Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Derin devletin iç çatışmaları olmasa Türkiye’de birçok şey açığa çıkamazdı.
Susurluk’u deşifre eden, MİT’in içinden sızan Mehmet Eymür imzalı iki rapor olmuştu.
Şimdilerde daha iyi anlaşılıyor ki, Ergenekon’un ortaya çıkışını da benzer bir hesaplaşmaya borçluyuz.
Karşıt grupların birbiri aleyhine sızdırdığı bilgiler, belgeler sayesinde manzara her geçen gün biraz daha netleşiyor.
Bütün bu toz duman arasında ne olup bittiğini anlamak için, Susurluk’tan bu yana süreci yakından izleyen bazı isimlerin verdiği ipuçlarına dikkatinizi çekmek istiyorum bugün...
Belki Susurluk’u, Ergenekon’a bağlayacak ip de bu ipuçlarının devamında gelecek.
* * *
Önce Mesut Yılmaz’a kulak verelim.
Susurluk’u çözmek için Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendiren eski Başbakan, 1990’larda MİT içinde Çiller desteğiyle oluşturulan yasadışı yapılanmanın bugün Emniyet’e kaydığını öne sürüyor; “Emniyet’te yalnızca hükümete değil, Fethullah’a da çalışan bir yapılanma var” diyor.
Şimdi bu açıklamayı yine konuyu yakından izleyen İsmet Berkan’ın dünkü yazısıyla birlikte değerlendirelim.
Berkan, Susurluk sürecinde MİT ve JİTEM de devrede olduğu halde yargı önüne sadece Emniyet’in çıkarıldığını hatırlatıyor. Bugün ise Ergenekon iddianamesinin sadece Tuncay Güney’in Emniyet’e verdiği ifadeye dayandırıldığına dikkat çekiyor. Güney’in “MİT’le ilişki içinde JİTEM’in içine sızan bir ajan” olduğu iddiasının ortaya atılmasını da şöyle yorumluyor:
“Ergenekon soruşturmasının polise hiçbir yerinden değmemesi ilgimi çekiyor. Acaba, 1997’de MİT’te Eymür ve birimi tasfiye edilince açıkta kalan Tuncay Güney kendine başka ve yeni bir ‘koruyucu’ ve ‘patron’ mu aradı” diyor.
* * *
Cevap, yine dün, Ergenekon duruşmasında söz alan Doğu Perinçek’ten geliyor.
Mahkeme Başkanı, MİT’in hazırladığı söylenen Ergenekon şemasının mahkemeye ulaştığını açıklayınca Perinçek, “O şemadaki bazı isimlerin üzeri niçin kapatıldı?” diye soruyor.
Milliyet’in dünkü haberine göre, “üzeri kapatılan isimler” arasında çok sayıda önemli işadamı, siyasetçi ve “1 Numara” da var. Demek MİT, mahkemenin yargıladıklarından fazlasını biliyor.
Perinçek de diyor ki:
“Mahkemenin bu isimlerin MİT’ten istenmesi kararına Savcı Öz, Sabah gazetesinin (‘Tuncay Güney MİT elemanıydı’) manşetiyle cevap vermiştir.”
Perinçek’e göre Savcı bu yolla MİT’e şu mesajı gönderiyor:
“Mademki bizim dahil olduğumuz tertibi açığa çıkarıyorsun, biz de haham Tuncay’ın bir MİT elemanı olduğunu açığa çıkarırız.”
* * *
“İntikam tablosu” biraz daha netleşiyor mu?
Bundan sonra ne olabileceğini de yine Susurluk’tan beri süreci dikkatle izleyen Enis Berberoğlu’nun “deneyimli bir istihbaratçı”ya atfen yazdığı şu cümlelerde arayalım:
“Sanki birileri yeni operasyonlara, gözaltılara veya en azından iddianameyi tamamlamaya yardım edecek bilgi ve belge bekliyor.”
Ergenekon kazısını Susurluk’a ve daha derine taşıyabilecek ipuçları var. Derin devlet içinde acil bir barış sağlanamazsa, hayli gürültülü günler kapıda demektir.