Sigortası yatmayan dava açsın, artık hızlı sonuçlanacak

29 Mayıs 2014

Soru: Torba Yasayla pek çok yeni düzenleme geleceğini gazetenizden öğrendik. Taşeron dışında çalışanları ilgilendiren başka konular var mı?
Yusuf Gedik/ Kocaeli Organize Sanayi Bölgesi

Cevap: Torba Yasayla getirilecek düzenlemeler içerisinde çalışanları ilgilendiren pek çok husus var. Bunlardan bugüne kadar değinmediğimiz önemli bir düzenleme, “sigortalılık tespiti” ile ilgili olanı.
Pek çok çalışan sigortasının yatmadığını fark ettikten sonra veya işinden olmamak için ayrıldıktan hemen sonra işverenini dava ediyor. Bu davalara “hizmet tespit davası” adı veriliyor. Çalışan açısından emekliliği hak etmede bir gün bile sigortalı olmanın önemi çok büyük olduğundan, bu davalarla çalışanlar için emeklilik kapısı aralanıyor. Ancak davalar çok uzayabiliyor. Yıllarca devam ettiği için hak kayıpları ortaya çıkabiliyor.
Bu nedenle Torba Yasaya konulan bir maddeyle bu uzun dava sürelerinin kısaltılması hedefleniyor. Yeni düzenlemeyle, açılmış davalarda SGK konunun doğrudan tarafı olduğu için resen davaya müdahil olması sağlanacak. Böylece, dava esnasında çalışanın o dönemde sigortasının olup olmadığı, mevcut uygulamaya göre, çok daha hızlı öğrenilecek. Davalar daha kısa

Yazının Devamı

Taşeron depremi

28 Mayıs 2014

Kaldırılması beklenen taşeron sisteminin kapsamı genişletiliyor. İşverenler ve devlet bütün işleri taşerona devredebilecek. Taşeron işçilerinin aldığı ücret daha da azalacak. Devlet garantörlüğü olmayacak. İşçi dava açsa bile alacağı miktar yükseltilmeyecek

Taşeron konusundaki kanun tasarısı, asıl işin tamamının alt işverene verilemeyeceği hükmünü kaldırıyor. Asıl işverenin işi bölerek taşerona vermesinin önü açılıyor. Bu durumda mevcut durum daha da kötüleşecek.
Şu an ki mevzuata göre asıl işveren, yalnızca yardımcı işleri ve asıl işin bir bölümünü, uzmanlık gerektirmesi halinde alt işverene verebiliyor. Kanun açıkça asıl işin bölünerek taşerona verilmesini yasaklıyor.
Hukuk bir şeyi açıkça yasaklarsa kararlar ancak dava yoluyla ve vakalar üzerinden verilir. Dolayısıyla kanun taslağının bu konuyu açıkça yasaklamaması pek çok sorunu beraberinde getirecek. “Emek sömürüsü” olan taşeron uygulamasının genişlemesi, işçi haklarını çok geriye götürecek.
İşverenler işçi çalıştırmanın hukuki sorumluluklarından taşerona iş vererek kurtulamaz. Ancak taşeron çalıştırmak suretiyle işçilerin hakları kısıtlanacak. Asıl işverenler işin tamamını taşerona vererek işçi masraflarını

Yazının Devamı

Hayatınız nasıl?

27 Mayıs 2014

OECD’nin hazırladığı ‘Hayat Nasıl?’ raporuna göre Türkiye’de insanlar iş bulmaktan umudunu kesti. İşi olanlar ise haftada en az 50 saat çalışıyor

OECD’nin, “Hayat nasıl?” (How is life?) sorusuna yanıt aradığı raporuna göre, Türkiye’de yaşayanlar diğer ülkelerdeki insanlara göre “daha mutsuz.”
Rapora göre insanlar arasındaki gelir eşitsizliği artarken, işsizlik kalıcı bir problem olmaya devam ediyor. Olumsuz çalışma koşullarında, düşük ücretle, güvencesiz, kayıtdışı çalışanların sayısı çoğalıyor. İnsanların kişisel refah düzeylerine ilişkin beklentileri kötüleşiyor.
40 ülke arasında Türkiye, gelecek için iyimserlik düzeyi açısından 36’ncı sırada yer alıyor. Araştırma gösteriyor ki Türkiye’de yaşayanlar 2005’te daha umutluydu.

Gelir adaletsizliği
Verilere göre, Türkiye 1995 - 2010 yılları arasında gelir eşitsizliğini en çok azaltan ülke ancak yine de gelir eşitsizliğinde 35 ülke arasında dördüncü sırada.

Yazının Devamı

Meslek hastalıkları her gün öldürüyor

25 Mayıs 2014

Soma’daki facia dikkatleri iş kazalarına çevirdi. Fakat iş kazası kadar meslek hastalıkları da çok önemli. İş kazası gerçekleştiği an etki gösteriyor. Meslek hastalığı ise uzun bir kuluçka dönemi sonunda ortaya çıkıyor ve kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Diğer yandan meslek hastalıklarının tespit edilmesi çok zor olduğu için, meslek hastalığına yakalanan işçilerin haklarını elde etmeleri de neredeyse imkansız hale geliyor.
İş kazasına uğrayanlar, gerçekleşen kazanın sonuçları net ve görünür olduğu için haklarını öyle ya da böyle elde edebiliyor. Ancak meslek hastalıklarında işçinin hangi işyerindeki çalışma koşulları neticesinde bu hastalığa yakalandığını tespit zor olduğu için haklarını almaları çok zor olabiliyor.
SGK İstatistiklerine göre toplam 724 işyeri kömür ve linyit çıkarılması işinde faaliyet gösteriyor. Bu işyerlerinde toplam sigortalı çalışan sayısı 54 bin 581. Bu sektörde toplam 231 meslek hastalığı kayıtlara geçmiş. Meslek hastalıklarının yüzde 90’ı madenlerde yaşanıyor. Meslek hastalığı bakımından riskli sektörler arasında metal, inşaat ve tekstil de bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında kömür çıkartmanın öldürmüyorsa, süründürdüğünü söylemek mümkün.

