Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP’de 5 gündür sürdürülen “sözde lider arayışı”, kabak tadı vermeye başladı.
Sıkıcı bir gölge oyunu sahneleniyor.
Perde önünde bazı siluetler var, ama “oynatıcı”nın el hareketini bekledikleri için, kımıldamadan duruyorlar.
“Oynatıcı” ise, “Hadi ben elimi oynatmadan kımıldayın da göreyim” havasında...
Çoğumuz ilk dakikadan beri biliyoruz ki, aslında bu yolla seçeneksizliğin apaçık ortaya çıkmasını bekliyor; ki geri döndüğünde “Eh, ben şans verdim, kimse çıkmadı; ne yapayım” diyebilsin.
Birisi kafasını çıkarmaya kalkışsa, “CHP’yi yeniden tanzim tezgâhının mimarı” damgasını yiyecek.
Böyle lider arayışı mı olur?
* * *
Dünkü Kılıçdaroğlu görüşmesi öncesi bazı iyi niyetliler, Baykal’ın halefini işaret edeceğini sandı.
Ben de bu sayede epey iddia kazandım.
Baykal “Çekildim” demedi ki kendine halef seçsin.
Tersine her demeciyle, ekibinin her işaretiyle, dönüş sinyalleri veriyor.
“Bakın bakalım yerimi doldurabilecek kimse var mı” yaklaşımını başka nasıl yorumlayabiliriz ki?
Ayrıca yerine aday olabilecekleri beğenmemek, tahtına veliaht göstermemek Baykal’a özgü bir zaaf da sayılmamalı...
Ondan öncekiler halef gösterdi mi ki?
Ecevit yerine veliaht bıraktı mı?
İnönü kimseyi işaret etti mi?
Atatürk “Benden sonra şu” dedi mi?
* * *
Türk siyasetinin böyle bir geleneği yok ne yazık ki?
Çıkan liderler, genel başkanların lütfuyla değil, ona meydan okuyarak doğdular.
Ecevit, İnönü gibi bir tarihe kafa tutmayı göze aldı.
Tıpkı, daha sonra kendisine “Hodri meydan” diyecek Deniz Baykal gibi...
Peki Baykal’ın tahtına aday gösterilen Kılıçdaroğlu’nda böyle bir potansiyel görüyor muyuz?
Ne yazık ki hayır!
Kılıçdaroğlu, cesaretle ortaya çıkıp “Ben varım” demek şöyle dursun, neredeyse aday olarak adının geçmesini önlemeye çalışır halde...
Bu delege yapısıyla ve Baykal’ın bakış açısıyla, bu işlerin icazetsiz olamayacağını iyi bildiğinden olsa gerek, bir kenarda görevlendirme bekliyor.
Oysa görevlendirmeyle lider ancak darbe dönemlerinde çıkabiliyor; onların siyasi ömrü de kısa sürüyor.
* * *
Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında ciddi bir kamuoyu desteğine kavuştuğu, “yolsuzlukların üstüne giden, dürüst adam” olarak puan topladığı kesin...
Ancak bu yetmiyor. Liderlik için daha fazlası gerekiyor.
Son dönemde imza attığı “iki ricat”, onda liderlik kumaşı arayanları hayal kırıklığına uğrattı.
İlki “Dersim tartışması”nda Onur Öymen’in istifasını isteyen tavrının arkasında duramamasıydı.
Diğeri ise Kürt sorununun çözümünde “af”fı telaffuz edip Baykal’ın çıkışı karşısında geri adım atması...
Bu testlerde sendeleyen Kılıçdaroğlu, son gölge oyununda da kendisini sahne önüne itenlerden köşe bucak kaçarak sanıldığı gibi “yeni bir Ecevit” olmadığını gösterdi.
Ona güvenerek “Baykal artık bize babalık yapar” diyen Gürsel Tekin de dün “Eve dön baba” söylemine geçti.
CHP’nin lider adaylarına önce “CHP tarihi”ni iyi okumalarını tavsiye ederim. Formül orada yazıyor:
“Lider, lidere rağmen olunur, lider sayesinde değil...”