1994'te Fikriye Hanım üzerine bir belgesel hazırlarken Atatürk'ün yeni bir yönünü keşfetmiştim: Birlikte yaşadığı Fikriye ile sonradan evlendiği Latife'de onun iki ayrı yüzü gizliydi sanki:
Biri alaturka, diğeri alafranga yüzü...
Tıpkı müzik tercihinde olduğu gibi, "alaturka"da hoşlandığı tarzı, aradığı rahatlığı buluyor, ancak teorik olarak "alafranga" dinlemek zorunda olduğunu hissediyordu. O yüzden de kulağında "alaturka" nameler çınlasa da yüklendiği "tarihi misyon" onu, bir görev gibi "alafranga"nın kollarına itiyordu.
Bu yorumladır ki, Hıfzı Topuz'un son kitabını okurken (Gazi ve Fikriye. Remzi, 2001) M. Kemal Paşa'nın Fikriye ile imam nikahı kıydırdığı iddiasına hiç şaşırmadım. 1922 Türkiyesinde bir erkekle bir kadının - uzaktan akraba bile olsalar - aynı çatı altında yaşaması ancak bu şartla mümkündü.
Bu "alaturka nikah"tan 1 yıl sonra Paşa, "alafranga"sını Latife ile kıyacaktı.
* * *
Öyküde beni asıl meraklandıran, Fikriye'nin intiharı... Bu konuda elde belge, tanık olmadığı için her eserde farklı anlatımlara rastlıyoruz.
Belgelerden bilinen; Fikriye hastalanınca Kemal Paşa'nın onu Avrupa'da bir sanatoryuma gönderdiği, o oradayken Latife ile evlendiği, bunu haber alan Fikriye'nin de hemen Ankara'ya koştuğu...
Ama sonrası tam bir muamma...
Topuz'un romanı Fikriye'nin Köşk'e kabul edilip birkaç gün orada yaşadığını, sonra bir otele yerleştiğini, Çankaya'ya son bir veda için geldiğinde geri çevrildiğini yazıyor. Sonrasını şöyle anlatıyor:
"...bir el silah sesi duyuldu. Arabacı ne olduğunu anlayamadan dizginlere asıldı. Fikriye Hanım'ın göğsünden kan sızıyordu".
* * *
Acaba intihar mıydı?
Burada tarihe bir not düşmek açısından farklı bir yorumu aktarmak istiyorum:
Fikriye belgeseli yayınlanınca bunun bir sinema filmi olması gündeme geldi. Türkan Şoray'la bu proje üzerinde çalıştığımız basına yansıdı.
O günlerde Amerika'dan bir beyefendi arayıp haberi okuduğunu ve benimle görüşmek istediğini söyledi.
Adı, Abbas Hayri Özdinçer'di.
Fikriye Hanım'ın öz yeğeniydi.
Belgeselin hazırlığı sırasında kendisini çok aramış, bulamamıştık. Türkan Şoray'ın da bulunduğu bir görüşmede "bildiği her şeyi anlatmak istediğini" söyledi. Uzun yıllar, anlatacağı şeylerin yanlış anlaşılıp başına iş açmasından korkmuş, susmuştu. Artık "halasının sırrı"nın, hiç olmazsa kayda geçmesini istiyordu.
* * *
Kayda girdik. Anlatmaya başladı.
Bir defa Fikriye Hanım'ın hastalık nedeniyle değil, Ankara'dan uzaklaştırılmak amacıyla - veya Ankara'da yapılmasında sakınca görülen bir tıbbi operasyon için - yurtdışına gönderildiği kanısındaydı.
Dönüşte bir süre Çankaya Köşkü'nde kalmış, Latife Hanım'la yaşanan gerilimin ardından İstanbul'a dönmüş, yeniden geldiğinde Köşk'ün yeni yaveri Resuhi Bey tarafından tarafından içeri alınmamıştı.
Özdinçer, halasının bu 2. gelişinden ve içeri alınmayışından Kemal Paşa'nın haberi olmadığı inancındaydı.
Olaydan sonra Fikriye Hanım bir süre Numune Hastanesi'nde yattıktan sonra vefat etmiş, İstanbul'daki ağabeyi Ali Enver Bey de iki sivil polis eşliğinde Ankara'ya getirilmişti. Enver Bey, cesedi görmek istediğinde, defnedildiği söylenmişti. İşin peşini bırakmadı. Kardeşinin yattığı hastaneye giderek o geceki görevlilerden birini buldu. O görevli kendisine "büyük sır"rı söyledi:
"Kurşun kardeşinizin sırtındaydı".
O gün hastanede yatanlardan çoban Hüseyin ise şunu anlatmıştı:
"O gece bir avrat getirdiler. Sabaha kadar avaz avaz 'Alçaklar... katiller... vurdular beni...' diye bağırdı".
* * *
Abbas Hayri Dinçer, bunları anlattıktan ve komployu kurduğuna inandığı kişilerin adlarını verdikten sonra bir sigara yaktı ve "Üzerimden büyük yük aldınız, babam Enver Bey'e olan bir vefa borcumu ödedim" deyip gitti.
Tabii bütün bunlar da kanıtı, belgesi, tanığı olmayan tevatürler...
İşin aslı mı?
O, tarihin karanlık labirentlerinde yazılı...
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025