İşlek bir caddeye bakan kocaman bir penceredir gazete... Siz içeride oturup gelen geçenlerden gözünüze ilişeni yazarsınız. Lakin trafik öyle işlek, akış öyle hızlıdır ki, geçip gidenlerin peşinden koşacak vaktiniz olmaz.
Her an yeni bir haber unutturur az öncekini...
Pencerenin görüş mesafesinden çıkan, "bayatölar.
Kimse bir daha dönüp bakmaz.
***
10 gün önce bu köşede Samsun’da ilkokula başlayacak oğluna kitap - önlük alamadığı için intihar eden Cemal Can’ın trajedisini yazdım.
Bodrum katındaki evinin demir parmaklığına kendini asmadan "çocuğuma iyi bakın" mesajı bırakmıştı.
Çaresizliğine dikkat çekebilmek için yapabildiği son şey, canına kıymak olmuştu. Oğlunun önlüksüzlüğü, ancak onun hayatı pahasına haber olabilmişti.
Yoğun gündeminizi fazla meşgul etmeyecek "sıradan bir 3. sayfa haberi"ydi işte...
Okurken dertlendiğiniz, bir sonraki sayfada unutup geçtiğiniz...
Lakin bu kez öyle olmadı.
Çok mesaj geldi; "Ne yapabiliriz" diye soranlar, yardıma koşanlar, "çocuğa ne oldu" diye meraklananlar...
36 yaşında bir kapıcının, yoksul bir bodrum katının demirine asılı bedeni, çoğunuzun lokmasını boğazına dizmiş gibiydi.
Ömür’ün önlük parası, kiminiz için bahşiş bile değildi.
***
Bakın neler oldu?
Türkiye’nin en büyük çocuk hastanesinin inşaatı için yıllardır bağış toplayan Samsun Çocuk Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Alaaddin Balcı, "Bu gidişle yaptığımız binayı insanlar göremeyecek" diyerek paranın bir kısmını yardıma aktarmaya karar verdi. Yoksul bölgelerdeki okul müdürlerinden ihtiyaç sahiplerini bildirmelerini istedi. Sadece Samsun merkezden 1500 kişilik bir liste geldi.
Dr. Balcı, "Çocuklar babasız kalmasın" kampanyası açarak başta hastane çalışanları olmak üzere herkesi yardıma çağırdı.
Toplanan paralarla ilk elde Ömür de dahil 350 çocuğa önlük, kitap alındı. Şimdi 1000 çocuğa ayakkabı alabilmek için 15 milyar aranıyor.
Dr. Balcı, "Bizi Ömür uyandırdı" diyor:
"Bir çocuk hastanesinin başhekimi, hatta bir insan olarak buna seyirci kalmak mümkün mü? Tepki vermeyen, duyarsız bir toplum olmamalıyız. Herkes çevresinde bu örgütlenmeyi yapamaz mı?"
***
"Çocuğuma iyi bakın" vasiyetiyle bu kampanyayı ateşleyen Cemal Can’ın oğlu Ömür önceki gün okula başladı.
İlk gün, çevresinden gördüğü yoğun ilgi bile soluk benzine yansıyan durgunluğu söküp atmaya yetmedi.
Babasının canına mal olan mavi önlüğüyle ders başı yaparken söylediği bir cümle yürekleri dağladı:
"Keşke babam da beni böyle görebilseydi!"
***
İşlek bir caddeye bakan kocaman bir penceredir gazete...
Bazen camdan bakarken biri takılır gözünüze... Haber olur ve hayatı kurtulur.
Deniz yıldızı öyküsündeki gibi; "onun için fark eder".
Ben, yaraya merhem sürecek yardımlardan çok, hepten iyileştirecek politikalara inananlardanım.
Ama böyledir diye, Türkiye’nin bir sosyal devlet olmasını bekleyecek değiliz.
Kış geliyor. Ayakkabısı delik çocuklara pabuç lazım.
Duyuyor musunuz?