Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomik buhran bir dünya savaşına dönüşebilir mi? Bu soru, daha iki hafta önce Yaman Törüner’in Milliyet’teki yazısının başlığıydı.
Törüner, Amerikalı ekonomist Niall Ferguson’un “Dünya Savaşı” kitabına atıf yaparak iki dünya savaşının gerçekleşmesinde iktisadi krizin rolüne dikkat çekmişti.
1929 krizi, ilk dünya savaşının etkileriyle patlamış ve ikincisini hazırlamıştı.
“Bugünkü krizin de böyle bir savaşa yol açacağını dillendirenler var” diyordu Törüner...
Yükselecek işsizlik, en iyi cephede eriyebilirdi. Almanya’da Hitler işbaşına geldiğinde 6 milyonu bulan işsiz sayısı, savaş patladığında sıfırlanmamış mıydı?
Törüner, günümüzde savaşmadan sıkıntıları aşmanın yolları olduğunu yazsa da, bu tehlikeli ihtimal tüylerimizi ürpertmişti.
Peşinden gelen İsrail’in vahşi Gazze saldırısı, belki de o yüzden gözümüze “bölgesel” değil, “küresel” göründü.
* * *
Harvard Üniversitesi’nden finans tarihçisi Ferguson, “Dünya Savaşı” kitabı yayımlandıktan sonra katıldığı bir toplantıda, tarihe bakınca Orta ve Doğu Avrupa ile Asya’da Kore’nin neden tehlikeli bölgeler olduğunu daha iyi anladığını söylemişti.
3 nedeni vardı:
- Ekonomik zayıflık...
- Etnik ayrışma...
- Dağılan imparatorluk...
Peki, bugünün dünyasında bu faktörler nerede buluşuyor?
Prof. Ferguson tek bir adres gösteriyor:
“ Ortadoğu...”
“ Ortadoğu, halen ekonomik krizi, etnik dağılmayı ve Amerikan hegemonyasının çöküşünü bir arada yaşıyor.”
Ve “Medeniyetler çatışması” tezinin mucidi Huntington’un öldüğü gün, Ortadoğu’da kan dökülüyor.
Ama Ferguson’un, Huntington’dan farklı bir “kâbus senaryosu” var:
“Beni korkutan, İslam ile Batı dünyası arasında yaşamakta olduğumuz medeniyetler çatışmasından öte, medeniyetler içinde bir büyük çatışma ihtimali... Örneğin, İslam içinde bir Şii-Sünni çatışması... Irak’a komşu ülkelerin çoğundaki etnik çeşitlilik düşünülürse Irak’taki iç savaşın bölgeye yayılma riski anlaşılabilir.”
Bu noktada 1930’ların Orta Avrupa’sı ile günümüzün Ortadoğu’sunun benzeştiğini söylüyor Ferguson:
“İlginç bir şekilde bugün Ortadoğu ülkelerinin ekonomik gelişkinlik düzeyi, 1930’ların Polonya ve Ukrayna’sı düzeyinde” diyor.
* * *
Korkutucu gözlemler bunlar...
1930’larda Hitler’i yaratan ve dünyayı kana bulayan ekonomik kriz bugünküne göre lokal sayılırdı.
Bugün global ölçekte sarsılıyor dünya...
Güvenlik ve geçim kaygıları, toplumları demokratik kazanımları gözden çıkarma noktasına taşıyor.
Avrupa’da bile çokkültürlülük deneyimleri çökerken, daha baskıcı yasalar ve totaliter rejim arayışları gündeme geliyor.
Bu ortamda ülkeler içe kapanır, duvarlar yeniden yükselir, işsizlik patlamasıyla buhran büyür mü?
İşsizler ordusu, kurtarıcı diktatör arayışlarına yol açıp savaş kışkırtıcılarına tramplen olur mu?
“Komünist manifesto”nun ardından ”Kavgam” da raflardan indirilir mi?
Bir “düzeltici savaş”, ihtimal dahiline girer mi?
Ortadoğu’daki tırmanışı ve İsrail’in pervasızlığını görünce inanmak zor olsa da, ister istemez bu kâbus senaryolarına kulak kabartıyor insan...
Not: Bu gece NTV Neden’de Ortadoğu’daki tırmanışın nereye varabileceğini bölgeyi bilenlerle tartışacağız.