Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Wilson, hem kendisinden önceki pervasız büyükelçinin gördüğü tepkiden, hem de Türk kamuoyundaki Amerikan antipatisinden haberdarmış gibi temkinli konuştu.Filmlerin gerçekleri tam olarak yansıtması gerekmediğini vurguladı.Amerikan-PKK ilişkileri konusunda "Türk kamuoyundaki öfkeyi anlayışla karşıladığını" belirtti. Bu konuda somut sonuçlar elde edebilmek için çalıştıklarını söyledi.* * *Büyükelçi Türklerin Amerikan antipatisinin boyutunu merak ediyorsa bu filme gitmelidir.Bu zor geliyorsa arşive girip kendisinden önceki büyükelçiyle ilgili haberlere göz atmalıdır.O da zorsa bir gün tebdili kıyafet edip elçiliğinin arka taraftaki Paris Caddesi'nden geçmeye çalışmalıdır.Elçiliğin fiili işgali altında olan bu güzelim sokağın nasıl iç savaş dönemindeki Beyrut'a çevrildiğini, iki uçtan bariyerler, karakollarla denetime alındığını, "kontrollü geçiş uygulamasıyla" gelip geçenlere nasıl terörist şüphesiyle bakıldığını görmelidir.Sonra Atatürk Bulvarı tarafına geçip, elçilik duvarının ötesine inşa edilen koruma bariyerlerinin yaya ve araç trafiğini nasıl engellediğini görmeli, Ankaralılara ne hissettiklerini sormalıdır.* * *"Bulvarda işgal", iki yıl önce Amerikan Büyükelçiliği'nin talebi üzerine Türk Dışişleri'nin Belediye'ye yazdığı bir yazıyla başladı. "Paris ve Nevzat Tandoğan Caddesi ile Atatürk Bulvarı'ndaki kaldırım kenarlarına büyük bir aracın çarpmasını engelleyecek şekilde reflektörlü direkler dikilmesi" istendi.Oysa elçilik bahçesinin duvarları zaten 2 metrelik dev direklerle çevriliydi, elçilik binasıyla direkler arasında iç bariyerler ve ağaçlı, koca bir bahçe vardı, binanın dört bir yanı, kameralar gözetiminde güvenlik korumasına alınmıştı. Yine de Amerika isteyince bunlar düşünülmedi bile...İl trafik komisyonundaki 10 uzmandan oluşan alt komisyonun olumsuz raporuna rağmen sokağa ve bulvara kazık dikildi.* * *Ankaralı avukat Tezcan Çakır, bu işgale son verilmesi için valilik ve belediye aleyhine dava açtı.Ankara 12. İdare Mahkemesi geçen mayısta yürütmenin durdurulması kararı verdi. Ancak herkese gücü yeten belediye bu yargı kararını uygulamadı. Ardından Çankaya Belediyesi geçen şubatta Amerikan elçiliğine bir yazı yazdı. Başkan Muzaffer Eryılmaz "Sokağın trafiğe kapatılmasının ve bu bariyerlerin yaya güvenliği, trafik akışı ve kent estetiği açısından zararını" sıraladı ve "Bu, Ankaralıların günlük yaşamını olumsuz etkiliyor ve değişik tepkilere yol açıyor" dedi.Eski büyükelçi Eric Edelman verdiği cevapta pervasızca bu işgali övdü:"Kaldırımı bariyerler arasına aldık. Yayalar böylece yoğun trafikten korunuyorlar" diye Ankaralılar adına yalan söyledi."Böyle bir işgali Washington'daki Türk Büyükelçiliği yapsa ne olurdu?" sorusunu soran bile olmadı.İsrail Elçiliği'nin de bir sokağı kapatması, yollarda makineli tüfekli korumalar gezmesi normal karşılandı.* * *Diyeceksiniz ki, "Koca bir ülkeyi işgal etmiş ABD'den bir sokağın hesabı mı sorulur?"Evet ama "Herkes kendi evinin önünü süpürse" hepimiz için iyi olur.O yüzden Türkiye halkına sevimli görünme çabasındaki yeni büyükelçiden işe, bu işgale son vererek başlamasını tavsiye ediyorum.Lütfen bize sokağımızı iade edin Sayın Büyükelçi!.. can.dundar@e-kolay.net Yeni Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson'a önceki gün NTV'de bugün vizyona girecek "Kurtlar Vadisi Irak"ı sordular.