Armağan Çağlayan, Hürriyetteki "eleme hatıraları"nda, bir annenin, star olup evi geçindirecek kızına popçu elbisesi alabilmek için 3 milyar lira borçlandığını yazdı.Antalyada lise 2 öğrencisi, öksüz bir kızı da star olsun diye İstanbula çağırmışlar. 16 yaşındaki bu kız, şimdi okulu bırakıp seçmelere gidecek; kazanamazsa, jürinin kendisine sahip çıkmasını bekleyecek.***Göğüslerinde mahkumlarınkini andıran kocaman numaralarla geceden kuyruğa girip jürinin iki dudağı arasındaki kararı bekleyen bu gençler, yarından ümidini kesmiş Türkiyenin kurbanları...Çaresizlik, yoksulluk ve cehalet, her aşağılanmaya katlanmaya, bir umut uğruna borçlanmaya, mesleği, eğitimi boşlamaya itiyor onları...Tahsilin yerini şans, deneyimin yerini yırtıklık alıyor. Okuyarak, emekle, alın teriyle hayatta var olmayı vazeden toplumsal gelenek, kolayından şöhret olup yırtmayı teşvik eden anlayışa yenik düşüyor.Tahribatı yıllarca sürecek ve vesile olanlara büyük vebal yükleyecek bir akım bu...***İbretle gözlediğimiz bu tablonun bir başka yüzü var:İzlediklerimizin çoğu, Batılı TVlerin lisansıyla üretilen yapımlar... Amaçları, birilerini gözlemek, sevenleri evermek ya da star yetiştirmek değil...Global ölçekte yaşanan bir gelişmenin ürünü bu programlar...Her şey, iletişim teknolojisindeki atılımla başladı. Dijital yayıncılığa geçilmesi, telefon kablolarının bilgisayara, bilgisayarların birbirine bağlanması, internetin ve cep telefonunun devreye girmesi, onlar aracılığıyla veri naklinin mümkün hale gelmesi ile, tüm enformasyon sistemleri tek bir otoyola yönlendirildi. Özelleştirilen o otoyola hükmedebilmek için de kıyasıya bir yarış başladı.Ancak yükselen maliyetler yüzünden, iletişimin farklı alanlarındaki gruplar güç birliği arayışına girdi. 1989da Time - Warner birleşti. Sonra bu ortaklık CNNe hükmeden Turnerı bünyesine kattı. 2000de ise gruba internet devi America Online eklendi. Ve dünyanın en büyük medya imparatorluğu doğdu.Ben Bagdikian, "Medya Monopolü" kitabının 1983 baskısında "Dünya medyasını 50 holding kontrol ediyor" diye yazmıştı. 1996 baskısında "10 holding" diye düzeltti. 2005 baskısında ne diyeceğini düşünmek bile korkutucu... (Bkz: Güliz Uluç, "Küreselleşen Medya", Anahtar K., 2003)***Bu birleşmelerin anlamı şu:Mesela Almanyadaki pop star yarışması, reytingi sayesinde grup televizyonunun reklam gelirlerini artırdığı gibi, yarışanlara destek için yine aynı gruba ait cep telefonlarıyla gönderilen mesajların gelirinden de büyük kar sağlıyor. Seçilen starın albümü, aynı şirket tarafından piyasaya çıkarılıyor. Grubun gazete ve dergileri de programa destek veriyor.Yakında, cep telefonunuzla kaydettiğiniz görüntünüzü internet aracılığıyla TVye gönderip bir tartışmaya katılabileceksiniz.Ya da TV ekranına gelen kartlardan "as"ı bulabilmek için telefonunuzun tuşuna basarak kumar oynayabileceksiniz.Televizyonun, telefonun, internetin kablosu hep aynı global şirketin santralına bağlı olacak.ABDnin en büyük TV kanallarından NBCnin sahibinin, savunma yatırımlarıyla tanınan General Electric olduğunu ve NBCnin Irak savaşını desteklediğini de hatırlatalım."Pop star kuyruğu" deyip geçmeyin.Kuyruğu çekince bakın neler geliyor. can.dundar@e-kolay.net Başarılı bir tiyatrocu genç vardı. Sahnelerde çok parlayacağı aşikardı. Başrolünü oynadığı oyunla, hayatının ilk turnesine çıkmak üzereydi. Ama pop star olma hevesine kapıldı. Ön elemeyi kazandı. İmza attığı sözleşme yüzünden turneye çıkamadı. Ve önceki gün tiyatrodan kovuldu. Pop star seçilemezse, Dimyata pirince giderken, evdeki bulguru da kaçırmış olacak.