"Zalım kader devranını dönderdi / tuttu bizi İbikli'ye gönderdi/Babam saz çalarken bana zil verdi / oynadım meydanda köçek dediler/ Anam Döne İbikli'de ölünce / tam beş tane öksüz yetim kalınca / Beşimiz de per perişan olunca / babamgile buradan göçek dediler/ (..) / Zalım kader tedbirimi şaşırttı / heybe verdi dalımıza devşirtti / Yardım etti Yerköy'üne göçürttü / Biraz da burada kalın dediler".Yıllarca kaldığı o Yerköy'de düğünlerde köçeklik edip saz çalarak geçti çocukluğu Neşet Ertaş'ın... Ardından İstanbul'a gidip şöhret oldu. Hasta düşüp Almanya'ya göçtü. Orada unutturdu kendini; 2000'de geri geldi. Nihayet, 55 yıl sonra, önceki gün "bir halk kahramanı" olarak döndü ata toprağı Çiçekdağı'na...Ben de tanıklık ettim bu buluşmaya... * * *Yolda bozkıra hâkim bir tepede durduk.Neşet Usta, oturdu ilhamına kaynak olan, kendisini tohumlayan toprağa... Karşı dağlara baktı, bir sigara yaktı. Efkârlandı. Çekti bağlamasını kucağına, dağlara doğru bir bozlak havalandırdı:"Seni çıkmaya mecalim mi var benim / koymadın takatimi amanın dağlar"...* * *Çocukluğunun mahallelerinde gezdik birlikte...Kerpiç evlerin önünde oturan yaşmaklı kadınlar uzaktan onu görünce "Aaaa, bizim Neşet gelmiş" diye seslendi.Adını duyan koştu. Çocukken güreş tuttuğu, birlikte düğün çaldığı akrabalarıyla buluştu.Sonra konserde alanı dolduran hemşerilerini "Ayaklarınızın turabı, gönüllerinizin hızmatçısıyım" diye selamladı Ertaş:"Çocukluğum buralarda geçti, ekmeğinizi yedim, suyunuzu içtim" dedi. Bağlamasının "döşünü döve döve" çaldığı türkülerle teşekkür etti."Ellerinizi birbirine her vurduğunuzda günahlarınız kurumuş yaprak dalları gibi dökülür" dediğinde bütün eller kalkıverdi."Anadolu seninle gurur duyuyor" diye inledi meydan...* * *Eski düğünler yoktu artık, düğün okuyarak geçinen abdallar yoksulluğa yenilmiş, "kalkıp göç eylemiş"lerdi.Bir kültür yok olup gidiyordu.Neşet Ertaş, kendisini Türkiye'ye dönmeye ikna eden güvendiği dostu, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel'le birlikte Keskin'de abdal geleneğini yaşatmak üzere "Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu" kurulmasına ve abdalların işe alınmasına öncülük etti. 68 yıllık ömrünün 62'sini müziğe vermiş Usta, "yeni Neşet'ler"e el verdi.Konserinin sonuna doğru bir erkek köçek kendini sahneye attı, zil çalıp oynamaya başladı.Türkü bitince Ertaş, "Ben de bu arkadaş gibi düğünlerinizi şenlendirmek için köçeklik ederdim. Asırlarca bu kültürün hizmetçisi olduk. Karşılığını ekmeğinizle verdiniz" dedi.Çocukluğuydu karşısında raks eden... Onda, çektiği acıları gördü. "Bu kardeşime hem üzülüyorum, hem de tebrik ediyorum" dedi. Ona alkış istedi."Köçek"in adı Erdal Geyikçi idi."Zamanında Neşet Ertaş'ı köçek diye dışlayanların şimdi onu nasıl bağrına bastığını görmek için Kırıkkale'den kalkıp gelmişti."Herkesin huzurunda bir gelenek elden ele geçti.Büyük Usta, sahnede hepten devleşti. can.dundar@e-kolay.net Bu toprağın yetiştirdiği en büyük saz ve söz ustalarından Neşet Ertaş, kendi hayatını anlattığı destanında çocukluk yıllarını şöyle yazar: