Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Fransız güzellik kraliçesi transseksüel mi?
Vallahi bilmiyorum!
Kainat yarışmasında Fransa'yı temsil edecek dilberin "dönme" olduğunu, Strasbourg dönüşü uçakta Türk gazetelerinden öğrendik. Manşetteki haberde konunun Fransa gündemine oturduğu yazıldı ve biz bir haftadır orada olduğumuz halde bu hayati meseleden bihaberdik.
Hemen o günkü Fransız gazetelerine baktık. Le Monde'da bir satır bile yoktu. Liberation'da da...
Buna karşın Türkiye'deki ölüm oruçları Le Monde'da vardı. Liberation'da da...
Nu tuhaf!.. Kimi Türk basınında da bunlar yoktu...
* * *
"Ölümlerden sorumlu Adalet Bakanı" Hikmet Sami Türk, F tipi cezaevlerinin "Batı standardında" olduğunu söylüyor, Avrupa'nın da projeyi desteklediğini öne sürüyordu.
Bu "desteği" Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Başkanı Lord Russel - Johnston'a sorduk:
"Evet, F tipi konusunda Türkiye'ye destek verdik, ama desteğimiz koşulluydu" dedi.
Koşul; "tecrit uygulanmaması"ydı.
Anlaşılan Türk, kendi kamuoyu gibi onları da kandırmıştı.
* * *
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (AİÖK) de İnsan Hakları Mahkemesi'nin bulunduğu "şeffaf bina"da... Ölüm oruçları başladığından beri defalarca Türkiye'ye gelip inceleme yaptılar. Arabuluculuk faaliyetimiz sırasında bizimle de görüşmüşlerdi. Onlar da "Geceyarısı Ekspresi" koğuşlarının hafızalardaki kabusunun sona ermesi için F tipinin yararına inanıyorlar, ancak "tecrit kabul edilemez" diyorlardı.
Bugün ölümler karşısında kaygılılar.
Geçen haftasonu yine Türkiye'delerdi. Terörle Mücadele Yasası'nın tecrit getiren 16. maddesinin kaldırılmasında aylarca uzlaşamayan hükümet her nasılsa onların geldiği gün uzlaştı.
Üstelik ortak alanların kullanımını mahkumların "ıslahı" koşuluna bağlayan ifade düzeltildi. Ancak kaygılar bitmedi. Çünkü şimdi de, sadece "iyi hali" görülenlerin (yani fikir değiştiren siyasi tutukluların) tecritten kurtulabileceği yaklaşımı var.
"Komite yeniden geldiğinde tutukluların yarısını tecritte bulursa buna onay verir mi?"
Yanıt kesin bir "Hayır".
"Komite ancak çok tehlikeli görünen 1 - 2 mahkuma tecrit uygulanabileceğine inanıyor".
Uygulamanın selameti açısından sivil toplumun, baroların, İnsan Hakları Derneği'nin de izleme kurullarına katılması arzulanıyor.
* * *
Strasbourg'da yetkilileri asıl şaşırtan şu:
Hükümet tecrite son vermede uzlaştı. Cumhurbaşkanı değişikliğe taraftar olduğunu açıkladı ve acilen önlem istedi. Her gün birkaç kişi ölüyor. "Peki çıkacağı kesin olan bu değişiklik konusunda Bakan niye hala tecriti yumuşatmıyor?"
"İnsan canı gibi bir
'Force majeure' (zorlayıcı neden) varken neden uygulamada 'bir nebze esneklik' gösterilerek ölümler durdurulmuyor?"
Çünkü Türk, insan canına duyarsızlıkla eleştirdiği örgüt liderleriyle yarışıyor ve sistemin acımasız yüzünün simgesi olarak tarihe geçiyor.
Korkarım, "Ölümlerden sorumlu Adalet Bakanı", Avrupa'dan yükselen bu "esne" çağrısı karşısında rehavetle ensesini kaşıyacak ve kapısına yığılan bitkin cesetlere bakarak uzun uzun "esne"yecektir.
Ama tarih tanıktır; anaların ahı, rahat uyutmaz insanı...