Amaç, gençleri politikaya alıştırmaktı.Öğrencilere ana babalarından önce "Avrupa Anayasası" soruldu. Okul sandıklarından yüzde 71 oranında "Hayır" oyu çıktı. Bu, dünkü referandumda çıkandan da yüksek bir orandı.* * *Avrupa'nın yarınını belirleyecek çocuklar da ana babaları gibi Avrupa'ya inanmıyor artık... Hem de Hollanda gibi çokkültürlülüğün kalesi, Avrupa'nın laboratuvarı sayılan bir yerde...Kışın "Avrupa Kimliği" konulu bir akademik toplantı için gittiğimiz Amsterdam'da Hollandalıların ağzından şunu duymuştum:"Çokkültürlülük öldü. Hollanda pişman oldu ve başa döndü".Bugüne dek farklı kültürleri bir arada yaşatmak için kamu fonları ayıran Hollanda "Alt kültürlerin baskısını azaltmak lazım. Yoksa ülke içinde farklı ülkeler oluşuyor" demeye başlamıştı.AB'nin Türkiye'ye, anadilde eğitim, azınlık hakları için baskı yaptığı dönemde Hollanda, anadilde eğitime son veriyor, kamu radyosunda azınlıkların yayın saatlerini sınırlıyor, TV'deki yayını da kaldırıyordu.Dahası bundan böyle Hollandaca ve Hollanda kültürü sınavından geçemeyenler, göçmen yakını dahi olsalar ülkeye alınmayacaktı.* * *Hollandalı tarihçi Geert Mac "Zihnimizin kapılarını açtık ve korkularımızı dışarı vurduk" diye özetliyor bunu..."Hayır"cıların kampanyada da kullandığı bu korku, Türkiye gibi kalabalık nüfuslu yeni üyelerin AB aracılığıyla Hollanda'ya hükmetmesi.Yani "azınlığa düşme korkusu"...15 yıl sonra, 500 milyonluk Avrupa'nın 100 milyona dayanmış Türkiye'yle nasıl baş edeceği tartışılıyor.Türkiye, "AB egemenliğimizi elimizden alacak" diye korkarken, AB üyeleri de "Türkiye, nüfusuna göre AB koltuklarını doldurunca egemenliğimizden olacağız" paniği yaşıyor.Bu panik, Hollandalı bir film yönetmenini bıçaklayan fanatizmin yarattığı korku ve 11 Eylül sonrasının terör kâbusuyla birleşince yabancı düşmanlığı ve ırk ayrımcılığı büyüyor. Avrupa içe kapalı bir Hıristiyan kulübü olma yolunda ilerliyor.* * *Fransa ve Hollanda'dan gelen "Hayır" isyanını küçümseyenler "Önemli değil, AB anayasasız da yürür" diyor.Oysa Avrupa tarihi bir dönüm noktasında...Batı, çokkültürlülük, entegrasyon, egemenlik devri, azınlık hakları, sosyal devlet gibi temel değerlerinden vazgeçmeye gidiyor.Bir dönem kapanıyor. Ve açılan yeni dönemin ne getireceğini kimse öngöremiyor.* * *Dün öğleyin Hollanda'da yaşayan dostum Uğur'u aradım.Hâlâ oy vermemişti, kararsızdı.Uğur sosyalisttir. Referandumda sosyalistler "Hayır" dedi. Ama Uğur gibi Türklerin derhal kapı dışarı edilmesini isteyen aşırı sağcılar da "Hayır" kampanyası yürüttü. Bu tuhaf koalisyondan çıkan "Hayır"ın Türklerin ve Türkiye'nin tam üyelik hayalinin "hayrına" olmayacağı belli...Ama madalyonun bir de öbür yüzü var:Uğur'un oğlu Hollanda buz hokeyi milli takımında...Almanya'yı dünya güzellik yarışmasında bir Türk kızı temsil ediyor. Alman sineması Fatih Akın'la ayağa kalkıyor.Yaratıcılığını yitiren yorgun kıta, kendisine can veren taze kanı böyle döker ve Batı'yı var eden ideallerinden vazgeçerse 21. yüzyılda nasıl var olabilecek?Avrupa'nın da önündeki soru budur. can.dundar@e-kolay.net Türkiye, şiir okuyarak siyaset yaptı diye bir liseliyi karakola yollarken, Hollanda ortaokul ve liselerde referandum yaptı 2 gün önce...