Monako'nun yeni Prens'i Albert önceki gece şehrin zirvesinde kurulu sarayından çıktı, kendisi için düzenlenen eğlencelere katılmak üzere limana inen 500 metrelik yolu yürümeye başladı.Önünde davullu, zilli, trombonlu bir bando, coşkulu danslar çalıyordu. Hemen arkasında Prenses Caroline ve Stephanie, çocuklarıyla birlikte neşe içinde yürüyordu. Prens, çocuklarla el ele, kâh keyifle dans ediyor kâh pencerelere yığılan halkını selamlıyordu.Prens, kutlama alanına indiğinde kendisine uzanan ellere bir pop star edasıyla dokundu. Sahnedeki rock konseri, "klasik" saraydaki gençleşmenin alametiydi adeta...Havai fişek gösterisi ise, bu değişimi bütün kıtadan görünür kılacak kadar görkemliydi. Görülecek sahneydi: Prens'i, babasının sağlığından tanıyanlar, doğrusu ondan bu atağı beklemiyordu.Baba Prens Rainier işbaşındayken genç Albert, daha çok sporla ve kızlarla meşguliyetiyle tanınıyordu. Onun deli doluluğunu Prens'in dostlarından biri olarak tanınan, Monakolu işadamı ve Türkiye'nin fahri konsolosu Dr. İlhami Aygün de iyi biliyordu.Prens, İstanbul'da Galatasaray-Monako maçını izlemiş ve çok etkilenmişti. Daha sonra ne zaman görüşseler Aygün'e "Tanınmamak için kafamıza kaşkol sarıp bir daha gitsek de, orada maç izlesek" demişti.Birlikte katıldıkları bir yemekte de konsolosun eşi Nevcan Aygün, Prens için Tarkan çaldığında Albert, "Bakın size bununla nasıl dans edileceğini göstereyim" deyip masanın üzerine çıkmış ve elinde mendille "şıkıdım, şıkıdım" oynamıştı. "A-acaip Prens" Bu, Prens'in magazin yönü...Öte yandan Albert, Massachusetts'te siyaset bilimi okumuş, annesi Grace Kelly'den aldığı Amerikan kültürü ile babasının Avrupailiğinden bir kolaj yaratmıştı. Albert doğduğunda Monako, yüzde 80 turizm ve kumarhane geliriyle yaşayan bir prenslikti. Baba Rainier ülkenin bununla ayakta kalamayacağını görmüş ve bu "kumarhane cenneti"ni bir "vergi cenneti"ne dönüştürmüştü.Monako'da yerleşik olanlara kişisel gelir vergisini kaldırdı ve dünya sermayesinin Monako'ya akmasını sağladı. Başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği itiraz ettiyse de Prens vazgeçmedi.Bugün bütçede kumarhane geliri yüzde 5'ler düzeyine indi. Buna karşın 2 kilometrekarelik ülke içinde faaliyet gösteren 120 ülkeden 5 bin şirket var. Tüm özel şirketlerin yıllık geliri 10 milyar euroyu buluyor. Vergi cenneti Lakin bu kez de Monako kara para aklayan bir finans çamaşırhanesi görüntüsüne büründü. Monako 3-4 yıldır bu görüntüyü düzeltmeye çabalıyor. Avrupa'nın kara parayla mücadele anlaşmalarına imza attı. "Nereden buldun" yasası çıkardı. Yeni Prens'in amacı, ülkesine çağdaş bir vizyon kazandırmak...Aradığı yeni vizyonu ona fısıldayanlardan biri de Türkiye konsolosu oldu. Aygün, "Türkiye'nin uydu haberleşme sistemini kuran deha" olarak tanınıyor. Prens'le tanıştıklarında ona Monako'yu "yüksek teknoloji merkezi" yapmasını önerdi. Yıllardır çalıştığı uydu uzay teknolojisini Monako'ya getirebilirdi.Prens, bu öneriyi destekledi ve Aygün'ün başkanı olduğu Uluslararası Uzay Sistemleri şirketinin Monako'da kurulmasını istedi. Hatta "Büro bulmanıza yardımcı olayım" dedi. "Açılışını ben yapacağım" diye söz verdi. Önceki gün yaptığı ilk konuşmada Monako'nun "yüksek teknoloji merkezi" olması fikrinin ipuçları vardı. Prens'in vizyonu 'Akdeniz, AB'den iyi' Monakolu işadamları ve hükümet mensuplarından oluşan bir heyet, 29 Eylül'de işbirliği ve yatırım olanaklarını araştırmak üzere Türkiye'ye çıkarma yapacak.Büyük olasılıkla Prens'in başkanlık edeceği heyete Monako Ticaret Odası Başkanı Jean-Pierre Fonteneu da katılacak.Monako ve Türk ticaret odaları arasında tatlı bir rekabet var. 2007'de yapılacak Dünya Ticaret odaları kongresine ev sahipliği için finale kalan 2 aday Monako ve Türkiye idi. Yarışı Türkiye kazandı. Monakolular şimdi rakibi kutlamaya geliyor. Monako bankalarında yatırım için bekleyen 100 milyar euroya yakın para var. Kendisi de 6 yıldır Monako Ticaret Odası'nın üyesi olan Türkiye Fahri Konsolosu Dr. Aygün, "Türkiye bu paranın bir kısmını çekebilir. Ciddi bir işbirliği fırsatı doğacağından ümitliyim" diyor.Monako Ticaret Odası Başkanı Fonteneu ise "Monako, Türk şirketlerinin yerleşmesi için ilginç bir yer olabilir. Buradan Avrupa ile işbirliği daha kolay" görüşünde...Monako'da, Türkiye ile tekstil, otomotiv, turizm, gıda, tarım ve petrol ürünleri, mücevher gibi alanlarda iş yapan 27 şirket var. Gezinin amacı, bu rakamı ve işbirliği alanlarını genişletmek...Fransız olan Fonteneu, Türkiye'nin Avrupa vizyonunu tam bir Fransız gibi değerlendiriyor: "Girerseniz orada 25 üyeden biri olacaksınız. Oysa şimdi Avrupa'yı Asya'ya bağlayan konumunuzla eşsiz bir konumdasınız."Fonteneu, Türkiye'ye AB ile ilişkilerde "Monako formülü"nü öneriyor: "Monako Avrupa'nın içinde ama AB'ye girmedi; işbirliği yapıyor. Bir üyenin tüm ayrıcalıklarına sahibiz, ama AB'nin kısıtlamalarına tabi değiliz. Türkiye'nin stratejisi de bu olabilir. Öte yandan Akdeniz'de çok büyük işbirliği fırsatları var. Bir 'Akdeniz Ülkeleri Ekonomik Topluluğu' içinde Türkiye ekonomik gücüyle lider olabilir. Gelin Akdeniz'i birlikte değerlendirelim."Akdeniz topluluğu önerisini önceki günkü konuşmasında Prens Albert de verdi. Bu öneri, Monako heyetinin ziyaretinde de gündeme getirilecek. Ve belki de Türkiye için yeni bir pencere açılacak. can.dundar@e-kolay.net 100 milyar euro bekliyor