Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

O binayı Lombak dergisinde Emre Ablak'ın çizdiği harika çizgi roman "TÜBİTAK"tan tanıyanlar hayal kırıklığına uğrayabilir:İçeride öyle çok gizli deneylerin yapıldığı dev laboratuvarlar, mahrem projeler üreten bilim adamları yok. Ama çizgi romanın başkahramanları olan Bayram Efendi'ler, Çaycı Ali'ler çok... Yani kurumda kadrolaşmanın tarihi neredeyse kurumla yaşıt...Son aylarda çok tartışılan bu bina, başkentin diğer devlet dairelerinden farklı görünmüyor. Ancak kurumu vekâleten yöneten Prof. Dr. Nüket Yetiş'e bakılırsa bu bina, Türkiye'nin bilim tarihinde bir büyük dönüşüme imza atmak üzere...İki hafta önce bu köşede "Nazar" başlıklı bir yazıda, TÜBİTAK Bilim Kurulu'nun yapısında hükümet lehine yapılan değişikliğin yaratabileceği sorunlara değinmiştim. Bugün, durumun içeriden nasıl göründüğünü özetleyeceğim.***"30 yıllık TÜBİTAK'lı" Prof. Yetiş, kurumun siyasallaşacağından endişeli değil. Tersine güçlenip Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu projelere hayat kazandıracağına inanıyor.Bu konuda çok geç kalındığı ortada...Türkiye'deki 27 bin bilim insanı var, Almanya'da 450 bin...ABD'nin araştırma geliştirmeye (AR-GE) yatırdığı para Türkiye'nin milli gelirinden fazla... Avrupa, bütçesinin yüzde 2'sini AR-GE'ye ayırıyor.Türkiye'de bu oran binde 6... Hedef, 2010'a kadar yüzde 2'yi yakalamak...TÜBİTAK yasa teklifini veren AKP Milletvekili Reha Denemeç, bu sıçramanın, artan ithalat karşısında ihracatı artırabilmek, yani cari açığı kapatabilmek için de elzem olduğuna inanıyor.Ancak hükümet "Parayı veririm, ama işin içine girerim" diyor.Bu fonların iştah kabartıcı olduğuna kuşku yok. Son tartışmalarda, samimi akademik kuşkular kadar para ve yetki kavgası da etkili oldu.***Bilimsel projelere ayrılan para 7 trilyondan 446 trilyona çıkarıldı.Proje başına verilebilen ortalama 5 milyar lira, 100 milyara kadar çıkarıldı. Sağlık, ulaşım, savunma, eğitim gibi alanlarda kamu projeleri için de düğmeye basıldı. Hangi projenin destekleneceği kararına tüm üniversiteler dahil edildi. Bunun üzerine başvuru sayısı 3 katına çıktı.Halen 1000 proje için 130 trilyon lira bağlanmış durumda... Kazanan projeler internette yayımlandı. Geçen cuma düğmeye basıldı ve proje sahiplerinin üniversitedeki hesabına ilk ödemeler yapıldı. Projelerin mali takibi daha önce TÜBİTAK tarafından yapılıyor, bu da merkez binada inanılmaz bir bürokrasi yaratıyordu; bu iş üniversitelere devredildi, bunun karşılığında üniversiteye de projenin yüzde 20'si tutarında para ödenmesi kararlaştırıldı.Bundan böyle Türk üniversiteleri de ABD'dekiler gibi öğretim üyesine "getirdiği projeye göre muamele"ye başlayabilir.***Yine de 30 bine yakın bilim insanından desteğe değer ancak 1000 proje çıktı.Uzun vadede bunun artması için, bilimin popülerleştirilip topluma yayılması şart...Tam bir bürokrasi tapınağını andıran TÜBİTAK binasının girişine çocuklar için bir bilim müzesi ya da büyük kentlere bilim parkları kurulamaz mı?Televizyonlarda yeniden bilgi yarışmaları yapılamaz mı?Çocukları mucitliğe özendirmek için TÜBİTAK çizgi romanından bir çizgi film ya da Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele'deki Deli Emin tiplemesinden, "Zihni Sinir" türü bir kahraman yaratılamaz mı? TÜBİTAK'ın önündeki büyük hedef, bilimin kitleselleşip hurafenin yerini alması olmalı.Kuşkuların boşa çıkması ve bu hedeflerin gerçekleşmesi için gözümüz o binanın üzerinde olacak. can.dundar@e-kolay.net Ankara'da TÜBİTAK binasında 5 saat geçirdim önceki gün...