Tespiti

Yazının Devamı

Geride kalanların hakları

23 Mayıs 2014

Soma faciası sonrasında hayatını kaybedenleri geri getirme şansımız ne yazık ki yok.
Giden canlar pek çok eve ateş düşürdü. Ancak geride kalanların hayata tutunmalarının sağlanması, çocukların eğitimlerine en iyi şekilde devam edebilmesi, madenden sağ çıkanların yaşadıkları travmayı atlatabilmesi için kendilerine sağlanan haklardan en üst düzeyde yararlanmaları gerekiyor. Bu hakları şu şekilde sıralamak mümkün.

Yazının Devamı

Kömür kızışması kesin hatalı barajlama var

20 Mayıs 2014

Bugüne kadar madenlerde kaybettiğimiz işçi sayısı 3000 kişiden fazla. Soma’da da 301 canı kaybettik. Bu son olay milat olacak mı?
Çalışma Bakanlığı’nın teknik müfettişleri faciayla ilgili ön raporu henüz tamamlamadı. Olay yerinde inceleme yapıyorlar. Müfettişlerin olayın çıktığı yere ilişkin önemli tahminleri var. Ne var ki, güvenlik önlemleri tam olmadığı için buraya giremiyorlar. Müfettişlere göre yangın kesinlikle kömür kızışmasından çıkmış. Kızışma, şu an ulaşamadıkları, daha önce üretim yapılan bir yerde oluyor.
Üretim yapılan yerdeki tehlikeyi işletme farketmiş ve yangın çıkmasın diye bölgenin hava bağlantıları kesilip ‘barajlanmış’...
Müfettişlerin tahminlerine göre, barajlanan bölgede hava kesintisi iyi yapılamadığı için yangın önce eski üretim bölümünde çıkarak diğer bölgelere sıçramış.
Müfettişler ilk günden facianın sebebinin trafo olmadığını biliyordu. Çünkü kuru tip ve patlamaya karşı korunaklı trafo olduğunu denetimde tespit ettiklerini söylüyorlar. Kaza sonrasında bu durumu bir kez daha tespit etmişler.
Müfettişlere göre, kazanın meydana geldiği işyerinde kazaya sebep olan hususların çok kısa sürede ortaya çıktığı ve yangın anında yeraltında

Yazının Devamı

Rödövans kalksın baskı azalsın!

18 Mayıs 2014

Maden sektörü genel anlamda pahalı yatırımlarla işleyen bir sektör. Yapılan yüksek miktarlı yatırımların karşılığının cevherin kalitesine göre getiri getirdiği bir yapı var. Böyle olunca da, sektördeki maliyet baskısı çok etkili. Ocaktaki cevherin sürekliliği, çıkarılmasındaki zorluklar ve maliyetler şirketlerin planlamalarını şekillendiriyor.
Devletin madeni kiraya vermesi ve karşılığında madendeki üretimi belirli bir fiyat üzerinden satın alması şeklinde yürüyen rödövans sistemi, devlet ve üretici şirket arasında sorunlu bir ilişki doğuruyor.
Ürettiği madeni satacağı fiyat belli olan şirket, gerekli tedbirleri almakta ağır davrandığında, devlet hem önlem almayan şirketin üretimini satın alan hem de şirketin gerekli önlemleri almasını denetleyecek taraf olmuş oluyor. Böyle olunca da, tedbirleri almayan şirketin maliyet baskısını çok ciddi bir şekilde hissetmesi durumu doğuyor.
Madenlerde bu şekilde işleyiş sona erdirilmeli. Maliyet baskısı altında ezilen işverenler, gerekirse devletin de yardımı ile madendeki işçilere yönelik önlemleri en üst seviyede almalılar. Aksi taktirde kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkmayacaktır.

Yaşam odası zorunluluk!

Yazının Devamı

6 bin kişilik madene 2 müfettiş yeter mi?

16 Mayıs 2014

Soma’daki madeni son olarak geçen ay 2 teknik müfettiş denetlemiş. Madenlerde ne zaman denetim yapılacağı kestiriliyor ve ona göre hazırlık yapılıyor. Madenlerde denetime gidenlerin madenin derinliklerine inip inmedikleri de hep bir soru işareti...

Soma faciasında belki de en önemli nokta denetimlerin yapılıp yapılmadığı konusu. Konuyla ilgili olarak Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tezel ve yardımcısı Arif Şimşek’le konuştuk. Her ikisi de şu anda olay bölgesinde Kriz Masası’nın başındalar. Ortak düşünceleri bu madende bütün koşulların denetimde istenilen hususlara uygun olduğu noktasında. Bu nedenle şaşkınlıklarını ifade ediyorlar.
Bakanlığın denetimleri genel olarak ikiye ayrılıyor. Bu denetimlerden ilki “proje denetimleri” adı verilen daha önceden programlanmış denetimler. Bakanlığın denetim birimi her yıl kasım veya aralık aylarında o yıl gidecekleri, denetleyecekleri sektörleri tespit ediyor. Örneğin 2014 yılında denetime gidilecek sektörler; sağlık kurumları, otel motel ve eğlence yerleri, tekstil işletmeleri. Bu denetim kapsamında yer altı maden işletmeciliği işyerleri ise, her yıl denetlenmesi gereken sektör olarak otomatikman “proje denetim”

Yazının Devamı