"Türkiye, çocuklarının poposunu temizleyemeyecek kadar ilkel bir toplum mudur" diye soruyordu önceki gün Türker Alkan hocam...
Radikal, durumu "Okullarda orta çağ" başlığıyla özetliyordu.
4 trilyon liralık elektrik ve su parasını ödeyemeyen okulların çoğu susuz ve karanlıkmış.
Akmayan su, mikrop üreten pis tuvaletler demek...
Elektriksiz okul ise, kaloriferlerin yanmadığı soğuk, loş sınıflar...
Başkentin bazı okullarında bile manzara bu...
Neden?
Silahlanmaya eğitimden çok para harcayan ve kişi başına eğitim harcamasında Namibya, Tunus, Fas ve Mısır'ın gerisine düşen Türkiye'nin eğitim bütçesi, faturaları ödemeye yetmediğinden...
* * *
Elimde bir yönetmelik var.
Devlet Bakanı Kazım Oksay döneminde, 24 Mayıs 1985 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmış.
Başlığı: "Camilerin bakım, onarım, temizlik ve çevre tanzimi yönetmeliği..."
Yönetmeliğin 8. maddesi, cami ve mescitlerin elektrik tüketimlerinin TEK tarafından ücretsiz karşılanmasını hükme bağlıyor.
10. madde ise Sular Hakkında Kanun uyarınca cami, mescit ve çevresine ücretsiz su verilmesini, sular kesilirse belediyenin tankerlerle su taşımasını emrediyor.
Söz konusu kanunda "ücretsiz su verme" hükmü olmaması bir yana, devlete mali yük getiren bir konunun yönetmelikle düzenlenmesi de ilginç... Düzenleme Danıştay'dan geçmemiş, ama 15 yıldır uygulanıyor.
* * *
Tamam, camiler susuz ve ışıksız kalmasın; ama Diyanet'e ciddi bütçe ayıran ve bir "cami yaptırma derneği cenneti" olan Türkiye, ilkokullarında çocukları popo yıkamaya su bulamazken camilerinin sulanıp aydınlatmasına para harcayabiliyorsa buna itiraz etmez misiniz?
Bir ülkede hem camiler, hem okullar susuzsa burada bir öncelik gözetmek gerekmez mi?
Abdest alıp camiye gidenler zaten temizliğe özen gösteren ve hijyenin önemini bilen müminlerdir.
Çocuklar öyle mi?
Mikrop kaynayan okullarda onların küçük bedenlerini nasıl tehlikelerin beklediği bilinmiyor mu?
TEK ve belediyeler, camilere gösterdikleri cömertliği okullardan esirgeyecekler mi?
* * *
Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, öğretim yılını açarken belediyelere "Çocuklarımızdan elektrik, su parası almayın" demişti.
Şimdi bu çağrıya karşılık verme zamanıdır.
Kış yaklaşırken hükümetten, camilere ayrıcalık tanıyan yönetmeliğin bir benzerini okullar için de çıkarmasını bekliyoruz.
Çocuklarımızın ve dolayısıyla toplumun sağlığı için...
* * *
NOT: Yeri gelmişken birkaç güncel çağrı daha yapıvereyim:
* Perihan Mağden'e "Köşeni bırakıp gitme" çağrısı...
* Çetin Altan'a "Enseyi karartmayın" yazıları için "acil ihtiyaç" çağrısı...
* Hükümete, "Taliban Kuzey Irak'a girdi. Hadi biz de girelim" dolduruşlarına gelmeme çağrısı...
* Savaş konusunda medyanın tersine askeri ve diplomatik cenahta gözlenen temkinliliğe destek çağrısı...
* Anayasa'yı değiştirirken, uluslararası sözleşmelerin yasa hükmünde olduğu maddesini es geçen Meclis'e "Evrensel hukuka sırtını dönmeme" çağrısı...