Fuzuli, “Divan”ının önsözünde 3 grup insana karşı Allah’a sığınır: Biri “eda yoksunu şairler”dir; “Meclislerde kabiliyetli oldukları iddiasıyla şiir okurlar. Nazımları nesirlerinden ayırt edilmez.”
Diğer grup, “şiirin inceliklerine vakıf olmayanlar, sözün aslını bulamayanlar”dır.
Bu iki grup bana, Meclis’te her fırsatta şiir okuduğu halde nevri dönünce “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” tarzı “şiir inceliği”nden yoksun hikmetler sarf eden Başbakan’ı hatırlatıyor.
Ama bu yazıda asıl üçüncü gruptan bahsedeceğim:
Bunlar, “kabiliyetsiz kâtipler”dir.
Fuzuli, edebiyat tarihine geçen dörtlüğünde onlara “Kötü yazan elleri kurusun” diye beddua eder. Çünkü onlar “Bir nokta kusuriyle gözü kûr eyler.”
“Göz”ün bir nokta hatasıyla nasıl “kör” edildiğini anlamak için bu sözcüklerin Arapçada nasıl yazıldığını bilmek gerekir.
“Zı” harfinin üzerindeki noktanın konulmaması “göz” sözcüğünün “kör” olarak anlaşılmasına yol açmaktadır.
* * *
Benzer bir nokta hatası, Fuzuli’den 500 yıl sonra bir aile faciasına yol açtı.
Ramazan, bir tartışmanın ardından baba evine sığınan eşi Emine’nin cep telefonuna bir mesaj attı:
“Sıkışınca konuyu değiştiriyorsun” dedi.
Ancak eşinin kullandığı telefon, Türkçe karakterleri kabul etmiyordu. Dolayısıyla “sıkışınca”daki “ı”lar “i” olarak görüldü. Ve bu “nokta”lar, kızgın eşin “gözünü kör etmeye” yetti. Devreye Emine’nin babası girdi. Damadını arayıp, “Sen benim kızıma ‘fahişe’ mi demek istiyorsun!” diye çıkıştı.
Ramazan işin doğrusunu anlatmak üzere geldiği evde saldırıya uğradı. Kavgada eşini bıçakladı. Emine öldü. Ramazan da cezaevinde bunalıma girerek kendini astı.
Damada saldıran Emine’nin babası ile iki kız kardeşi ise yargılanıyor.
* * *
Emine, eşinin mesajını “sıkışınca” diye okuyabilse belki bunlar yaşanmayacaktı.
Peki niye okuyamıyor?
5 asır önce bir nokta kusuruyla anlam faciası yaratanlar, Arapça bilmeyen cahil kâtiplerdi.
Bugün, aynı nokta kusuruyla aile faciasını yaratanlar, Türkçe bilmeyen SMS karakterleri...
İthal programlarla çalışan cep telefonlarının bazı modelleri Türkçe yazılımla destekleniyor, bazısı desteklenmiyor.
Emine’ninki gibi, Türkçe yazılım desteği olmayan telefonlarda Türkçedeki “ı”, “ğ”, “ş” harfleri bulunmuyor. Mecburen Türkçe sözcükleri İngilizce gibi yazıyor, okuyorsunuz.
Ramazan’ınki gibi Türkçe yazılım desteği olan programlarda ise bu harfler “extra” sayılıyor; kullandığınız her Türkçe karakter için fazladan para ödüyorsunuz.
Yani Ramazan, mesajı yazdığı gün, eşinin ailesinden önce, kendi memleketinde Türkçe karakter kullandığı için GSM operatörü tarafından cezalandırılmıştı bile...
* * *
Telekomünikasyon Kurumu bu garabete nihayet el koydu. Temmuz ayından itibaren ithal edilecek cep telefonlarında Türkçe karakter bulunması özelliği aranacak.
Yani artık “Çok sıkılıyorum” yazarken karşı tarafın Türkçe karakteri var mıdır, yok mudur diye düşünmek zorunda kalmayacaksınız.
Ramazan ve Emine için çok gecikmiş bir karar; ama Türkçenin kendi ülkesinde cezadan kurtulması adına sevindirici...