Çalışma hayatında genel olarak uygulanan kanun, 4857 sayılı İş Kanunu’dur. İşçiler bu kanuna tabidir ve hakları bu kanun maddelerine göre belirlenir. Gazeteciler ve gemi adamları içinse özel kanunlar vardır. Gazeteciler için Basın İş Kanunu, gemi adamları için Deniz İş Kanunu geçerlidir. Bu kanunların kapsamında yer almayan hostesler, ev hizmetlerinde çalışanlar gibi gruplara, daha genel olan Borçlar Kanunu uygulanır.
Borçlar Kanunu, genel kanun olduğundan belirli durumlarda, yani özel kanunlarda hüküm bulunmaması halinde İş Kanunu, Basın İş Kanunu veya Deniz İş Kanunu’na tabi çalışanlara da uygulanabilir.
Bir yıllık kıdem şart
4857 sayılı İş Kanunu, işçinin ölümü halinde işverenin, kıdem tazminatı ödemesi gerektiği dışında başka bir yükümlülük öngörmez. Bu yükümlülük, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesi uyarınca işçinin ölümü, geride kalan hak sahiplerine kıdem tazminatı ödenmesi hakkını doğurduğu için söz konusu. İşverenin kıdem tazminatı ödemesi gereken durumlar arasında işçinin ölümü de vardır. İşçinin ölümü halinde işveren, geride kalan hak sahiplerine mirastan aldıkları pay doğrultusunda kıdem tazminatı ödemek zorunda.
İşçinin ölümü sonrası geride kalan hak
İlk kez çalışmaya başladığı tarihten sonra belirli hastalık halleri sonucunda kişinin çalışma gücünde bir kayıp meydana gelmişse maluliyet ortaya çıkar. Malul kalan ve bu nedenle çalışma gücünü kısmen veya tamamen yitiren sigortalıların gelir kayıplarını telafi etme amacıyla da malullük sigorta kolu kurulmuştur. Maluliyet sebebiyle kendisine aylık bağlananların sayısı ülkemizde 118 bin kişiye ulaşmış durumda.
AIDS de malulluk sayılır
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre; nöroloji, psikiyatri, göz hastalıkları, kulak burun boğaz hastalıkları, onkoloji, hematoloji, ortopedi ve travmatoloji, romatoloji, gastroenteroloji ve hepatoloji, dermatoloji, kardiyoloji, damar hastalıkları, genitoüriner sistem hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve aids malullük için geçerli hastalıklar olarak belirlenmiştir.
Bu hastalıklar neticesinde çalışma gücünde en az yüzde 60 oranında kayıp meydana gelmişse erken emekli olma hakkı ortaya çıkar. Yüzde 60 kayıp yoksa malullük aylığı alamaz.
Yaşlılıktan ileri gelen hastalıklar maluliyet tespitinde esas alınmaz. Nadir hastalıklar, toplumun küçük bir bölümünü etkileyen
Emekliliğe hak kazanan ancak çalışmaya devam edenlerin kıdem tazminatı merak ediliyor. Bir yıldan fazla kıdemi olan ve kanundaki durumlar sonucu sözleşmesi sona erenlere kıdem tazminatı ödenir.
Emekli olduktan sonra prim ödeyerek çalışmaya devam eden işçinin iş sözleşmesi feshedilirse kıdem tazminatı hakkı doğar. Kişinin emekli olurken kıdem tazminatını almış olması da sonucu değiştirmez.
İş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona ermesi, işçinin işverenin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışları veya kadın işçi ise evlenmesi nedeniyle sözleşmesini sona erdirmesi, işverenin ise sözleşmeyi işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan bir davranışı dışında bir nedenle sona erdirmesidir. İşçinin ölümü halinde de yakınları kıdem tazminatını alır.
Çalışan daha önce emeklilik hakkı kazandığı için kıdem tazminatı almışsa tekrar aynı gerekçeyle kıdem tazminatı alamaz. Çalışan emekli aylığını alarak çalışmaya devam ettiği için ancak kanunda sayılan diğer hallerde kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
Kıdemi sıfırlanır
Yargıtay, emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi ve diğer hakların verilmesini önceki kıdeme ilişkin hakların sıfırlanması olarak
Sosyal güvenlik kapsamının iller bazında Batı’ya doğru gittikçe arttığı, Doğu’ya doğru ise azaldığı görülüyor. Şanlıurfa’da primi devlet tarafından ödenenlerin sayısı, 15 milyonluk İstanbul’dan bile fazla
Seçim yaklaşıyor, partiler seçim beyannamelerini açıkladı. En popüler vaat asgari ücret artışı. AKP ile birlikte CHP, MHP ve HDP asgari ücretin artacağını vaat olarak halka duyurdu
Asgari ücret her yıl aralık ayında toplanan komisyonu tarafından belirleniyor. Bu komisyonda işçi, işveren ve devlet temsilcileri var. Ancak bu üçlü yapıya rağmen asgari ücret artış kararları her dönem devletin ve dolayısıyla işverenin istediği şekliyle çıkıyor. İşçiler çıkan artış kararlarından memnun kalmıyor. Son yıllarda artış oranlarında bir iyileşme var ama bu iyileşme işçi sendikalarını dolayısıyla çalışanları mutlu etmiyor. Görünen o ki, işçileri mutlu edecek asgari ücret artışını komisyon yerine bu sefer seçim sağlayacak.
