Haluk Kırcı, 1978de Ankara Bahçelievlerde 7 TİPli genci, evlerinde basıp kimini beynine kurşun sıkarak, kimini iple boğarak öldüren ülkücü ekipten...Katledilen 7 gencin 4ünü "Reis" Abdullah Çatlının emriyle bizzat kendisinin öldürdüğünü itiraf etti.12 Eylülden sonra yakalandı.İlk ifadesinde katliamı bütün ayrıntılarıyla anlattı.Bu suçtan 1988de idama mahkum oldu.İçeride yatarken "şartlı tahliye yasası" çıktı. O, 7şer kez idama mahkum edildiği için yararlanamıyordu, ama bir tek adam öldürmüş kabul edildi. Ve 1991de "yanlışlıkla" salıverildi.Dönemin SHPli Adalet Bakanı karara itiraz etti.Yargıtay itirazı haklı gördü. Ama kuş uçmuştu.Tekrar aranmaya başladı.***"Aranırken" törenle evlendi.Nikah şahidi dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağardı.Sonra Susurluk kazası oldu.Ünlü MİT raporuna göre Kırcı, Çatlıdan sonra "Özel örgüt"ün silahlı kanadının başına geçti.1996da yakalandı.Küçükçekmece Başsavcılığına sevk edildi.O gün nezaretten "firar etti".Hakkında soruşturma açılan polis memuru, Adalet Bakanının arayıp "Nezarete atmayın, polislerle otursun" talimatı verdiğini söyledi.Kimdi bu talimatı veren Adalet Bakanı?..Mehmet Ağar...***Devam edelim:1999da Terörle Mücadele ekiplerinin bir operasyonuyla yakalandı ve cezaevine kondu.İçerde anılarını yazdı.Bu arada "5 - 6 - 2 Tamam Reis" kitabını yazan gazeteci Saygı Öztürkle görüştü. "Bahçelievler katliamını ben yaptım" dedi. Katliamın detaylarını anlattı.19 Mart günü Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin bir kararıyla tahliye edildi.Çıkar çıkmaz yeniden Saygı Öztürkle görüştü ve "O dönem Anadoludan gelen gençlerdir. Hepimiz kullanıldık. Ama cezaevinde bir tek bürokrat, milletvekili, zengin çocuğu yoktu" dedi.Tahliye kararının hayhuyu içinde Kırcının konuşmasındaki önemli bir cümle kaynadı gitti:"Kimse Benim arkamda örgütüm var diye güvenmesin" diyordu:"Bundan böyle kanunlar çerçevesinde yaşayacağım ve kendi yaşayacaklarımı arkadan gelenlerin yaşamaması için elimden geleni yapacağım. Bunu da herkes bilsin."***Ne yapacaktı ki, arkadan gelenlerin aynı şeyleri yaşamaması için?..Hem "Örgütünüze güvenmeyin" de ne demekti?Uzmanlar bu demecin içindeki şifreli mesajı çözmeye çalışırken katledilen gençlerin avukatı tahliye kararına hemen itiraz etti.Ve Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, Ödemişin verdiği tahliye kararını bozdu. Kırcının yeniden yakalanarak cezasının kalanını yatması gerektiğini söyledi.Ancak kuş yine uçmuştu.İtirazı sonuçlanana kadar Kırcının teslim olmayacağı, avukatınca açıklandı.***Bir değil, iki değil, üç değil... "Gizli bir el" her yakalanışında kurtardı Kırcıyı...Nikah şahidi olan vali, DYP Genel Başkanı oldu.Devletin istihbarat teşkilatının tescillediği silahlı çetenin hemen tüm elemanları ceza almadan kurtuldular.Siz isterseniz hala "Derin devlet"e inanmayın! can.dundar@e-kolay.net Gel de "derin devlet" diye bir şeye inanma şimdi... Olayları peş peşe yazalım: