Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"22 yıl dişinizi sıkın; Ortak Pazar refah ve saadet getirecek. Aklına esen, elini kolunu sallaya sallaya Roma veya Parise gidip beğendiği otomobili permisiz, gümrüksüz getirebilecek."22 değil, 40 yıldır, sadece dişimizi değil, canımızı da öldüresiye sıktığımız halde, bir türlü elimizi kolumuzu sallayarak şu Romaya, Parise gidip hayalimizdeki otomobili permisiz getiremedik.Ama...(...ilk cümledeki kehanet dikkatinizi çekti mi?)Refah da geldi, Saadet de...Hem de tam haberde belirtilen sırayla...***Kemal Derviş, Eskişehirde "Türkiye, AB ile 10 yıl içinde Portekiz ve Yunanistanın durumuna yaklaşır" deyince Hürriyetin 40 yıl önceki haberini anımsadım.Ortak Pazar bize "Refah" ve "Saadet" getirdi ya; acaba şimdi AB de "Adalet ve Kalkınma" mı getirecek?Sorunun cevabı Dervişin konuşmasında vardı:"Değişim maliyetlidir. Hızlı değişimin maliyeti daha büyük olur, muhafazakar kesimler direnir."Aynen öyle!..Derviş, "AB yasaları için bir hafta işi gücü bırakıp kutlama yapsak haklıyız" diyor.Peki bırakın bir haftalık karnavalı, sokaktaki adamın bu "ihtilal"in farkında bile olmamasına ne demeli?..***Bunun nedenini biraz da bu topraklarda oldum bittim çatıdan estirilen değişim rüzgarının bir türlü alt katlarda bir ferahlık yaratamamasında aramak lazım.3. Selim ilk ıslahatı başlatmasının bedelini 1807 yeniçeri isyanıyla ödemişti.Cumhuriyet 200 yıl sonra aynı faturayı Şeyh Sait isyanıyla ödedi.Türkiyenin ilk çok partili rejim denemesi ise Menemenin kargaşasında boğuldu.Genellikle bir hezimeti takiben, Batıdan empoze edilen idari düzenlemeler zoraki bir uygulama alanı bulsa da, kitlelere refah taşımakta gecikiyor.Modernleşmenin meyvesinden çok dayağını yiyen ve hepten fakirleyen kitleler ise aradığı sığınağı, muhafazakarlığın tanıdık, güvenli kollarında buluyor.Bu eğilimi son 50 yılın parti adlarından da okumak mümkün:"Cumhuriyetçi", "Devrimci", "Yeni", "Demokratik" gibi sıfatlar taşıyan yenilikçi partilerin karşısına dikilen hareketlerin son yarım asırdaki adı, hep değişimin ıskaladığı özlemler olageldi:"Nizam", "Selamet", "Refah", "Fazilet", "Saadet", "Adalet", "Kalkınma".***Şimdi Cumhuriyet oklarının, Demokratik kuşların, Yeni Türkiye gülünün vaat ettiği "AB ile değişim" projesi, yine kağıt üzerinde bir vaatler manzumesi olarak kalır ve sokağı ihya etmez ise, hızlı değişimin faturasını ödeyen kesimler koşar adım eski sığınaklarına kapanabilirler."Önce adalet ve kalkınma", "sonra cumhuriyet ve demokrasi" diyebilirler.Bunun önünü kesmenin yolu ne muktedir kahramanlar aramaktır, ne de dipçiği ele almak...Çare; değişimin hep külfetine buyur edilen kitlelerin, artık nimetini de adilane üleşebilmesindedir. candundar@superonline.com Türkiyeyi Ortak Pazara bağlayan Ankara Anlaşması 12 Eylül 1963te imzalandığında Hürriyet, bunun "Batılılaşma yolunda 150 yıldan beri harcadığımız gayretlerin en semereli neticesi" olduğunu yazmış ve şöyle demişti: