Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İlginç bir vesile ile, ilginç bir karargahta, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimi üst düzey komutanlarıyla birlikte oldum geçen gün...
Uzun görüşme, yemek ve ardından kahve sohbeti ile devam etti.
Söz verdiğim için vesileyi de, karargahı da, komutanların adlarını da yazmayacağım.
Ama konular "gündemdeki konular"dı, komutanlar da "gündemdeki komutanlar".
Doğrusu, içeriğini doğrudan haber kaynağına atfen yazamayacağım görüşmelerden, gazeteci tabiriyle "background" (perde arkası) bilgiler vermek, sevdiğim bir yöntem değil.
Ancak son dönem, basında öyle kafa karıştırıcı beyanlar, yorumlar yer aldı ki, birçoğuyla orada ilk kez tanıştığım komutanlardan, bu konularda, birinci elden edindiğim izlenimleri aktarmakta yarar gördüm.

* * *

Önce en can alıcı konudan başlayalım:
"Avrupa'ya Rusya ve iran alternatifi" meselesi...
MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, Harp Akademileri'ndeki panelde "Avrupa'nın Türkiye'ye hiçbir konuda yardımcı olmadığı"nı, "Türkiye açısından ABD'yi göz ardı etmeden Rusya ve mümkünse İran'la yakınlaşmanın yararlı olacağını" söyleyince ortalık birbirine girdi.
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni bir strateji arayışında olduğu" bile söylenip yazıldı.
MGK'nın askeri kanadı, bu yorumları "öküz altında buzağı aramak" diye değerlendiriyor.
Konuyu en yakından bilen "komutan", şu yorumu yaptı:
"Bu konuşma, Avrupa'ya bir mesajdır. Konuşmanın önemli cümlesi, ilk cümledir. Yani 'Avrupa Türkiye'ye hiçbir konuda yardımcı olmuyor' cümlesi... Kimi konularda Türkiye'yi sırtından vuran Avrupa'ya Türkiye'nin alternatifsiz olmadığı anlatılmak istenmiştir."

* * *

Peki askerin Avrupa konusundaki samimi hissiyatı ne?
"Türkiye'nin Avrupa'ya sırtını dönmesi mümkün değil. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tanıyan herkes, böyle bir önerinin ordudan gelmeyeceğini bilir. Türkiye, Avrupalıdır. Çağdaşlık normlarını Avrupa'dan öğrenmesine gerek olmayacak kadar Avrupalıdır. Zaten NATO içinde yıllardır bu konumunu güçlendirmiştir. Keşke hemen bizi AB'ye alsalar. Ama almasalar bile biz çağdaş bir demokrasinin standartlarını yakalamak zorundayız. Avrupa'dan kopamayacağımızı biliyor, Batı'ya bir alternatif aramıyoruz."
Öyleyse nereden çıktı bu "Rusya ve İran'la yakınlaşma" lafı?..
"Amaç, Türkiye'nin çaresiz olmadığını göstermekti. Rusya ve İran'la aranması istenen yakınlaşma, alternatif bir siyasi ittifak değildir. AB ile ekonomik entegrasyonun konuşulduğu bir panelin ardından Türkiye'nin bölgedeki komşularıyla da ekonomik işbirliği fırsatlarını geliştirmesi gereği vurgulanmak istenmiştir."

* * *

MGK Genel Sekreteri'nin karargahında altı koyu kırmızı ile çizilen ve "meramımızı en doğru anlatan makale" denilen yorumun, Milliyet'te Fikret Bila'nın cumartesi günü yazdığı yazı olduğu anlaşılıyor. Bila da o yazısında Org. Kılınç'ın çıkışını "Avrupa'ya bir uyarı" olarak yorumluyordu.
Ve gündemden son bir soru:
"Irak'a müdahale... ABD... Türkiye?.."
"Irak bizim komşumuz. Bu topraklar üzerinde hep bir arada yaşadık, yine bir arada yaşayacağız. Hükümetler gelip gidebilir, düşmanlıklar olabilir, ama komşu halklar arasında düşmanlık olmamalıdır."

* * *

"Kıssadan hisse":
1. Org. Kılınç'ın konuşması, kendiliğinden, tesadüfi ve kişisel bir çıkış değil, karargahın bilgisi dahilinde ve Genelkurmay'la aynı paralelde...
2. Konuşma, dış politikada bir makas değişikliği önerisi değil, AB'ye ve Türkiye'ye "Ekonomide başka alternatiflere de bakabiliriz" mesajı...
3. Irak'ta Saddam'ı devirmeyi amaçlayan bir müdahalede ABD Türkiye'ye fazla güvenmemeli...