YÖK Başkanı Kemal Gürüz, 10 ay önce Dicle Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan Prof. Dr. Fikri Canoruç'un "PKK'lı" olduğu gerekçesiyle görevden alınmasını istedi.
Kanıt var mı?
Yok!..
Belge?..
O da yok!..
Ülkeye bakın ki, bir kurul başkanı, 36 yıllık bir akademisyeni, bir üniversite rektörünü sorgusuz sualsiz "PKK'lı" diye ihbar edebiliyor.
Hem de kime?..
YÖK listesinde rektörlük için emekli bir albay birinci sırada iken onu atlayıp Prof. Canoruç'u oraya atayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e...
"İşte senin adamın" dercesine...
* * *
"Baltayı taşa vurmak" diye buna denir işte...
Sezer'in bu türden ayak oyunlarına prim vermediğini ve önüne gelen her dosyada öncelikle hukuk aradığını artık hepimiz biliyoruz.
Hele hiç hazzetmediği bilinen Gürüz'ün kaynattığı cadı kazanlarına iltifat etmeyeceğini tahmin etmek de zor değil.
Ancak burada Gürüz'ün özel bir talihsizliği daha var:
Aksi gibi Cumhurbaşkanı Sezer, Dicle'yi iyi biliyor.
Dicle onun ilk görev yeri. 1964 yılında Semra Hanım'la evlenir evlenmez hakim olarak atandığı ve kızı Zeynep'le ilk kez babalığı tattığı kasaba...
Dahası, "Kürt sorunu" ile belki de ilk kez tanıştığı mekan...
Dicleliler, "55'ler olayı"ndaki tavrından ötürü Sezer'i minnetle anıyorlar hala... (Bkz: Abdullah Muradoğlu. "Köşkteki Hakim". Anka 2001. s. 55).
* * *
"55'ler olayı"nı kısaca hatırlatalım:
27 Mayıs'ta Milli Birlik Komitesi, Güneydoğu'da yaşayan 55 Kürt aşiret liderini DP'yi destekledikleri gerekçesiyle Batı illerine sürmüştü.
Sürülenler arasında Bucaklar, Septioğulları, Ensarioğulları gibi bölgenin güçlü aileleri, Ali Rıza Septioğlu, Kinyas Kartal, Melik Fırat, Zeynel Abidin Gaydalı gibi daha sonra siyasete atılacak isimler de vardı.
Karar, 2 yıl sonra İsmet Paşa tarafından kaldırıldı ve sürgünler geri döndüler. Ancak Şeyh Abdurrezzak Ensari, Dicle'ye döndüğünde bir sürprizle karşılaştı:
Hasımları, "Fırsat bu fırsat" deyip evine ve bahçesine el koymuştu.
Ensarioğlu mahkemeye başvurdu. Karar aleyhte çıktı. Ancak Yargıtay kararı bozdu ve yeniden yargılama istedi.
Dicle diken üzerindeydi. Göçten dönen aşiret mensuplarıyla, onların topraklarına el koyanlar elleri tetikte bekliyorlardı.
Dosya, henüz 26 yaşındaki genç Dicle hakiminin önüne geldi.
Sezer, büyük baskı altındaydı. İhtimal, etraftaki fanatik ihbarcılar "Bunlar DP'li" diye kazan kaynatıyorlardı.
Karar, 12 Aralık 1967'de çıktı:
"Toprakların, sahiplerine iadesine..."
* * *
Gürüz'e bizden tavsiye:
"PKK'lı" ithamı pek iş yapmaz bu konjonktürde...
"Şeriatçı" veya "Atatürk düşmanı"nı kullanmasını tavsiye ederiz.
Bir de dertli başını vurmak için Çankaya dışında kayalar aramasını...
