Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yaz bitti ve biz hala yorgunuz.
Dünyanın kasveti üstümüze çökmüşçesine bitap vücudumuz...
Ne ışıltılı pastırma yazı, ne ılık güz rüzgarı dağıtıyor kaygımızı...
Geceler uykusuz, günler coşkusuz...
Manşetler üstümüze yürüyor sanki; uçaklar beynimize iniyor.
Haber ekranlarının köşesinde mütemadiyen zemini gösteren kırmızı bir ok, aylardır lanet bir kramp gibi hayatımızda saplı duruyor.
Her sokak kuytusunda öbek öbek yılgınlık balyaları... yüreğimizde isimsiz korku dalgaları...
Ekim kapıya dayandı.
Önce kirazlar tatsızlaştı, sonra günlerimiz...
Yaz bitti.
Ve hala yorgunuz biz...

* * *
Dört çizgiyle çevrili şu küçük arazimde, bir dirhem ferahlık için vakit öldürenlere ümit meyveleri sunmak isterdim.
Umutsuz mesajlar yağdırıp benden bir umut kırıntısı bekleyenlerin koluna girip "Merak etmeyin. Her şey yoluna girecek" demek isterdim.
"Her şey yoluna girecek..."
Günlerdir aklımda çakılı duruyor bu cümle...
CNN yorumcusu Barbara Olson eşine cep telefonunda böyle söylemiş.
Aradığında, içinde olduğu uçak Washington üzerindeymiş.
Telefonda eşine, "Uçağımız kaçırıldı" demiş. Ve 2 uçağın az önce ikiz kulelere saplandığını ondan öğrenmiş.
"Merak etme, her şey yoluna girecek" demiş telefondaki ses...
Bu, son konuşmalarıymış.
Az sonra uçak Pentagon'a çakılmış.

* * *

Bomba yüklü çelik kırlangıçlar, mayınlı dağlara ölüm yağdırmaya hazırlanırken size "Her şey yoluna girecek" desem inandırıcı olur muyum?
Gözümüzü semaya dikmiş nereye çakılacağını bilmediğimiz uçakları beklerken,
savaşçı kavimlerin silah tüccarları yeni çağın memelerinden kan sağmaya hazırlanırken,
savaş, tam da bir krizin ortasında kapımızı çalarken size "Merak etmeyin" diyebilir miyim?
Barış getirmesini beklediğimiz yeni binyıl, eski model barbarlık rüzgarlarıyla çıkageldiyse...
biz kör bir bağnazlıkla kibirli bir saldırganlık arasında sıkışıp kalmışsak...
korunmasız bir çocuk gibi, namluya sürülen kurşunun ha şimdi ha sonra tetiklenmesini bekliyorsak,
dünya kansız değişmiyorsa ve değiştiğinde de kanaması bir türlü dinmek bilmiyorsa, hala iyilerin nihai zaferinden ümitvar olabilir miyiz?

* * *

Bir yazı daha geçti ömrümüzün...
Ve galiba ömrümüzün en güzel yazı değildi.
Kumsalda kumdan yaptığımız kaleler denize karıştı birer birer...
Yeni binyılın, eskisinin kanından barış gülleri derleyeceği vaadi, savaş naraları arasında yitip gitti.
Yaz bitti.
Yerkürenin ateşini söndürecek, yobazlık çığlıklarını dindirecek, barbarlık yerine uygarlık vaat edecek sıkı bir yağmurun vaktidir şimdi...
Böyle yılgınlık nöbetlerinde benim daimi tesellim bir tabiat kanunundadır:
"Merak etmeyin!
Her gece, iki gündüz arasındadır".