Ücreti düşen işçi kıdem alır

13 Şubat 2014

SORU: Ev aletleri üreten bir fabrikada çalışıyoruz. İşveren işlerinin bozulduğunu öne sürerek, bırakın zam yapmayı, var olan ücretlerimizde indirim yapmayı planlıyor. Eğer böyle bir şey yaparsa yasal haklarımız ne olur?
İsimsiz Bir Grup Çalışan

CEVAP: Uygulamada bu sorunla sık sık karşılaşılmaktadır. Birçok çalışan bu işsizlik ortamında ücretlerindeki azalmalara ses çıkaramıyor. Ancak çalışanın rızası olmadan işverenin ücretleri düşürmesi mevzuatımıza göre söz konusu bile değil. Bunun tek istisnası işçi ile işverenin anlaşarak, hazırlanan yeni bir sözleşme ile ücretleri yeniden ayarlamalarıdır. Bunun dışında ücretlerin düşürülmesi kanuni değildir.
İşçi bu değişikliği kabul etmeyebilir ve İş Kanununda yer alan “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” hükmüne dayanarak, haklı nedenle sözleşmesini sona erdirir ve kıdem tazminatını işverenden ister.
Yürürlükte olan İş Kanunumuza göre; “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden

Yazının Devamı

Çalışan her üç kişiden biri mesleğini yapmıyor

11 Şubat 2014

Günümüzde en önemli istihdam güvencesi, işverenin talep ettiği nitelik ve özelliklere sahip olmak. Ancak Türkiye’de iş bulmak isteyenlerin işverenlerin ihtiyaçlarını ne ölçüde karşıladığı hususu oldukça tartışmalı. Hep üniversite mezunlarının işsizlik riskini daha az yaşadıkları, daha geniş kariyer imkânlarına sahip oldukları, daha fazla kazanç elde ettikleri ileri sürülür. Hatta hepimizin bildiği gibi, bugün piyasadaki pek çok iş için üniversite diplomasına sahip olmak bir önkoşuldur. Peki, daha yüksek bir eğitim düzeyine sahip olmak, gerçekten de daha yüksek kazanç, daha iyi kariyer fırsatları ve daha az işsizlik riski anlamına geliyor mu?

637 bin üniversiteli işsiz var

TÜİK tarafından açıklanan son hane halkı işgücü anketi sonuçlarına göre, Ekim 2013 itibariyle üniversite mezunu 637 bin işsizimiz var. Bununla birlikte, OECD verilerine göre Türkiye’de her 10 çalışandan 4’ü yapmakta olduğu işe göre daha yüksek eğitim düzeyine sahip. Bu kişilerin, aslında daha zorlu ve daha iyi işler yapabilecek niteliksel donanımları var. Dolayısıyla daha fazla kazanç elde edebilirler ancak ne yazık ki eğitimlerine uygun bir iş bulamamış durumdalar.

‘OECD’ gerçekleri gösteriyor

OECD

Yazının Devamı

Engellilere istihdamın öne açıldı

9 Şubat 2014

Evden çıkamayacak derecede engelli olan kişilere bakanlara “evde bakım hizmeti” adı altında aylık ödeme yapılıyor. Engelliye bakmakla yükümlü olan kişinin hanehalkı gelirinin kişi başına düşen tutar 510 TL’nin altında ise o kişi 765 TL evde bakım parası alıyor.

Meclis’ten geçen Torba Kanun’da engelli vatandaşlarımıza dönük pek çok düzenleme var. Kanunun genel çerçevesi engellilerin toplumsal hayata entegrasyonunun sağlanması üzerine. Türkiye’de 8 milyon engelli olduğundan bahsediliyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre ise Nisan 2013 itibarıyla Türkiye’de 1 milyon 558 bin engelli var.
Türkiye’de engelli vatandaşlarımızın yüzde 30’unun engellilik oranı yüzde 50’nin altında. Ancak istihdam söz konusu olunca, çoğu kez engelli istihdam etmekle yükümlü işyerleri idari para cezasına razı olarak engelli istihdam etmiyorlar. Bu noktada temel sebep işyerlerinin engellilerin istihdamı için gerekli fiziki şartlara uygun olmamaları.
Sadece işyerleri değil, pek çok büyükşehrimiz bile engelliler için uygun ulaşım imkânlarına sahip değil. Bu nedenle engellilerin çalışma yaşamında olmaları için yapılması gereken ilk iş, şehirlerin ulaşım imkânlarının uygun hale

