Yıllardır Türkiyeyle yoğun ticari ilişki içindeydi.Türk ortakları ona önceki günkü yazımı tercüme edip okumuşlardı.Gür ama yorgun bir ses tonuyla, "Adımı Irakta herkes bilir" diye başladı söze:"Size sadece kendi adıma değil, Felluce ve Irak halkı adına teşekkür etmek istedim. Yazınız, bir nebze olsun acımızı dindirdi" dedi.Acının kaynağı, işgalden çok işgale dair Batı kaynaklı haberlerdi."Yalan söylüyorlar" diye öfkelendi:"Gerçeği bildiğim için izlerken kalbim sızlıyor". Bir Felluceli aradı dün... Fellucenin yarısına hakim Nazzal aşiretinin ileri gelenlerindendi. Direnişçilere yardım ettiği gerekçesiyle kenti terke zorlanmıştı, ama her gün Fellucedeki yakınlarıyla haberleşiyordu. Son durumu sordum. En taze bilgiyi verdi:"İki gün önce görüştüğümde direniş sürüyordu. Önceki gün Mücahitler Felluceyi terk etti". 1500 direnişçi, tam donanımlı 15 bin Amerikan askerine karşı 3 hafta tutunmuştu."Şimdi Felluce, deprem yemiş gibi" dedi Nazzal:"6 bin bina yerle bir oldu. 5 bine yakın sivil öldü. Kitle imha silahları kullandılar. Kimyasal silah, fosfor bombası, sinir gazı attılar. En çok kadınları ve çocukları öldürdüler. Hastanemizi bombaladılar. Bir dostum 1 hafta aç kalan çocuğunu gözyaşları içinde evinin avlusuna gömdü. İnsanlık tarihinde böyle cinayet yok".Sonra örnek verdi:"Şehirde hoparlörlerle anons yapıp yiyecek dağıtılacağını söylüyorlar. Sonra gelen ahaliyi rehin alıp tanklara dolduruyorlar. Onları kalkan yapıp direnişçilere saldırıyorlar". Direniş bitti Nazzal, Amerikan kaybının 400den fazla olduğunu söylüyor.Ailesinden de bir yeğeni şehit düşmüş. Onun öyküsünü anlatırken Fellucelilerin ruh halini de gözler önüne seriyor:"23 yaşındaki yeğenim Ammar çatışmalar başlayınca ailesiyle Bağdata gitmişti. Kız kardeşim onu Felluceye dönüp savaşmaya ikna etti. Gitmezsen oğlum değilsin dedi. Oğlu şehit düşünce de cenaze değil, düğün yaptı adeta... Felluce işte bu hisler içinde..."Amerikanın sıradaki hedefini sordum:İlk sırada Ramadi adını verdi. Irakın ikinci büyük kenti olan ve büyük bir araziye yayılan Musula güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.Seçimi ise bu koşullarda mümkün görmüyordu: "Irak kabinesinin bakanları Bağdata gidemez durumda. Çoğu dışarıda" dedi.En çok Arap dünyasının suskunluğuyla bazı Şii ve Kürt grupların işgalcilere yardım etmesine içerliyordu. "Bizden sonra sıra onlara gelecek. Çünkü Amerikanın dostu yoktur. Bak yıllarca Amerikaya hizmet eden İran Şahı mezar yeri bile bulamadı kendine... Ahmet Çelebiye de aynısını yaptılar" dedi. Yeğeni ölmüş "Saddam bir göründü, sonra yok oldu. Haber var mı" dedim;"Biz onu da sevmezdik" dedi; "Ama ilk duruşmada İrana, Kuveyte ABDnin verdiği silahlarla saldırdım deyince bir daha duruşmaya çıkarmadılar".Ya öldürülen Türk şoförler?Yaslandı sesi:"Bakın, bir ülke işgal edilmişse, işgalciye silah, erzak taşıyan, işgalciye hizmet eder ve hedeftir. Onlar Türk olduğu için saldırıya uğramıyor; Suriyeli, Ürdünlü şoförlere de saldırılıyor. Bir gün bir Türk kamyonu Felluceye ilaç getirdi. Onu gözyaşlarıyla karşıladık. Türk kamuoyunun bu savaşta yanımızda olduğunu biliyoruz. Ama şunu unutmasınlar, mal taşıdıkları insanlar çocuklarımızın katilleri... Türk kardeşlerimizin bizi anlamasını ve işgalciye yardım yapmamasını diliyoruz.Konuşmanın sonunda beni Felluceye, gerçekleri görmeye çağırırken şu sözler döküldü ağzından:"Mücahitler Felluceden çekildi, ama Felluce var olmaya devam ediyor. Binalarımız çöktü ama şehitlerimizin ruhu hala orada... Onlar Allahın askerleriydi. Para için değil, yurtları için savaştılar. Boşa ölmediler. Şimdi bizler döneceğiz şehrimize, sağ kalan çocuklarımız kolsuz, bacaksız büyüyecek, ama Amerikalı işgalciler bir gün bile orada kalamayacak. Amerika, büyük yenilgiyi tadacak".Felluce yazısına gelen yüzlerce destek mesajından söz ettim, "Ne yapabiliriz sizin için?" diye sordum:"En acili ev" dedi Nazzal... "İnsanlar kış günü çadırlarda perişan. Türk kardeşlerimiz güvendikleri organizasyonlar aracılığıyla aralarında para toplayıp Felluceye ev yaptırabilirler. Felluce bir cennettir ve orada ev yaptırmak, cennette yer almak demektir". can.dundar@e-kolay.net Türk şoförler hedef