Kemal Derviş'i pazar sabahı Kavaklıdere Tenis Kulübü'nün kortunda yeşil şort, gri eşofman üstü ile double maç yaparken ve etkili back hand'leriyle rakiplerini çökertirken görünce çok sevindim.
Sadece o gün aynı kortta maçı olan bir tenissever olarak değil; aynı zamanda, herkesin mesleği dışında da ilgi alanları olması gerektiğine inanan bir insan olarak.
Ülkenin geleceğine, siyasete, ekonomiye, diplomasiye hükmedenlerin, gerilimlerini azaltacak, beyinlerini açacak, yaratıcılıklarını pekiştirecek uğraşları yoksa, sanatla, bilimle, sporla, doğayla, kısacası hayatla ilişkileri kopuksa, hayatımıza sağlıklı bir şekilde yön vermeleri beklenebilir mi?
* * *
Bizi yönetenlerin gündelik yaşamlarının ne kadar kısır olduğunu hiç düşündünüz mü? O toplantıdan bu toplantıya koşturmaktan kendileri dışındaki dünyayla haşır neşir olmaya vakitleri kalıyor mu dersiniz?
Merak ediyorum, acaba Ecevit ya da Sezer en son ne zaman dosyalardan kafalarını kaldırıp bir sinemaya gittiler?
MGK üyelerinden kaçı Truman Show'u gördü? "Türk sinemasında bir kıpırtı var, neler oluyor" diye merak edip bir gece matinesine "Vizontele"ye, ya da "Komser Şekspir"e kaçtılar mı?
Bakanlardan Atilla ilhan'ın son şiirlerini okuyan oldu mu?
Ya da şöyle sorayım: son yıllarda hiç şiir kitabı, hatta kitap okudular mı? "Amin Maalouf" diye birinden, "Öküz" diye bir dergiden söz edildiğini duydular mı?
Kanun, yönetmelik ya da rapor dışında bir şeye göz atma ihtiyacı duydular mı acaba?..
Kendi "parti"leri dışında bir partiye, bir sergiye, bir konsere gittiler mi?
Bir alışveriş merkezini gezdiler mi?
"Türkiye ne dinliyor" diye merak edip bir "Kardeş Türküler" CD'si aldılar mı?
Hafta sonu korumaları atlatıp direksiyona geçmek, ıslık ıslığa kırlara doğru araba (ya da bisiklet) sürmek, bir köy kahvesinde oturup yarım saat gevezelik etmek gelmedi mi içlerinden?
Bütün üniversitelerde şenlik mevsimi şimdi. Birine olsun uğrayıp gençlerle iki çift laf etmeyi istemediler mi?
Spor yapmayı hiç düşünmediler mi?
Rüzgarı sırtına alıp paraşütle bir yamaçtan atlamanın ya da bir yelkene tutunup dalgalarla buluşmanın zevkini merak da mı etmediler?
"Şu herkesin gezip durduğu internet nasıl bir yer, bir de ben girip gezeyim" diye düşünmediler mi?
Gece dostlarıyla bir kadeh rakı içip dertleşirler mi?
Bir gün bir sahil lokantasında Çetin Altan'la buluşup insanlığın büyük serüveninde aşkın ve sanatın yeri üzerine sohbet koyultmayı, Ece Ayhan'ı ziyaret edip hal hatır sormayı, Fazıl Say'la tanışıp piyano tuşlarında kaybolmayı, hepsini bırakın güneşe serilmiş bir şezlongda tembel tembel yatıp hayaller kurmayı çekmez mi canları?
Evde kendi kendilerine şarkı söyleyip dans ederler mi hiç?
Sorması ayıp, eşleriyle öpüşürler mi?... dudaktan yani!..
* * *
Ülkenin cumhurbaşkanını, başbakanını, ana muhalefet partisi liderini, genelkurmay başkanını bir gözünüzün önüne getirin...
Hiçbirinin böyle "lüzumsuz şeyler"e harcayacak vakti yok...
Hayatımıza hükmedenler hayattan ne kadar kopuklar farkında mısınız?
Hayatımızı bu hale getirmelerinin nedeni bu kopukluk olmasın sakın?