Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

8 yaşındaki bir kız, ilk filmiyle Almanya’yı fethetti. Hayatında sinemaya gitmemiş olan Elif Bülbül, “Mommo”nun başrolünde oynuyor. Hem de ne oynamak...

O kadar güzel bir öykü ki bu...
Filmin öyküsü kadar güzel...
Film içinde film...
Masum bir peri masalı...
Anlatayım:
Elif Bülbül Konya’nın Hüyük ilçesi, Çavuş köyünde yaşayan 8 yaşında bir kız çocuğu...
Mevlana İlköğretim Okulu’nda birinci sınıf öğrencisi...
Bir gün beden eğitimi dersindeyken filmciler kameralarıyla geliyor okula...
Öğrencileri sıraya dizip teker teker görüntülerini çekiyorlar.
Elif mahcup; boynunu bükmüş, bir kenarda duruyor sessizce...
Ama okula çocuk oyuncu bulmaya gelen Atalay ağabeyin gözü onun üzerinde...
5 ay sonra çekimine başlayacağı yeni filmi için herkes kast ajanslarından bir çocuk oyuncu bulmasını tavsiye etmiş; o ise, bu ilk filminde kendi toprağından, onun dilini konuşan bir köylü çocuğu oynatmaya karar vermiş.
Çevredeki bütün ilkokulları dolaştıktan sonra Mevlana’ya gelmiş.

Masal başlıyor
Öbür 50 çocuğun çekimi bittikten sonra Atalay ağabey Elif’i çağırıyor kameranın önüne... 
Öyle utanıyor ki Elif, başını kaldıramıyor yerden; adını söyleyemiyor doğru dürüst...
Öğretmeni durumu fark ediyor; yönetmenin kulağına eğilip sınıfta da pasif bir öğrenci olan Elif’in bu işin üstesinden gelemeyeceğini söylüyor, vazgeçmesini tavsiye ediyor.
“Hayır” diyor Atalay Taşdiken:
“Elif tam aradığım çocuk... Onunla çekeceğim bu filmi...”
Hayatında hiç sinemaya gitmemiş Elif, bir sinema filminde başrol için seçiliyor.
Ve peri masalı böylece başlıyor.

Sadeliğiyle büyüleyici
Atalay’ın da oraların çocuğu olması, Belediye Başkanı’nın torpili, Elif’in ailesini iknaya yetiyor.
Aniden kapıyı çalan bu büyük maceraya “Peki” diyorlar.
Ve çekim başlıyor.
Atalay ilk hafta dramatik yoğunluğu yüksek sahneleri çekmiyor. Elif’te film çekmenin bir oyun olduğu duygusunu yaratmaya çalışıyor.
Kısa zamanda çok zeki bir çocukla karşı karşıya olduğunu fark ediyor.
Her şeyi sadece bir kere anlatıyor, Elif yapıyor.
Üstelik o kadar iyi yapıyor, öyle yalın oynuyor, sadeliğiyle profesyonel oyuncuları öylesine bastırıyor ki, filmde Elif’in babasını oynayan, uzun yılların oyuncusu Mustafa Uzunyılmaz, Elif’le oynadığı ilk sahneden sonra sette kuytu bir köşeye sığınıp ağlıyor.
Finalden bir önceki sahnede ağlama sırası yönetmen Atalay Taşdiken’e geliyor.
Elif saçlarını feda ediyor film uğruna... Ağlama sahnesinde zorlanıyor biraz; ama sonunda orada gerçek gözyaşlarıyla oynuyor.
Nihayet “Mommo” bitiyor.
Elif köyüne dönüyor.

Elif’in peri masalı

Elif Berlin’de, filmin yönetmeni Atalay Taşdiken ile birlikte. Üzerinde hayalini kurduğu pembe elbise var.


Pembe elbise
Film, 17 Nisan’da vizyona girecek.
Ben öncesinde izleme fırsatı buldum; bu lirik, sade, sımsıcak filmle ilgili duygularımı, görüşlerimi daha sonra yazacağım. Bugün sadece Elif’in öyküsüne devam etmek istiyorum.
Film daha vizyona girmeden Berlin’e gitmeye hazırlanıyor.
Alin Taşçıyan, Elif’le görüşmeye köyüne gidiyor. Berlin heyecanını soruyor.
Pembe bir elbise diliyor Elif; orada kırmızı halıda yürürken giyebilmek için...
Bu mesajı, modacı Berrin Akyüz alıyor. Atalay Taşdiken’i arayıp Elif’e hiç para almadan özel tasarım bir elbise dikmek istediğini söylüyor.
Elif’in istediği pembe elbise dikiliyor. 
“Peri masalı” böyle devam ediyor.

Kırmızı halıda
Ve Elif geçen ay ilk kez uçağa biniyor, ilk kez köyünden çıkıp Almanya’ya gidiyor, 5 yıldızlı bir otele yerleşiyor. Berlin’de ilk kez bir sinemaya gidiyor. Kırmızı halı üzerinde yürüyor.
Perdede kendisi var.
Almanlar kendilerini de ilgilendiren bu çarpıcı öyküye bayılıyorlar. Düşük bir bütçeyle alabildiğine yalın bir anlatımla çekilmiş bu sarsıcı senaryoyu da çok beğeniyorlar ; o senaryonun başrolünde oynayan kızı da...
Çoğu çocuklardan oluşan seyirci, filmi çıt çıkarmadan izleyip dakikalarca ayakta alkışladıktan sonra çıkışta başroldeki küçük kızın imzasını almak için sıraya giriyor.
“Ben imza bilmiyorum ki” diyor Elif....
Atalay, “Bir ‘e’ yap, karala” diye yol gösteriyor.
Üç beş denemeden sonra Elif’in imzası çıkıyor ortaya...
İkinci gösterimden sonra ise, star Elif, imza atmaktan yorulduğunu söylüyor.

En iyi film
“Mommo” Berlin’i fethettikten sonra Almanya’da okullar için özel proje konusu yapıldı.
Alman çocuklarının göçmenlere bakışını değiştirecek bir film olduğu yazıldı.
“Elif ve ekibi” Berlin’deki bir ilkokulda söyleşiye katılıp soruları yanıtladılar. Alman çocuklar bu genç yıldızı hediyeye boğdular.
Geçen hafta da “Mommo”, Nürnberg Türk-Alman festivalinde, çok iddialı filmler arasından sıyrılıp “En İyi Film” seçildi ve “Seyirci Ödülü”nü aldı.
Türkiye’de mi?
Çoğu sinema grubu filmi ticari bulmadıklarından salonları açmakta kararsız...
Oysa şimdiden Elif’in dünyasını değiştiren “Mommo”, izleyecek çocukların da düş ve düşünce dünyasını değiştirebilir. 


Elif’in peri masalı



Elif önce imza atmayı öğrendi, sonra imza vermekten yoruldu!