Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


"1071'de Malazgirt Savaşı'nı kazanan Türkler; Anadolu topraklarına ayak bastılar" diye başlıyor tarih ders kitabı... ve bu cümlenin yer aldığı paragraf şöyle bitiyor:
"Anadolu, ezelden ebede Türk yurdudur".
Eeee... Hani 1071'de ayak basmışlardı?..
İsmail Aydın "Osmanlı'dan Günümüze Tarih Ders Kitapları" (Eğit - Sen Y. 2001) araştırmasında tarih müfredatının Türk - İslam sentezi ağırlıkta olduğunu saptıyor.
Prof. Zafer Toprak'ın bir araştırması ise 1920'lerin ders kitaplarında yüzde 80 ağırlığa sahip Avrupa ve dünya tarihi bilgilerinin günümüz kitaplarında yüzde 10'un altına indiğini gösteriyor.
Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 1.5 ay önce "önyargılardan arındırılmış, çoğulcu ve hoşgörülü bir tarih öğretimi"ne destek için tavsiye kararı aldı.
Avrupa ailesine katılmaya çalışan Türkiye ise, hala kendi geçmişine övgüler düzen, herkesi potansiyel düşman gören, şoven bir milliyetçiliği ezberletmeyi "tarih eğitimi" sanıyor.
* * *
Önceki gün bu sütunda edebiyat ders kitapları konusuna değinirken "değişim sırası tarih ders kitaplarına geliyor" diye yazmıştım.
Yazının yayımlandığı gün Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu aradı, "Haklısın, sıra tarihte" dedi:
"Tarihi, rakamlarla ezberleten müfredatı değiştireceğiz. Tarih eğitiminde de öncelikle tarihi sevdirmeyi amaçlayacağız".
Hazırlıklar başlamış bile...
Tarih eğitiminin ve ders kitaplarının gözden geçirilmesi için bir komisyon kurulmuş ve başına tarih alanında herkesin güvenini kazanmış bir hocamız, Prof. Dr. İlber Ortaylı getirilmiş.
Komisyonda MGK'dan Türk Tarih Kurumu'na, üniversitelerden Tarih Vakfı'na kadar pek çok kurum yer alıyor.
Bakanlık, bu kurumlardan tarih eğitimine ilişkin görüş istemiş.
Gelen görüşler içinde Tarih Vakfı'nın "yeni eğitim modeli" önerisi, bu alanda Avrupa'da başlayan dönüşümün ipuçlarını veriyor:
"Ezberden vazgeçilmeli, öğrencinin araştırma kapasitesi geliştirilmeli. Şoven milliyetçi anlayış yerine, çok perspektifli anlayış desteklenmeli. Ağırlık, ülke tarihinden yerel tarihe, dünya (ve Avrupa) tarihine kaydırılmalı. Politik tarih ağırlıklı eğitimden kültür tarihi ağırlıklı eğitime geçilmeli. Öğretmen - ders notu - kitap ağırlıklı dersler, geziler, sınıf dışı çalışmalar, tartışmalar, video ve CD'lerle zenginleştirilmeli".
* * *
Yıllardır tarih alanında belgeseller üretiyoruz. Yaptığmız kimi belgeseller derslerde eğitim amacıyla kullanılıyor. Gerek öğrencilerden, gerekse velilerinden duyduğumuz ortak yakınma şu:
"Tarihi seviyoruz, ama tarih ders kitaplarından sıkılıyoruz".
Tarih Vakfı'
nın Alman Georg Eckert Enstitüsü ile birlikte Türkiye ve Avrupa'da lise öğrencileri üzerinde yaptığı araştırma da aynı sonucu veriyor.
Araştırmaya göre Türk öğrenciler Avrupa'da tarihe en çok ilgi gösteren kesim... Tarih ders kitaplarına en az güvenen de yine Türkler...
* * *
Değişimin kapıya dayandığı apaçık ortada...
Yeni bir tarih eğitimi yalnızca ulusal kimliğe çağdaş bir içerik kazandırmakla kalmaz, başka kimliklerle daha uyumlu bir birlikteliğin de yolunu açabilir.
Tarih dersinde kendi ailesinin tarihini yazan ve bunu mahallesinin, şehrinin, ülkesinin ve kıtasının tarihiyle yoğurarak anlatan lise öğrencileri düşünsenize...