Asgari ücret açısından bizi diğer ülkelerden ayıran bir başka husus, istihdam edilenler içerisinde asgari ücret elde edenlerin fazlalığı. Eurostat verilerine göre Türkiye’de istihdam edilenlerin yüzde 43’ü asgari ücretle çalışıyor. Bu oran İngiltere’de yüzde 4, Yunanistan ve Portekiz’de sırasıyla yüzde 2 ve yüzde 3. Dolayısıyla asgari ücret Türkiye’de diğer ülkelere nazaran çok daha hassas bir konu.
Herkesi ilgilendiriyor
Asgari ücretle geçinenlerin oranı yüzde
Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla genel sağlık sigortasından yararlanma konusunda 31.12.2015 tarihine kadar prim borcu şartına bakılmayacak. Prim borcu olanlar sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edecek.
İlk kez sigortalı olan bir kişinin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 30 gün beklemesi gerekir. 60 günden fazla prim borcu bulunanlar provizyon alamaz ve sağlık hizmetlerinden yararlanamaz.
Bağ - Kur’lular prim ödemelerindeki gecikmeler ve aksamalar nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanmak konusunda sorun yaşayabiliyor.
Borca bakılmayacak
Çoğu kez küçük esnaf SGK primlerini ödemeyi erteler. Bu kişiler için Bakanlar Kurulu kararının önemi büyük.
60 günden fazla prim borcu bulunmama şartı 2015 sonuna kadar dikkate alınmayacak. Dolayısıyla bu tarihe kadar prim borcu bulunan kişiler sağlık hizmeti alabilecek.
Bakanlar Kurulu kararı geçici bir çözüm niteliğinde. Yalnızca 31.12.2015 tarihine kadar bu durumdaki kişiler sağlık hizmeti alabilecek. Dolayısıyla sağlık hizmeti almaya devam eden kişiler bu tarihten sonra başka çözümler bulmak zorunda.
Bu konu bütün partilerin seçim beyannamelerinde yer aldı. Genel sağlık sigortasına yönelik genel bir düzenleme
İşsizlik sigortası Mart 2002’den beri işsiz kalanların can simidi durumunda. Ancak ne yazık ki, işsizlik sigortasından maaş alabilmek için gerekli prim ödeme koşullarının ağırlığı nedeniyle bütün işsizler işsizlik maaşı alamıyor. Bunun yanında, işsiz kalanlara ödenen maaşın düşük olduğu da söylenebilir. Seçim sonrası bu konuda bir adım atılacak gibi görünüyor. Partiler seçim beyannamelerinde bu konuya yer verdiler.
Koşulları ağır
İşsizlik sigortasından maaş alabilmek için prim ödeme koşullarının sağlanması gerekir. Bütün işsizler işsizlik sigortasından maaş alamaz. Son 120 günü kesintisiz olmak üzere son 3 yıl içerisinde en az 600 gün yani 20 ay işsizlik sigortasına prim ödemiş olan işsizler işsizlik maaşı alabilir. İşsiz kalmadan önceki son 3 yılın en az 20 ayında prim ödenmiş olması gerekiyor. Son 3 yılın 30 ayında prim ödeyenlere 8 ay, tamamında prim ödeyenlere ise 10 ay işsizlik maaşı ödeniyor. 10 ayın üzerinde işsizlik sigortasından maaş alınması mümkün değil. Diğer yandan, prim ödeme koşulunun sağlanmış olması tek başına işsizlik maaşı almaya yetmez. Prim ödemenin dışında işsiz kalma nedeninin de kanunda belirtilen nedenlerden olması işsizlik maaşı alabilmenin bir
Bireysel emeklilik sistemine girenlerin sayısı, devlet katkısının sisteme dahil edilmesiyle, 5 milyon 753 bin kişiye ulaştı. Bireysel emeklilik sadece tasarruf noktasında değil, gelir güvencesi sağlanması anlamında da çok önemli. En çok eleştirilen nokta emekli olmaya hak kazananların ömür boyu maaş alamamasıydı. Yani sistem bireysel emeklilik adını taşımasına rağmen SGK’dan bağlanan emekli aylığından farklı olarak kişinin sistemdeki birikiminin miktarına göre aylık ödenebilmesine imkan tanıyordu. Yıllık gelir sigortasının devreye girmesiyle bireysel emeklilik sisteminde ömür boyu maaş alınması imkanı sağlandı ve eksik nokta tamamlanmış oldu. 1 Ekim’de başlayan yıllık gelir sigortası bireysel emeklilik sistemine olan ilgiyi daha da artıracak.
Zorunlu değil
Bireysel emeklilik sistemi zorunlu bir sistem değil. Tamamen özel sigorta mantığıyla çalışan sistem, ödenen primler karşılığında katılımcılara belirli şartların sağlanması halinde peşin ödeme yapılmasını veya aylık bağlanmasını öngörüyor. Katılımcılar bireysel emeklilik sözleşmesi satın alarak bu sisteme dahil oluyor. Dolayısıyla bireysel emeklilik sistemine dahil olmak bir zorunluluk değil. BES tasarruf amaçlı birikim