Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar, deprem gecesi evde yalnızdı.
Sarsıntıyla fırladı yataktan... Elektrikler kesikti. Telefonla yardımcısı Özgün Ötmen’e ulaşmaya çalıştı.
Aynı dakikalarda Ötmen de onu arıyor, düşüremiyordu.
Saat 3.30’da haberleşebildiler.
Ötmen gece karanlığında özel arabasıyla Şağar’ı evinden aldı. Başbakanlığa girdiklerinde saat 4’tü.
Sonra Hüsamettin Özkan, Sadettin Tantan ve Koray Aydın geldi.
Aynı saatlerde Ahmet Mete Işıkara da Kandilli Rasathanesi’ne varmış, 4’e 20 kala Özkan’a ilk bilgileri aktarmıştı.
Saat 4.30’da bir toplantı yapıldı. Durum tam olarak bilinemiyordu.
Başbakan Ecevit halen uykudaydı.
Cumhurbaşkanı Demirel’e ise henüz ulaşılamamıştı.
Oysa bir medya ordusu yola çıkmış, yakınlarından haber alamayan yurttaşlar TEM’i tıkamıştı bile...
***
Bu gece 22.00’de CNN Türk’te yayımlanacak "O Gün" belgeseli için Ahmet Şağar’la, 17 Ağustos’un ilk saatlerinde devletin zirvesinin durumunu konuştuk.
Başbakanlık müsteşarlığı görevinden yeni ayrılan Şağar, devletin o gece ve daha sonraki günah ve sevaplarını büyük samimiyetle anlattı.
Şağar’a göre deprem gecesi devletin gecikmesinin 2 nedeni var:
İletişim kopukluğu ve ulaşımın felç olması...
Ankara’nın müdahalesini engelleyen bu 2 unsura, yerel düzeyde müdahale edebilecek güvenlik güçlerinin de enkaz altında kalması eklenince felaketin boyutlarının büyüdüğüne inanıyor Şağar...
İletişim sağlayabilmek için Telecom’dan alınıp yola çıkarılan uydu telefonları tıkanan karayolunda mahsur kalmış. Bölgeye giden Tantan, Ankara’yla ancak bir amatör telsizci aracılığıyla haberleşebilmiş.
Kendisine ancak 7.30’da ulaşılabilen ve 11’de Ankara’ya dönen Demirel, "Devlet tüm kurumlarıyla ayaktadır" demişti.
Oysa Şağar’ın verdiği bilgiye göre Ankara, Gölcük’teki tahribatın büyüklüğünü ancak 11.30’da öğrenebilmiş, Başbakan’la valilerin bağlantısını ise ancak 19’da kurabilmişti.
Halbuki televizyonlar 5’ten itibaren canlı yayındaydı.
***
Şağar’a göre ilk elde ortaya çıkan zaafların temel nedeni devletin bu kadar büyük bir facia için hazırlıklı olmaması...
Mesela 17 Ağustos’ta Kızılay’ın elinde 22 bin çadır varmış, oysa 160 bin çadır dağıtılmış.
Para konusu da öyle...
Açılan bağış kampanyasıyla ancak 20 trilyon toplanabilmiş. Bunun üzerine Şağar, kişisel dostluğunu devreye sokarak İMKB Başkanı Osman Birsel’in kapısını çalmış;
"Bu işin altından ancak büyük bir bağışla kalkabiliriz" demiş.
İMKB 60 trilyon bağışlamış.
Bu 80 trilyonun 30’uyla prefabrike konutlar yapılmış, 50’si de deprem gören valiliklere dağıtılmış.
"İMKB’nin bağışı olmasa bu sistemle enkazın altından zor kalkardık" diyor Şağar...
Belgesele konuşan Tantan, daha da acı bir bilgi veriyor:
"Bürokrasinin elindeki personel ve araç gerecin bir envanteri yoktu devlette."
Bugün en azından bu envanter var.
81 ilin valisine de uydu telefon alındı.
Ancak Şağar, görevden ayrılırken yeni müsteşara devrettiği çok hayati bir işe dikkat çekiyor:
"İstanbul’da okulların, hastanelerin, karakolların, kamu binalarının deprem için acilen elden geçirilmesi lazım. DPT ve Maliye ile görüştük. 15 trilyonluk kaynak ayrıldı bu işe. Derhal çalışmalar başlatılmalı."