Yazının Devamı

Dolmuştaki kaza iş kazası sayılmaz

6 Şubat 2014

SORU: Bir arkadaşım işyerine giderken evinin önünden bindiği dolmuşta trafik kazası geçirdi. Hastanede tedavisi sürüyor. İş kazası sayılır mı?
CEVAP: Herhangi bir yaralanma ya da ölümle sonuçlanan olay veya kazanın iş kazası olarak değerlendirilebilmesi için, bu kazanın işyerinde ya da işveren tarafından tahsis edilmiş servis aracında olması gerekiyor. Ayrıca kaza, çalışanın “görevli olarak” bir yerden başka bir yere gitmesi sırasında meydana gelmiş ise bu da iş kazası sayılır. Bu nedenle dolmuş, belediye otobüsü veya özel halk otobüslerinde kaza geçiren kişinin geçirmiş olduğu kaza iş kazası sayılmaz. Bu nedenle kazanın sorumlusu işveren olmadığı gibi herhangi bir yükümlülüğü de bulunmamaktadır.

Askerlik borçlanması ve ‘tazminat...’
SORU: 1998 yılının 2. ayında sigortalı oldum. Primlerim tam yatmadı, 3.140 gün prim toplayabildim. Askerlik borçlanması yaparsam kıdem tazminatımı alıp işten ayrılabilir miyim?
CEVAP: Aranan şartlardan yaş dışındakileri tamamlayanlar kıdem tazminatlarını alabilirler. Sigorta başlangıcınız 8 Eylül 1999 öncesi olduğundan, yaştan emekli olmak için aranan 15 yıl sigorta süresi ve 3600 gün prim şartını sağlayabilirseniz, kıdem tazminatı

Yazının Devamı

Kamuda yöneticilere performans kriteri

4 Şubat 2014

2013 yılı ocak ayında gerçekleştirilen, memurların sorunlarının ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı Abant toplantısından bu yana 1 yıl geçti.
Toplantıya ev sahipliği yapan Devlet Personel Başkanlığı’nın, dolayısıyla Çalışma Bakanlığı’nın o günden bu yana ortaya çıkan tartışma konularında nasıl tavır aldığını merak ettiğim için Devlet Personel Başkanı Mehmet Ali Kumbuzoğlu’yla bir araya geldik. Kendisi alışılmışın dışında, son derece sıcakkanlı bir bürokrat olarak sorularımı yanıtladı.
Geçen yıl yapılan tartışmalarda öne çıkan konu, kamuda da artık performans kriterlerinin değerlendirmeye alınacağı yönündeydi. Kamu personel sisteminin özel sektör insan kaynakları anlayışına yakınlaştırılması, ücret - verimlilik gibi unsurların kamuda da uygulanabilirliği konuşuluyordu.
Aradan geçen 1 yılda bu konuda herhangi bir gelişme yaşanmadı. Nitekim o dönem yazdığım gazete yazılarında kamuda performans ölçümünün son derece zor ve aynı zamanda subjektif davranışlara yol açabileceğinin altını çiziyordum. O dönem yaptığım araştırmalarda Avrupa ülkelerinde de bu sistemin olmadığını ifade etmiştik. Nitekim söylediğimiz gibi, uygulaması neredeyse imkânsız olan ücret - performans

Yazının Devamı

Faizler arttı, işsizlik riski alarm veriyor

2 Şubat 2014

Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırmasının ardından ekonomik büyümenin yavaşlayabileceği, buna bağlı olarak istihdamın azalabileceği ve işsizliğin artabileceği konuşulmaya başlandı. Öncelikle, faiz oranlarının artırılması ile ekonomik büyüme ve işsizlik arasındaki ilişkiyi açıklamak gerekiyor.
Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırması nedeniyle ülkeye belirli bir miktar yabancı sermaye girişi olacaktır. Ülkeye yabancı sermayenin girmesiyle, döviz arzı fazlası meydana gelecek. Bu da, teorik olarak Türk Lirası’nın değer kazanmasına neden olacaktır. Dolayısıyla, Türkiye’de üretilen mallar TL’nin değerlenmesiyle göreceli olarak pahalılaşır ve bu yönüyle Türkiye’nin ihracatı azalır. Dışarıya mal ihracının azalması, ilgili firmalarda (ihracatçı) istihdam daralmasına yani işten çıkarmalara yol açabilir.

