Yazılarım geziniyor sanal ortamda... Beğenen okurlar -sağ olsunlar- birbirlerine yolluyorlar. Kimi zaman güzel görüntülerle süsleyip müzik eşliğinde sunuyorlar.Kurulan zincirlerden dön dolaş bana da geliyor.Hoşuma da gidiyor.Ama bazen de öyle kazalar oluyor ki, bir delinin attığı taşı sanal kuyudan çıkarmak yıllar alıyor.* * *Geçen sene bir yazı geldi internetten.Altında benim imzam var."Müziğe dedemden kalma sazı çalarak başlamışım. Sonra her enstrümanı çalmışım, ama hiçbirinde virtüöz olamamışım. Aynı şey kadınlar konusunda da olmuş. Evlenmişim ama başka kadınları sevmeye devam etmişim. Hayatı hem karıma hem sevgililerime zindan etmişim. Sonunda hepsi tarafından terk edilmişim. Bir şeyde karar kılmasını bilmeliymişim vs. vs..."O kadar kötü bir yazı ki, gülüp geçtim ilk okuduğumda...Fakat sonra "Yazınızı okuduk, biz de aynı durumdayız" mesajları gelmeye başladı. "Medeni durumum"u yoklayanlar çıktı."Saçmalamayın" diye alaya vurdum yine...Fakat geçen hafta Habertürk, yazıyı ekrana yazıp defalarca benim fotoğrafım ve imzamla yayımlayınca sabrım taştı.Akşam vakti, ara ki bulasın kanalı...Bulduk, anlattık. Ertesi gün aynen devam ettiler.Sabah yine internet mesajları:"Habertürkte yazınızı gördük. Yalnız mısınız şimdi?..."* * *Bir başka örnek:Adam adıma web sitesi koymuş.Adımı yazıp giriyorum. Fotoğrafımın altında bir şiir..."Çocukken ne güzel çember çevirirmişiz de, musluğa ağzımızı dayayıp su içermişiz de..."Öyle bir hukuksuzluk ki, hiç tanımadığım birinin, benim adıma kurduğu siteyi ne üzerime alabiliyorum, ne bu saçmalığı durdurabiliyorum.Bari siteden o şiiri çıkarttırayım diye uğraşırken, mesela bir okula söyleşiye gidiyorum. Ben kürsüye çağrılmayı beklerken bir öğrenci çıkıyor, elinde kağıt:"Size onu anlatmayacağım. O, bu şiirle kendini anlatacak."Ve başlıyor okumaya:"Çember çevrilirdi, su musluktan içilirdi..."Alkışlar!Hadi çık da düzelt bakalım...* * *Beteri var:Mülkiye kantininden başlayan nefis bir gençlik hikayesi...Altında benim imzam.Oysa yazı Hıncal Uluçun...Mesajlar geliyor; "Yazınız harika" diye... İşi gücü bırakıp yanıtlıyorum:"Benim değil Hıncal Uluçun yazısı..."Cevap:"Utanmıyor musun, Hıncal Beyin yazısına kendi imzanı atmaya..."* * *Bazen de yazıdaki cümleleri mısralaştırıp makaleyi şiir haline sokuyorlar.Sonra birileri bu "şiirleri" şiir sitelerine gönderiyor.Bir giriyorum, sitede 36 tane şiirim yayımlanmış. Oysa benim tek bir şiirim bile yok.Bir şair görecek diye ödüm patlıyor.Sonra bir bakıyorum bu kez benim 35. yaş günümde yazdığım yazı, şiir haline getirilmiş, Orhan Velinin şiirleri arasına yerleşmiş.Site yöneticilerine ulaşmaya çalışırken, yine mesaj geliyor:"Orhan Velinin bir şiirini düzyazıya çevirip yayımlamışsınız. Size hiç yakıştıramadık."* * *Evet, internet insanlığın en büyük keşfi...Ama hukuk imdada yetişene kadar, daha çekeceğimiz var. can.dundar@e-kolay.net İnternetle başım dertte... Öyle şeyler oluyor ki, kah gülüyor, kah öfkeleniyorum.