Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Savaş öyle bir kaostur ki, gün gelir cephedeki kesif barut kokusu içinde katille kurban birbirine karışır.
Özel Tim'ci Ayhan Çarkın'ın Ayşe Arman'la yaptığı röportajı okurken, 15 yıl boyunca dağın iki karşı yamacında birbiriyle savaşan gençlerin birbirine ne kadar benzediklerini fark ettim ürpererek...
7 yıl önce PKK'nın kaçırıp 26 gün rehin tuttuğu AFP muhabiri meslektaşımız Kadri Gürsel, daha sonra "dağın öte yanı"ndaki hayata dair gözlemlerini bir kitapta toplamıştı. ("Dağdakiler", Metis, 1996).
Kadri'yi kaçıranlar ölmeyi ve öldürmeyi yüceltiyorlardı.
Ayhan Çarkın, "Hiçbir şey, bana onları öldürmekten daha çok mutluluk veremez" diyordu.
Kadri'yi kaçıranlar, kadınları, çocukları öldürmelerini "savaşın kaçınılmaz gerçekliği" diye izah ediyorlardı.
Çarkın, "Gözümü kırpmadan öldürürüm" diyordu.
Kadri'yi kaçıranlar, gerçek durumu yansıtmayan basına öfkeleniyorlardı en fazla; Ayhan Çarkın da...
Kadri'yi kaçıranlar en çok dağda çatışmadayken kendilerini iyi hissediyor, en çok dağları özlüyorlardı... Tıpkı Ayhan Çarkın gibi...

* * *
Ne yazık ki savaş uzadıkça "savaşla yaşayanlar", "savaş sayesinde yaşayanlar"a ve giderek "savaşsız yaşayamayanlar"a dönüştü.
Savaş, birileri için vazgeçilmez bir rant yarattı.
"Ülkeyi kurtarma" misyonundan, "kendini kurtarma" yolları bulanlar oldu.
Ülkesi için, ideali için ölenlerin kanından kimileri servetini, kimileri koltuğunu sağlamlaştırdı.
Savaş, geride sakatlanmış bir ülke, çökmüş bir ekonomi on binlerce ölü, yüz binlerce yaralı bıraktı.
Öte yanda ise savaştan başka yaşam, dövüşten başka meslek bilmeyen, ancak savaş rantıyla geçinebilen bir profesyonel kadro vardı.

* * *

Kimlerdi bu kanlı savaşın baronları?..
Bu savaşı kışkırtanlar, o provokasyonları yapanlar, örgüte ve devlete silah satanlar, savaş bitecek diye ödü kopanlar, uyuşturucu trafiğinden pay kapanlar, devlet içinde çete kuranlar henüz ortada yoklar.
Ayhan Çarkın, "Devlet görevlisi 6 polisiz. Emir komuta zincirinin son halkasıyız. Biz içeri tıkılınca Susurluk meselesi kapanacak öyle mi" diye sorarken - belki "yukarı" mesaj gönderirken - haklı...
Susurluk dosyası kapanmadı henüz...
Ne deniliyordu Çarkın'ları mahkum eden mahkeme kararında:
"Unvanı, görevi, sıfatı, partisi ne olursa olsun, suç işleyen herkes yargı önünde hesap vermelidir. Suç işleyip de yasal koruma kalkanlarını muhafaza edenler unutmamalıdır ki, adalet bir gün onlara da lazım olacaktır."
Yargıtay, onama kararında ne dedi:
"Mahkum olanlar dışındaki görevliler ile bunlara yardım edenlerin yargı önüne çıkarılması görevi, devletin yetkili organlarındadır."

* * *

"Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık"
kampanyasını örgütleyen Yurttaş Girişimi, Meclis gündeminde 2 yıldır bekleyen dokunulmazlık dosyalarının hemen görüşülmesini talep ediyor.
Susurluk'un, savaş rantının, çeteleşmenin gerçek boyutlarını ortaya çıkarıp, kanlı zincirin üst halkalarını sergileme görevi Meclis'tedir.
Unutmayın; geçmişimizi aydınlatmak, geleceğimizi aydınlatmak demektir.