Birkaç ay önce Tarkan, yeni albümü için Fahir Atakoğlu'nun bir bestesine söz yazmamı istediğinde şarkının nakarat bölümü için aklıma gelen ilk dizeler şunlar olmuştu:
"Sınırlarınız sıkar yüreğimi / yasaklarınız yarar bileğimi / Bilirim yüksektir erken açmanın bedeli / Yine vazgeçemem, canım çeker ötekiyim ben / Dize gelemem ah, şeytan dürter ötekiyim ben..."
Buluştuğumuzda hemen stüdyoya girmiş ve "Kalbimi okumuşsun" demişti Tarkan...
* * *
Son "fotoğraf skandalı"ndan sonra Radikal'den Şebnem İyinam'a "Burası bir cehennem Şebnem" diyor:
"Bakma güneş açıyor, yağmur yağıyor. Onlar bize kıyak. Biz kaynar bir kazanın içindeyiz. Yanıyoruz".
Doğru...
Ama bu toprağın cazibesi de orada... o yangında...
"Özgürlük cehennemdir" cümlesini alıntılıyor Gündüz Vassaf kitabında:
"Ama cehennemde egemenlik, yeğdir cennette uşaklığa..."
* * *
Lakin yangının harından pek fark edemediğimiz bir gelişme var:
Cehennemimiz hızla değişiyor.
Dipten gelen bir dalga, onun kavruk yüzeyini soğutuyor, bağnazlık ateşlerini söndürüyor.
Bir örnek:
Bizim çocukluğumuzun Tarkan'ı, Başbuğ Atilla'nın özel ulağı, savaşcı bir Hün Türk'üydü. Kılıcıyla Frenk keferesini dize getirmesiyle ünlüydü.
Günümüzün Tarkan'ı, ilkinin tekzibi adeta... Askerden kaçması ve buse saçmasıyla ünlü... İlk Tarkan'ın müdafileri ikincisini topa tutsa da bu "asker millet" silmedi onu defterden...
* * *
Dünkü gazetelerde de Tarkan değil, onun özel fotoğraflarını evinden çalanlar, şantaj için kullananlar ve şantajcılara ekranını açanlar kınanıyordu. Tarkan'a "eşcinsel" diye yüklenen Mehmet Gül bile "Bu, özel hayata müdahaledir" diyerek puan topluyordu.
Erkeklik algımız, hayata bakışımız, başarı kıstasımız değişiyor.
Yalınkılıç savaşçıların, içi kof vatan millet nutuklarının devri, yerini bilginin ve yeteneğin çağına bırakıyor.
Askeri karargahların kapısında "Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır" yazıyor.
Cehennem, can çekişiyor.
* * *
Tarkan'ın evinden çalınmış fotoğrafları pazarlayan Karadenizli şantajcı "Niye" sorusunu "Para için" yerine "Hemşerisi olarak onun cinsel eğilimlerini kabul etmiyorum" diye yanıtlıyor.
Lakin suçunu maço bayraklara sarma taktiği de tutmuyor artık...
Rus dilberlerin istilasından beridir Karadeniz de o eski Karadeniz değil çünkü...
Bakın size küçücük bir haber vereyim:
Geçen yılın nüfus istatistiklerine göre Karadeniz'de hiçbir aile çocuğuna "Temel" ya da "Fadime" adını koymamış.
Bu bilgi, bana Meclis'teki 100 yasadan daha önemli görünüyor.
Değişim talebi soy kütüklerine yansıyor. Cehennem, dipten gelen dalgaylı soğuyor.
Öyle olmasa, siyasete niyetlenen biri, eşinin adını Catherine'den "Kerime"ye çevirmeden ve dinini değiştirmeden Anadolu'ya çıkabilir miydi sanıyorsunuz?
* * *
Sizi bilmem; ben iyimserim.
"Erken açan çiçekler"e bedelini ağır ödetse de, bu kaynar kazan, bu cennet, bu cehennem...
...değişiyor.