Halamın çocuklarıyla Saniye babaannemin eteklerinde sarmaş dolaş, pürneşeyiz.Diğer fotoğraf, 1966 Eylül'ünde çekilmiş.Gençlik Parkı havuzu önünde...Kevser anneannem, yeni atlattığımız trafik kazasının ardından gezmeye götürmüş beni... Elinde çantası, sırtında çantası, başında örtüsü...* * *Babaannem rahmetli oldu. Anneannem, Allah sıhhat versin, hala hayatta... Bana döktüğü onca kurşun kendi ömrüne ömür kattı. Her fırsatta gider elini öperim. Okur üfler yüzüme karşı... Ayrılırken hayır duaları gelir peşimden...İkisi de 5 vakit namaz kılan dini bütün kadınlar...Babaannem 3'ü kız 6 evlat sahibiydi; anneannem 3'ü kız 5...Kızlarının hiçbiri örtünmedi.Kimse de bir şey demedi.Torunlar arasında sonradan kendi iradesiyle örtünen oldu. Ona da bir şey denmedi.Örtünmek ya da açılmak bizim sevgi bağlarımızı etkilemedi.* * *Başbakan Erdoğan "Gururla söylüyorum: İmam hatip mezunuyum. 4 çocuğumun 4'ü de oradan mezun... Kimsenin ülke çocuklarını kamplara ayırmaya hakkı yok" deyince; ben de kendi gurur kaynaklarımı açıklamak istedim.Ben de -Başbakan'ın tabiriyle- "Milletin durduğu o mutabakat zemini"nde doğdum."Başörtüsüne saygıyı öğrenemediler" diyor Erdoğan; ben o saygıyla büyüdüm. Çevremde saygısızlık yapıldığını da görmedim.Ayrımcılık yapıldığında karşı çıktım; başörtüsü bir simgeye dönüştürüldüğünde bile...Meclis'e, Köşk'e, orduevine oğlunun, eşinin, torununun yanında giremeyen analar, eşler hep vicdanımın bir yanını yaraladı; Saniye babaannemi, Kevser anneannemi kapıda durdurduklarını düşünüp direndim hep...Kampüs, Meclis kapılarının onlara kapatılmasına karşı çıktım.Bu yüzden de çok eleştirilere göğüs gerdim.Yani Başbakan'ın sözünü ettiği ve giderek yeniden moda olan bir deyimle- "ihanet"le suçladığı "ayrımcılar"dan değilim.Ama öyle olmam, yapılanı görmemi de engellemiyor.* * *Son tartışmalara bakalım:"Kuran öğrenmek suç mu" diye soruyor Başbakan... Türkiye'de 1932'de 9 Kuran kursu vardı; bugün 5 bine ulaştı.1980'de 67 bin öğrenci vardı; bugün 1 milyonu aştı.Tartışılan şey, Kuran öğrenenlere değil, Kuran öğretme bahanesiyle "ayrımcılık" eğitimi verenlere ne yapılacağıdır. Yeni yasayla bunların cezası indirilmek istenmektedir.Bir başka tartışma konusu, yeni din dersi müfredatıyla öğrencilerin sınıfta aptes alıp, topluca camiye namaz dersine götürülmek istenmesi... Bu derslerde dinler tarihi ya da kültürü yerine hâkim mezhebin ibadet pratiklerinin öğretilmesi "ayrımcılık" değil midir?Ya okullarda anket formu dağıtıp velilere "Namaz kılmayanın dini inancı zayıftır", "Çok kadınla evlilik İslama uygundur", "Faiz haramdır" yargılarına ilişkin görüş sorulması?.."İhanete varan bir ayrımcılık"tan söz edeceksek herhalde budur.Şurada anlaşalım:Kimse kimsenin inancına, o inancı nasıl yaşadığına karışmayacak. Ama hayatın, aklın, bilimin kanalları da açık kalacak. Ve kimsenin, "ülke çocuklarını kamplara ayırmaya" hakkı olmayacak.Şu fotoğraflardaki sevgiyi yakalamak bu kadar zor mu? can.dundar@e-kolay.net Handan Halam geçenlerde bende olmayan bir fotoğrafımı getirdi. Ankara Hayvanat Bahçesi'nde neşeli bir pazar...