Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir çizginin iki yanında kümeleşen iki ekip, bir halatı iki ucundan çekiştirerek birbirlerini ortadaki çizgiye sürüklemeye çalışır.Bu güç sınavında çizgiye gelen ekip yarışı kaybetmiş sayılır.* * *Dünkü Milliyet, askerle sivil arasındaki asırlık "ip çekme savaşı"nın hepten kızışmakta olduğunun ipuçlarıyla doluydu.Manşetteki habere göre, Meclis, Ecevit'e askeri merasim yapılmasını reddetmiş, komutanlar da "sivil tören"i protesto etmişti.Öte yandan KKTC'deki törende bir albay "program dışı" konuşmuş, Cumhurbaşkanı Talat bu emrivakiye tepki göstermişti.Üçüncü haber ise Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un "Fransa'yla askeri ilişkileri askıya aldık" açıklamasıydı. Fransa Savunma Bakanlığı Sözcüsü, "açıklamanın Türk hükümeti tarafından değil, bir komutan tarafından yapıldığına" dikkat çekerek, "Bu konuda bize Türk yetkililerden resmi bilgi gelmedi" demişti.* * *Bu önemli kararın, siyasi otoriteden önce komutanca açıklanmış olmasını ve Türkiye'de "resmi bilgi" sayılmasını Fransa'ya anlatmak zor.Belki biraz tarih dersi gerekebilir.Türkiye'de ordu, devlet adına konuşur; çünkü "Atatürk'ün ordusu, cumhuriyetin kurucusudur", yetkiyi doğuştan aldığına inanır.Oysa Mustafa Kemal, daha 1908'de "Asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse her şey mahvolur" demiş bir liderdir.O yüzden de Sivas kongresinden başlayarak bütün iktidarı, yerel kongrelerden, sivil direniş örgütlerinden doğan CHP'ye ve "Üzerinde kuvvet yoktur" dediği Meclis'e vermiştir.Neden Silahlı Kuvvetler'e değil de Meclis'e?Ordunun siyasete bulaşmasının sakıncalarını İttihat Terakki geleneği içinde görmüştür de ondan...* * *Bu tavır, çok partili rejime kadar sürdü. Sonrasında ip çekme yarışı başladı.Askerler cumhuriyetin tehdit altında olduğunu sezdikleri anda müdahale ettiler. Ancak müdahaleler, kısa dönemde "tehdidi" durdursa da, uzun dönemde büyütmeye yaradı. Ve demokratik hayatın bütün siyasi zaferleri, haki renkli devlet otoritesine meydan okuyan sivil hareketlerin imzasını taşıdı:1965'te AP...1977'de CHP...1983'te ANAP...2003'te AKP...* * *Belki bunun bilinciyle, Silahlı Kuvvetler artık "düzenli aralıklarla askeri müdahale" yerine, "yönetime sürekli müdahil olma" siyasetine geçmişe benziyor.Gazetelere yansıyan bunca gerginlik ondan...Şimdi AB adayı Türkiye, ipi kesip orta çizgiyi iyice kalınlaştırmak zorunda kalacak. Ancak bu kararın kendisi de ip çekme yarışının bir parçası olduğundan gerginlik artarak sürecek.Ne yazık ki, bu iktidar kavgasının ip çekme yarışında iple birlikte toplum da gerilecek.İngiliz Başbakanı Lord Salisbury'den bir alıntıyla bitireyim:"Doktorlara bakarsanız hiçbir şey sıhhi değildir. Din adamlarına bakarsanız hiçbir şey masum değildir. Askerlere bakarsanız hiçbir şey güvenli değildir. Hepsinin güçlü şaraplarını, umutlu bir ortak akılla karıştırıp seyreltmeye ihtiyaçları var." Çare, cumhuriyetin kuruluşuna damgasını vuran ortak akılla sivil inisiyatifin canlandırılmasıdır.İp koparsa çizgi de kalmaz. can.dundar@e-kolay.net Bizim "halat çekme" oyununu, İngiliz çocukları "tug of war" diye anar. Yani "bir tür savaş hali"dir.