Meclis kavşağında Harp Okulu’na ait tanklarla, Genelkurmay’ın tanksavarları karşı karşıya gelmişti.
Ve Çankaya Köşkü’nü korumakla görevli Muhafız Alayı, Cumhurbaşkanı’na karşı mevzilenmişti.
Tarihsel açıdan ibretlik derslerle dolu bir isyan, alttan gelen bir silahlı darbe girişimiydi 22 Şubat...
48. yıldönümü dolayısıyla bir hatırlatma yapalım:
* * *
1962 kışıydı.
“Genç subaylar rahatsız”dı.
Seçim sonucunu beğenmemişlerdi.
“Karşı devrim”e ordunun sessiz kalmasını eleştiriyorlardı.
“Asker el koymalı” diyorlar, ama komutanları ikna edemiyorlardı.
Oysa ordu, daha 2 yıl önce müdahale etmiş, Menderes asılalı 5 ay olmuştu. Lakin seçimden yüzde 61’le “istenmeyen” sağ partiler çıkmıştı. Seçmen İmralı’ya tepkisini sandıkta göstermişti.
Kışlalar huzursuzlandı. Bazı komutanlar toplanıp “İktidarı vermeyelim” kararı aldı.
Bunun üzerine parti başkanları Çankaya’ya çağrıldı.
Askerin talepleri kendilerine iletildi.
Cumhurbaşkanlığı’na aday olan sağcı profesör Başbakanlığa davet edildi:
“Etlik’te mezarınız hazır. Bu işten vazgeçin” denildi.
O, vazgeçti. Köşk’e ihtilalin lideri yerleşti.
İsmet İnönü Başbakan oldu.
Ama bunlar ihtilalcilere yetmedi.
* * *
Şimdi bazı “eylem planları” geziniyor ya elden ele...
O zamankinin adı “Halaskar Fedailer Harekâtı” idi.
İsyanın başını Harp Okulu çekiyordu. Başlarında Harbiye Komutanı Albay Talat Aydemir vardı.
Tanklarıyla Meclis’i sardı.
Ankara çevresindeki askeri birlikler yardıma çağrıldı, ama onların bir kısmı da Talat Aydemir’in emrine girdiler.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, bakanlar, Köşk’te toplantıdayken, Cumhurbaşkanı’nı korumakla görevli Muhafız Alayı isyancılara katıldı.
Aydemir istese o an, hepsini “enterne edebilirdi.”
Yapmadı.
İsmet Paşa’nın tabiriyle “partiyi orada kaybetti.”
Radyo vericisi isyancıların eline geçmiş, asker birbirine silah çekmiş, eller tetiğe gitmişti.
İsmet Paşa 22 Şubat gecesini Hava Kuvvetleri Karargâhı’nda, isyancılarla pazarlık yaparak geçirdi.
“Ancak ölümü çiğneyerek devleti teslim alırlar. Kan dökmek icap ediyorsa dökülecektir. Hem de olukla” dedi.
Sabaha karşı Aydemir, çok kan döküleceğini fark edip teslim oldu. Ama pazarlık gereği, isyana katılanlar hakkında hiçbir cezai işlem yapılmadı.
* * *
Bunları okuyunca “Böylesi görülmedi” gibi laflar, size de biraz hafızasızlık eseri gibi gelmiyor mu?
Şu bir gerçek ki, Türkiye tarihi boyunca seçmen iradesiyle “Halaskar Zabitan” zihniyeti arasında çatışma oldu.
Rahatsız genç subaylar, astlarına söz geçiremeyen komutanlar, birbirine silah çeken kurmaylar, darbe girişimi ortaya çıktığı halde yargılanmayan kumandanlar da oldu.
Bunlar yeni değil...
Bugün yeni olan şu ki; maceraperestlere “Ölümü çiğnemeden devleti ele geçiremezsiniz” diyecek, gidişattan kaygısı olanlara da güven verecek bir İsmet Paşa yok ortalıkta...