Biz burada siyasi cinayetleri Tahran'ın üzerine yıkıp "Türkiye, İran olmayacak" diyoruz.Oradaki devrimin muhafızları da tersini haykırıyor: "İran, Türkiye olmayacak".Buna rağmen her iki ülkede de, her iki ülkeyi birbirine benzetmeye çalışanlar çok...Türkiye'de İran tipi bir dini rejim özleyenler olduğu gibi, İran'da da Türkiye'nin laisizmine gıpta edenler yok değil...Türk üniversitelerindeki örtünme yasağı nedeniyle Tahran'a okumaya giden kızlar da var; Türkiye'ye turist olarak gelip sınırdan geçer geçmez başını açıp soluğu diskoda alan İranlı gençler de... (Geçen yıl İran'dan gelen turist sayısı 630 bindi. Bu yıl 900 bin bekleniyor).İki ülkenin rejimi de, bu iki "tehdit"e karşı teyakkuzda...Lakin yasakçı yaklaşım, iki ülkede de aynı sonucu veriyor: "Tehdit", hepten büyüyor.* * *İran'ın yeni Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad, seçildiğinden beri ABD baskısı karşısında Batı karşıtlığının dozunu ha bire artırıyor:"Yahudi soykırımı palavradır" çıkışını, "İsrail Alaska'ya taşınsın" önerisi izledi. Bu arada uranyum zenginleştirme çalışmalarını gündeme getirdi. Sonu nükleer silahlanmaya çıkabilecek bu yolu kesmek için Avrupa Birliği ekonomik, siyasi, teknolojik işbirliği önerince de İranlı lider, kültürel bir tedbir aldı ve medyada Batı müziğini yasakladı. TV ve radyolardan ulusal ve geleneksel müziğe ağırlık vermelerini, insanı rahatlatan ya da İslam devrimini hatırlatan şarkılar çalmalarını istedi.* * *Biliyorsunuz, müzik yasağını Türkiye de denemişti; bundan 70 yıl önce; Atatürk döneminde... Ama o zaman yasaklanan, Batı müziği değil, tersine geleneksel müzikti. Atatürk 1 Kasım 1934'te Meclis'te "Bugünkü müziğimiz yüz ağartıcı olmaktan uzaktır" deyince İçişleri Bakanlığı radyoda Türk musikisi yayınlarını yasaklamıştı. Artık sadece Batı müziği çalınabilecekti.Bu yasağın sonunda ne oldu?Türk halkı radyosunun antenini Arap ve Acem istasyonlarına çevirdi. Sevdiği müziği oradan dinlemeye başladı. Uzmanlara göre "Türkiye'de arabesk bu yasakla başladı."Yasak, 8 ay sürdü.Yanlıştan dönüldüğünde Türk musikisi sanatçıları ve dinleyicileri, devlete de radyoya da küsmüştü.* * *İran'daki yasağı da benzer bir akıbet bekliyor. Dini yasakların hafiflediği reform döneminde elde gitar parklara çıkmaya, müzik marketlerden Batı müziği kaseti almaya, televizyonda klip izlemeye alışmış gençler, poptan vazgeçmeyecek.İstedikleri müziği internetten indirmeye, çanak antenden izlemeye, karaborsadan alıp dinlemeye devam edecek.Böylece zaten az izlenen devlet kanalları tamamen çökecek. Piyasanın denetimi hepten yabancı medyaya terk edilecek.* * *Atatürk, kültürün "yanlış"ı yasaklamakla değil, "doğru"yu özendirmekle gelişebileceğini derhal görmüş ve yanlıştan çabuk dönmüştü.İran, (70 yıl sonra bile) o ferasette değil.O yüzdendir ki yakın gelecekte İran'ın Türkiye'ye benzeme ihtimali, Türkiye'nin İran'a dönme tehlikesinden daha fazla görünüyor. can.dundar@e-kolay.net Birbirine benzememeye ahdetmiş iki komşuyuz İran'la...