Türk - Yunan ilişkilerinin hem ne kadar zayıf hem ne kadar sağlam olduğunu kanıtladı.* * *Önce zayıflıktan başlayalım:Bu olay gösterdi ki, durulmuş görünen sular, cami avlusunda dekolte sergileyen bir kendini bilmezin kabartabileceği kadar hassastır.Tahrik bu kadar kolaydır.Çin, Uygur Türklerine, Türkiye bir dönem kendi Kürtlerine ne yaptıysa, Yunanistan yıllarca Batı Trakya Türkleri üzerinde onu denedi:Etnik kimliği unutturmak için Müslüman kimliğinin altını çizdi."Siz Türk değil, zorla Müslümanlaştırılmış Helenlersiniz" dedi.O yüzden Batı Trakyada hâlâ adında Türk sözcüğü geçen dernek kurmak yasak. Müftü sorunu sürüyor. Halk, kendi seçtiği müftüyü tanıyor. Ancak Atina kendi atadığı müftüyle muhatap oluyor.Cemaate ait vakıf mülkleri, Yunanistanın atadığı vakıf yöneticilerinin idaresi altında...Ve Batı Trakya, Avrupa Birliğinin en ihmal edilmiş bölgesi olmaya devam ediyor.Olayın yaşandığı Şahin köyü, ABnin doğu sınırında; ancak bir dönem girişin izne tabi olduğu bu dağlık köyün Avrupa sınırları içinde olduğunu söylemek imkânsız. 23 yıllık AB üyeliği boyunca Avrupa fonlarıyla palazlanan Yunan kentlerinin refahından zerrece pay verilmeyen bu muhafazakâr köy, örtülü kadınları, Kuran kursları ile hepten içe kapanıp "şahin"leşmiş.Atinanın etnik kimlik bastırma politikasının sonucu, Pekinin, Moskovanın politikalarının sonucuyla aynı olmuş:Etnik kimliğin yerini dini kimliğin alması...İslamın radikalleşip tırmanması ve entegrasyonun hepten zorlaşması...* * *Gelelim bardağın dolu yarısına:Son kriz, iki tarafta da gerginlikten ekmek yiyenlere rağmen sağduyunun kazanabildiğinin de somut kanıtı oldu.Yunan hükümeti, derhal olayı kınadı ve soruşturma açtırdı.Yunan medyası, -istisnalar dışında- düşmanlıkları kaşımadı.Batı Trakyalılar, bunda Türkiyenin AB üyeliğinin ufukta görünmesinin de etkisi olduğu kanısında...Yunanistan, 1990ların sonunda baskıyla sorunu çözemeyeceğini görüp reformlara başladı. Son yıllarda azınlık haklarında gözle görülür gelişmeler oldu.10 yıl önce ehliyet, tapu, kredi almasına izin verilmeyen, evini bile tamir ettiremeyen Türkler, ciddi kazanımlar elde etti.Gerginlik azaldı. Türkiyeye sermaye ve insan akışı durdu. Özellikle gençler arasında Yunan toplumuyla daha yakın ilişkiler başladı. Medyada düşmanca yayınların yerini Türk - Yunan aşk dizileri aldı.Geçen mayısta Başbakan Erdoğan, Batı Trakyaya son 50 yılın ilk üst düzey ziyaretini gerçekleştirdi.1998de 200 milyon dolar olan Türk - Yunan iş hacmi, 6 yılda 6 kattan fazla artarak 1.3 milyar dolara ulaştı.Halen Türkiyede 77 Yunan şirketinin temsilciliği var.* * *Bu yumuşamanın 2005te Türkiyenin müzakere sürecine başlamasıyla daha da artacağı ümit ediliyor.Batı Trakya, Yunanistanla Türkiye arasında bir sorun olmaktan çıkıp Avrupa Birliğinin doğu sınırında 120 bin kişilik güçlü bir Türk lobisine ve Türkiyeyi Avrupaya bağlayan köprüye dönüşebilir.Şahin olayı, bir yönüyle şahinlerin yenilgisidir. can.dundar@e-kolay.net İskeçenin Şahin köyünde yaşanan "Vurun kahpeye" krizi, küçük ama tehlikeli bir gerginlikti.