İşsizlik ile büyümenin ilişkisi...

Faiz artırım kararının gelmesiyle büyümenin öngörülenden daha fazla yavaşlayacağı açık. Reel ekonomi yerine finans piyasalarına yönelen sermaye istihdam yaratmaktan uzaklaşacaktır.
Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi, genel olarak ekonomideki yüksek büyüme yüksek istihdam artışları yaratmıştır. Buna karşılık, küresel kriz

Yazının Devamı

Yemek ve yol parası ‘kıdem‘ hesabına katılır

31 Ocak 2014

SORU: İşten geçen ay çıkarıldım. Kıdem tazminatımı hesaplarken sadece brüt maaşımdan hesap yapıldığını söylediler. Ancak her ay düzenli yemek ve yol parası alıyorum. Bunlar anladığım kadarıyla kıdem tazminatı hesabına dâhil edilmemiş. Ne yapabilirim?
Ahmet Aslan

CEVAP: Kıdem tazminatının hesaplanması son brüt ücret üzerinden yapılır. Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında esas ücrete ek olarak işçiye ödenen para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulur. Dolayısıyla düzenli olarak ödenen ikramiye, yol ve yemek paralarınızın da kıdem tazminatı hesaplamasına dahil edilmesi gerekiyor. Eğer hesaplama bu şekilde yapılmamışsa, ALO 170 veya Çalışma ve İş - Kur İl Müdürlüğüne bu haksız durumu bildirmeniz, şikâyet etmeniz gerekir.

Dul aylığı için 5 yıl sigortalılık ve 900 gün prim yatırılmalı
SORU: Eşim sigortalı olarak kısa bir süre tekstil fabrikasında çalıştı. Maalesef kendisini yakın bir zamanda trafik kazasında kaybettik. Toplam 700 gün prim yatmış. Dul aylığı alamayacağım söyleniyor. Doğru mu?
Aynur Yüksel

Yazının Devamı

Sendikalaşma az % 10 bile değil

30 Ocak 2014

Türkiye’de sendikalaşma oranları, dünyadaki trende uygun bir düşüş eğilimi içerisinde. Sendikalaşma oranı ve sendika üye sayısı, toplu iş sözleşmesi açısından önemli. Toplu iş sözleşmesi yapabilmek için sendikanın ‘yetki’ alması gerekiyor. Yetki alabilmek için de sendikanın örgütlü olduğu işkolundaki işçilerin en az yüzde 1’inin o sendikaya üye olması ön koşul. Ayrıca toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerinde çalışanların yarısından bir fazlasının da sendikaya üye kaydedilmesi gerekiyor. Sendikalaşma istatistikleri sonucu o işkolunda yetki sahibi olabilecek sendikalar belirlenmiş oluyor.
Sendikalaşma oranı, SGK kapsamında sigortalı olarak çalışan kişi üzerinden hesap ediliyor. Daha önce Çalışma Bakanlığı istatistikleri kullanıldığı için sendikalaşma oranı yüzde 40-50’lerde çıkıyordu. Çifte üyelikler, ölüm durumunda yenilenmeyen kayıtların varlığı nedeniyle aslında gerçek olmayan bir oran söz konusuydu.
Sendikalaşma oranlarının gerçek düzeyine dönmesiyle sendikalara yetki konusunda geçiş hükmü tanındı. Buna göre; Ekonomik ve Sosyal Konsey’e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yetki koşulu Ocak 2013 tarihinden 1/7/2016 tarihine kadar yüzde bir, 1/7/2018 tarihine

Yazının Devamı