Soğuk içine işliyordu insanın; üşüdüm.15 yıl önce o gün, orada, balyozlarla devrilmişti duvar...30 yıl dünyayı birbirinden ayıran o koca kalkan paramparça edilmiş, sonra da her bir parçası hediyelik eşya niyetine piyasaya verilmişti.Duvarın iki yakasındakiler onları ayıran barikatın enkazı üzerinde kavuşmuş, barış şarkıları eşliğinde sevince boğulmuştu.Biz, izlerken umut dolmuştuk.O duvarın enkazından yepyeni bir dünya doğacağına inanıyorduk.Lakin o şenliğin 15. yıldönümünde kimseler yoktu eski enkazın başında...Bernauer Caddesindeki sade anıtın önünde üç beş sembolik buket, birkaç kuru demeç... Hepsi o kadar...* * *Yaser Arafat can çekişiyordu akşam haberlerinde...Şenlik yapan İsrail, Kudüse yeni bir duvar örüyordu.Amerika, Fellucede dünyanın gözü önünde katliama girişiyordu.Ve Berlin Duvarının taze izi boyunca dolaşırken, kulağımda şom ağızlı bir kahinin, Leonard Cohenin felaket şarkısı çınlıyordu:"Berlin Duvarını geri verin bana / Stalini ve Aziz Paulu verin /İstikbali gördüm kankam / İstikbal: katliam..."* * *Cohen, 10 yıl önce yeni çağın falında görmüştü; "düşüp kalkan halklar"ı, "yolda yangınlar"ı, "uçuşan fantomlar"ı...İşte o fal açılıyor şimdi...Berlinde kime sorsam duvarı özlüyor; onu yeniden örmeye gönüllü olduğunu söylüyor. Batı Almanlar, birleştiği komşusuna çok para aktardığına, onun yüzünden işsiz kaldığına yanıyor; doğulular, sosyal güvenlik kalkanından mahrum bir ortamda dışlanıp aşağılandığına...Almanya, gönülsüz bir birleşmenin sancılarını yaşıyor.Ve yıkılan duvar, zihinlerde mıh gibi duruyor.* * *Soğuk Savaşın güvencesi demirperde eridi ve sıcak savaş başladı.İki süper gücün dehşet dengesinden kurtulan dünya, tek süper gücün kontrolsüzlüğünde daha dehşetli bir gezegen haline geldi.İnsanlık ne muhasarada Arafatın, ne katliamda Fellucenin yardımına koşabiliyor artık...Sadece izliyor.* * *Eski bir duvarın enkazı boyunca yürüdüm salı gecesi...Soğuktu, üşüdüm.Fellucede pervasız işgalciyle savaşan direnişçileri düşündüm.Ata toprağına kefenle dahi giremeyecek Abu Ammarı... ve onun Kudüste boş bekleyen mezarını...Mezar yerine inşa edilen duvarı...Sürgünde can veren kahramanın yere düşmüş zeytin dalını...Gördüm Cohenin kabusundaki katliamı... Söyledim dehşet şarkısını...Acı ama gerçek; canavarı frenleyen bir kalkanmış meğer o duvar...Ve ne yazık ki, şimdi dizginsiz canavarı durdurmak için o lanet kalkana ihtiyacımız var. can.dundar@e-kolay.net Salı gecesi Berlinde, yıkık duvarın silinmeye yüz tutmuş izi boyunca yürüdüm.