Hüsamettin Cindoruk NTV’de Neden’in konuklarındandı.
Bir siyasetçiden çok, siyasetin zorlu patikalarını arşınlamış bir bilge gibi konuştu.
27 Mayıs’ı, Yassıada’yı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü görmüştü.
Politik duyargaları müdahalenin ayak seslerini herkesten önce duyabilecek kadar gelişkindi.
Şimdi hisleri onu kaygılandırıyordu. O yüzden iktidara, özellikle de Erdoğan’a “ağabey tavsiyesi” verir gibi konuştu:
“Ben sizin kesimden geliyorum, muhafazakâr, dindar bir adamım; ama devlete, devletin kurallarına, cumhuriyete de saygılıyım, bağlıyım” dedi ve şunları öğütledi:
“Germeyin!”
“İlk görev Erdoğan ve partisine düşüyor: Tansiyonu düşürün. Ortamı normalleştirin. Öfkeyi hitabet sanatı sayarak hem toplumu gerersiniz hem de yapmak istediğiniz pek çok şeyi örtersiniz. Bu grup toplantılarında bağırıp çağırmalar fevkalade tehlikelidir. Çünkü grupta kendi üyeleriniz sizi aşırılığa çeker.
“Yargıya güvenin”
“Ortada AKP’nin 6 yılını yargılayan 170 sayfalık bir iddianame var. Parti ve suçlanan 70 kişi, bu belgeye çok ciddi cevaplar hazırlamalı.
“İddianame tenkit edilebilir, ama iddianameyi, Mahkeme’yi ciddiye almak gerekiyor. AKP şunu söylemeli hemen; ‘Biz yargıya güveniyoruz. Anayasa Mahkemesi’ne ve verecekleri karara saygımız var.’ Bu güvenceyi, hem Gül’ün, hem Erdoğan’ın vermesinde fayda var.”
“Sonra gelip Anayasa Mahkemesi üyelerinin önünde savunma yapacak, partinizi temize çıkaracaksınız. Çok önemli bir fırsat bu: ‘Ben laikliğe karşı değilim, laiklik benim dönemimde tehlikeye girmeyecek’ deme imkânı... Bu imkânı kullanmalarını tavsiye ediyorum.”
“Kuralı değiştirmeyin”
“Erdoğan, futbolda maç sürerken kuralların değiştirilmeyeceğini bilir. Siyasette de, hukukta da öyledir. Bu
dava açılmışken onun açıldığı hukuku değiştirirseniz Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini alırsınız; hukukun vereceği kararı siz verirsiniz. Bu, vicdanları da rahatlatmaz, partiyi töhmet altında kalmaktan da kurtarmaz. Bu tavır, Türkiye’yi gerer.
“Demokratikleşin!”
“İddianamede ‘AKP’nin şeriatçı düzene geçeceği, demokrasiden ayrılacağı’ iddiası var. AKP bunu yalanlamak istiyorsa hemen hazırladığı demokratik anayasayı gündeme getirmeli. Herkese fikrini sormalı...
“Madem milli iradeden söz ediyor, yüzde 10 barajı da, siyasetin finansmanını da gündeme getirmeli... YÖK’ü demokratikleştirmeli, TRT’yi tarafsız hale getirmeli, memur sendikalarına grev hakkı vermeli...
“Mağduru oynamayın”
“Yassıada’dan bu yana acıları, mağduriyetleri yaşamış, Menderes’in, Fatin Rüştü’nün idamını görmüş bir avukat olarak söylüyorum: Bu iktidar mağdur değil, bütün teminatlara sahip... Zamanında bizim de siyasi haklarımız alındı; hiç bu sözleri söylemedik. Bir arının kovanına bal akıtması gibi uğraştık, yasakları kaldırdık. O yasakları kaldırırken bu arkadaşlarımız hiç bizim yanımızda olmadılar; ne Zincirbozan’da, ne sıkıyönetim hapishanelerinde... Onun için burada kahramanlığa gerek yok. Sizi döven, söven, işkence eden yok. Siz siyasette serbest bırakılmışsınız. Bu anayasa ile iki seçim kazanmışsınız. Şimdi de karşınızda hukuki yapılar var. Zulüm görmüş gibi davranmak yerine bunun kıymetini bilin. Bunu yapamıyorsanız beklenilen sonuç gelir.
Kapanırsa ne olur?
“Hiçbir şey olmaz. Ben DP’nin, AP’nin kapanmasını yaşadım. Uğraştık, didindik, DYP’yi çıkardık.
“Ama bir parti kapatılırsa bilin ki parti tabanında ve seçmende genel başkana güven sarsılır. Güvendiği parti yeni siyasetler üretememiş, kendini kapattırmışsa halk partiyi değil, kendini mağdur hisseder. Sosyal hakları elinden alınan insan, yeterli ücret alamayan işçi, işsiz çocuk, AKP’nin mağduriyetine bakmaz. Partisini kapattıran bir genel başkana oy vermez.”