Ekonominin patronluğu ve AB başmüzakereciliği...2 koltuklu bakan, daima 2 cüzdanla geziyor:Birinde kartlar ve para var; öbüründe diğer kartlar ve kalan paralar...Bu, iş hayatından kalma bir güvenlik önlemi... Biri çalınırsa diğerini garantileme yöntemi...Ama iş, AB ile böyle değil...Türkiye'nin tüm kartları aynı cüzdanda duruyor. Bir B planı yok.Üstelik AB-Türkiye ilişkileri ciddi bir çözülme yaşıyor.2 çocuklu, 2 koltuklu, 2 cüzdanlı bakanın, birbirinden zor 2 işi var şimdi:Türkiye'yi AB'ye ikna etmek...AB'yi Türkiye'ye ikna etmek... 2 çocuklu Ali Babacan'ın 2 koltuğu var. Ne var ki, 2 iş de giderek güçleşiyor. Çünkü günden güne Türkiye Avrupa'dan, Avrupa da Türkiye'den soğuyor.Babacan, asıl müzakerenin "içeride" olacağını söylüyor. Yani Türkleri AB'ye ikna etmek, Avrupalıları Türkiye'ye ikna etmekten zor olacak.Milli görüşçülerden milliyetçilere, "derin devlet"ten çoğu solculara kadar uzanan geniş bir koalisyon, AB'nin bir tuzak olduğuna inanıyor ve giderek etkisini artırıyor. Babacan, "Bu, her aday ülkede yaşanan bir süreç" diyor:"Yasa çıkarmak yetmiyor. Bir zihniyet değişimi, toplumsal, kültürel bir dönüşüm gerekiyor. Zaman alan işler bunlar..." Anti-AB cephe AB'de de durum aynı:Avrupa'daki son araştırma, Türkiye'ye desteğin biraz daha azaldığını ortaya koydu:25'ler içinde 3 grup ülke var:1.Türkiye'yi destekleyenler (İngiltere, İspanya, Portekiz, İsveç, Polonya gibi)2.Ortadakiler (İtalya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Letonya gibi)3.Türkiye'ye karşı olanlar... Bunların muhalefet oranları şöyle: Avusturya (yüzde 80), Almanya (yüzde 74), Lüksemburg (yüzde 72) Yunanistan ve Fransa (Yüzde 70) Danimarka (yüzde 62), Belçika (yüzde 61)... Türkiye karşıtlarının ortak bir özelliği var:Türklere ev sahipliği yapmaları...Bir başka deyişle "Türklerle tanışan, Türkleri istemiyor". Son araştırma sonucu Başmüzakereci'ye göre bunun nedeni "Türkiye'nin gerçekleriyle Türkiye'nin algılanması" arasındaki uçurum... Bu uçurumun kapatılması bir iletişim sorunu...Bugüne kadar hep Avrupa liderleri ile temas kuruldu. Ancak AB Anayasası'nın reddedilmesinden sonra Avrupa kamuoyu büyük önem kazandı. Artık anlaşıldı ki, kamuoyu onaylamadan tam üyelik imkânsız...O yüzden önümüzdeki dönem, iletişime müzakereler kadar emek, zaman ve para harcanacak.Kopenhag zirvesinden sonra Ahmet Sever başkanlığında kurulan "AB İletişim Grubu" şimdi daha da genişletilecek ve 2 yönlü ikna stratejisini uygulamaya koyacak:Türk kamuoyuna AB üyeliği anlatılacak.Avrupa'da ise sadece liderleri değil, ülke ülke, hatta bazen bölge bölge halkları ikna etmeye dönük stratejiler uygulanacak.Bu arada sivil toplum kuruluşları da müzakere sürecine dahil edilecek. Eylül ayında çok sayıda STK, Ankara'ya davet edilerek görüşleri alınacak, Avrupalı muadilleriyle temas kurmaları istenecek. 2 yönlü iletişim hamlesi 2 çocuklu, 2 koltuklu, 2 cüzdanlı bakan 2 cephede cenge hazırlanıyor şimdi...Sağlam aşkların, büyük nefretlerden doğduğunu kanıtlamaya çalışacak. can.dundar@e-kolay.net Aşk?