Lübnan doğumlu yazar Amin Maalouf, "Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri" (Telos, 1997) kitabının girişinde Kudüs'ün istilacılarca yağmalanmasından sonra, haşmetli sakalı olan bir ulu kadının Araplara çektiği nutku anlatır:
"Kardeşlerimizin akbabanın midesinden başka oturacak yeri yokken, siz huzurlu bir güvenliğin gölgesinde uyuklamaya nasıl cüret ediyorsunuz" diye gürler kadı:
"Ne kadar çok kan döküldü. Müslümanlar hiç bu kadar aşağılanmadılar. Ülkeleri bundan önce hiç bu kadar vahşice perişan edilmedi. Yoksa yiğit Araplar hakarete alıştılar mı?"
* * *
Dün, bu krizin simgesi olacak Katar'ın El Cezire televizyonunda Amerikan saldırısından hemen sonra askeri üniforması içinde zuhur eden Usame bin Ladin'in banttan yayımlanan konuşması, bu konuşmaya ne kadar benziyordu:
"İslam toplumu 80 yıldan fazla bir süredir bu acıları, küçük düşürülmeyi ve utancı yaşadı. Evlatlarının kanı döküldü. Kutsal saydıklarına hakaret edildi. Şimdi 80 yıl sonra Amerika'nın da canı yanınca Müslümanların kanı, onuru, kutsallığıyla oyun oynayan katiller, sahtekarca sızlanmaya başladılar."
Peki niye büyük bombayı patlatacak takvimin saatini "80 yıl" öncesine kurmuştu Bin Ladin?
80 yıl önce Osmanlı, Kudüs'ten çekilmişti de ondan...
* * *
1917 sonunda Filistin cephesini boynu bükük terk ederek Kudüs'teki 4 asırlık hakimiyetine son vermişti Osmanlı...
Orta çağdan beri Müslüman olan bu kutsal kent, bir İngiliz generali kumandasındaki "haçlı orduları"na devredilmişti. O günden sonra da kentin mirasına sahip olma kavgası hiç bitmemiş, şiddet Kudüs'ü hiç terk etmemişti.
Şimdi Bin Ladin, tartışmanın odağına Kudüs sorununu koyarak "Filistin davasının temsilcisi" rolüne soyunuyor. Bombardımanın hedefinin kendisi değil, İslam olduğu mesajını veriyor.
Bu mesaj, Bush'un "haçlı seferleri" gafı ve Berlusconi'nin ırkçı söylemi ile buluşunca Arap dünyasında karşılık buluyor.
Bazı Araplar kendi tarihlerinde "Frenk istila"sı anlamına gelen haçlı seferlerini, 900 yıl sonra yeniden topraklarında bulduklarını düşünüyorlar.
* * *
Maalouf'un kitabı 1096'da başlayan seferlerde haçlıların bölgedeki emirlerin sürtüşmelerini, çekişmelerini ustaca kullanıp 200 yıl bölgeye hükmedebildiklerini anlatıyor.
Arap dünyasının bombardımana yönelik tepkileri, bugün de tablonun tıpatıp aynı olduğunu göstermiyor mu?
Arap dünyası yine dağınık...
Çoğunun "akbabanın midesinden başka" oturacak yeri yok...
Kudüs hala işgal altında yağmalanıyor.
Hal böyleyken 3. binyılın ilk savaşı yine haçlıların sefer güzergahı üzerinde çıkıyor. Ve milli geliri 30 bin dolar olan ülke, milli geliri 160 dolar olan ülkeye saldırıyor.
Gökyüzünden hem bomba, hem lokma yağdırıyor.
* * *
Ancak Ortadoğu tarihi, bölgenin kaygan topraklarında taşlar ne zaman yerinden oynasa, yeniden oturana kadar onyıllar sürecek kanlı büyük artçı sarsıntılar gerektiğini gösteriyor bize...
Aradan binyıllar da geçse bölgede ne aktörler değişiyor, ne istilada yağmalanmış kentler, ne akbaba midesinde oturan halklar, ne onları ayaklanmaya çağıran sakallı liderler...
Filistin ve Kudüs sorunu çözülmeden, Ortadoğu'ya Ortadoğu düğümü çözülmeden dünyaya huzur gelmiyor.
Dünyanın varoşlarını bombalamakla sorunun bittiğini sananlara tavsiyem; tam da bugünlerde "Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri"ni okusunlar.