Osmanlı İmparatorluğu haşmetine kavuşmuş bir Türkiye...
Ve onun başında İslam âleminin hayranlığını kazanmış bir halife...
Bu rüyayı görenler çoğalmaya başladı.
Erdoğan’ı “Son padişah” pankartlarıyla karşılıyorlar artık...
Kimine göre “III. Abdülhamid Han...”
Kimine göre “I. Recep Sultan...”
* * *
Aslında padişahlık emareleri çok:
Yakındaki sağduyulu seslerin uzaklaştırılması...
Meydanlar kalabalıklaşırken yakın çevrenin tenhalaşması...
Eleştiriye tahammülsüzlük...
Muhalefete hoşgörüsüzlük...
Basına baskı...
Sesin daha yüksek çıkması...
Sık sık zuhur eden öfke patlaması...
Bunlar gidişata dair emareler...
Ben bugün, işin padişahlığa gidip gitmediğinin kararını size bırakıp daha teknik bir ipucu vereceğim.
Recep Tayyip Erdoğan, sessiz sedasız, tarihi bir rekor kırdı bu ay:
Türkiye’yi en uzun süre kesintisiz yönetmiş liderler faslında ikincilik bayrağını Turgut Özal’dan devraldı.
Gelin tarih hesabını birlikte yapalım:
* * *
Türk sağı bugüne kadar 3 liderle anıldı:
Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal...
Menderes, 22 Mayıs 1950’de iktidara geldi; 27 Mayıs 1960’ta askeri müdahaleyle devrildi.
Yani tam 10 yıl 5 gün iktidar koltuğunda kaldı.
Demirel, 27 Ekim 1965’te hükümet kurdu; 12 Mart 1971’de yine bir askeri müdahaleyle devrildi.
Yani iktidarı 5 yıl 4 ay 15 gün sürdü.
Özal, bir askeri darbenin ardından hükümeti devraldı.
13 Aralık 1983’te iktidar oldu. 9 Kasım 1989’da Köşk’e çıkana dek Başbakan olarak kaldı.
Özal iktidarının ömrü de 5 yıl 10 ay 26 gün olarak kayda geçti. Böylece Özal, ağabeyi Demirel’i 6 ay farkla ikincilik tahtından devirdi.
Erdoğan’a gelince...
14 Mart 2003’te başlayan iktidar yolculuğu, 5 Mart 2009 itibarıyla bugün 5 yıl 11 ay 21 güne ulaştı.
Yani geçen ay, Erdoğan da Özal’ı ikincilik koltuğundan indirdi.
AKP lideri, Türkiye tarihinde kesintisiz 6 yıl iktidarda kalabilen ikinci lider olarak seçime gidiyor.
Bu, gerçek bir rekor...
* * *
Peki Erdoğan, Menderes’in hayli yükseğe koyduğu çıtayı da geçebilir mi?
4 yıl daha iktidarda kalabilir mi?
“10 yıllık hükümet” unvanını görebilir mi?
Bugünkü alternatifsizlik görüntüsü, önümüzdeki seçimle ilgili kamuoyu yoklamaları, bunun hiç de küçümsenmeyecek bir ihtimal olduğunu ortaya koyuyor.
Ama uzun sürmüş iktidar koltuğunun, o koltuğu garantilemenin yarattığı padişahlık halüsinasyonunun, “Dünya bana hayran” zannının vehmettiği halifelik misyonunun, eleştirilere kulak tıkayan, muhalifi düşman sayan bir liderlik vizyonunun, o tahtta olanlara da iyi gelmediğini yine kendi tarihimizden biliyoruz.
O nedenle Erdoğan’ı rekorundan dolayı kutlarken, padişahlık yolunda dikkat ve itidal tavsiye ediyoruz.