"Şimdi ne olacak" diye soruyor dillerdeki hazır kart reklamının sonu...
"Özgür kız", iki üç filmdir cilveleştiği oğlanı ararken, bulduğu şapkanın içinden Tarkan çıktı ya...
Firma, bundan sonra ne olacağına dair senaryomuzu kısa bir mesajla bildirmemizi istiyor.
Bildirecek olsam benim mesajım bir Ahmet Haşim dörtlüğü olurdu:
"Vurdukça bu nehrin ona aksi / kaçtım o bakıştan, o dudaktan / baktım ona sessizce uzaktan / vurdukça bu aşkın ona aksi..."
* * *
Yalın gerçek şu:
Aşkın kristalini yaratan da, reklamı bunca popüler yapan da iki gencin bir türlü vuslata erememeleri...
İşin bütün tadı, o sırt çantalı yolculukta...
O arayıp bulamamalar, o nafile sayıklamalar, o peşinden koşturmalar, o kıl payı kaçırmalar, bir ağaç gövdesinde el ele uyuklamalar değil mi, bildiğimiz dünyayı yerçekimsiz bir düş gezegenine çeviren?...
O kaçış, o kovalayış değil mi yanakları yangın yerine, aşkı gönüllü bir sürgüne dönüştüren...
Aşkın olduğu gibi, reklamın da sürükleyici unsuru o bir türlü kavuşamama hali değil mi?
* * *
Şimdi "özgür kız", sönmüş volkanlar vadisinde balondan indi.
Bakışları Tarkan'la kilitlendi.
Özgürlük, aşkla göz göze geldi.
Bir önceki neslin ideal finali, "kışkırtıcı oğlan"ın "özgür kız"ı terkisine atıp en yakın nikah dairesine at sürmesi olurdu.
Bugün - 'özgür kız'ın gözlerinde cirit atan köleleşme hevesine rağmen - en azından reklamcılar biliyor ki, yolculuk biterse, hem reklam biter, hem de aşk...
Çünkü tecrübeyle öğreniyoruz ki, yolculuğun sonunda ulaşmayı umduğumuz aşk, bizatihi o yolculuktur.
* * *
Aşkla, özgürlük halef seleftir; tıpkı güneşle ay gibi:
Tek tek ikisi de güzel olduğu halde bir arada var olamazlar.
Biri doğdu mu, diğeri silikleşir.
Aşk boyun eğip kalmaksa, özgürlük alıp başını gitmektir.
* * *
Reklamın, "Finali siz yazın" çağrısı tercihlerimizi didikliyor:
Ruhumuzdaki serseri seyyah ile sadık köle, kıyasıya ip çekiştiriyor:
Ya gönüllü itaat, ya nihayetsiz seyahat...
Seyahati seçerseniz aşk şapkasını alıp gidecek.
Aşka düşerseniz, özgürlüğe yolculuk bitecek.
Çünkü nasıl özgürlük aşkın zeminiyse, aşk da özgürlüğün finali...
İşte o yüzden tahminim, 'özgür kız'ımız - en azından ismine hürmeten - sonunda kaçacaktır kontürü çabuk biten "o bakıştan, o dudaktan..."
..."vurdukça bu aşkın ona aksi"...