İş ilişkisi bittiğinde, sözleşmeyi sona erdirmek isteyen taraf ne yapmalı? Karşı tarafın hakları neler? Bildirim ve ödemeler konusunda önemli hususlara dikkat etmek gerek.
İş ilişkisi bitme noktasına geldiğinde, sözleşmeyi sona erdirmek isteyen taraf, karşı tarafa bu durumu Kanun’da belirtilen süre kadar önceden bildirmek durumunda. Bu bildirimin yapılmaması diğer tarafa tazminat hakkı verecektir. Ne var ki bu aşamaya gelindiğinde taraflar çeşitli nedenlerle süreye uymak istememekte, bazen hiç süreye uymazken bazen eksik süreli bildirim yapmakta. İşverene bildirim süresine uymak istemediği durumda peşin ödeme yaparak iş ilişkisini sonlandırma hakkı tanınmışken, sürenin bir kısmını ödeme, bir kısmını kullandırma hakkı tanınmamış durumda. İşçi açısından ise bildirim süresine tam olarak uyulmadığı durumda ne olacaktır?
Yeni duruma geçiş
İş Kanununda sayılan ağır ihlal halleri hariç işten ayrılmayı veya işten çıkarmayı düşünen taraf, önceden karşı tarafa bildirimde bulunmak zorundadır. Bu bildirimin amacı özellikle çalışanın işten
Yeni teknolojiler, dijital platformlar ve uygulamalar, e-ticaret ve yapay zekanın işgücü piyasasında önemli etkileri olacağı aşikâr. Şirketlerin önemli bir kısmı kendi bünyelerinde işten çıkarma öngörüyor. Ancak teknolojinin yaratacağı yeni iş potansiyeli düşünüldüğünde, söz konusu işten çıkarmaların istihdam artışı ile dengelenmesi ve hatta istihdamda pozitif sonuçlar ortaya çıkması bekleniyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayınlanan İstihdamın Geleceği Araştırması’na göre, teknolojinin istihdam üzerindeki etkisinin önümüzdeki beş yıl içinde pozitif olması bekleniyor. Büyük veri analitiği, iklim değişikliği ve çevre yönetimi teknolojileri, şifreleme ve siber güvenlik gibi alanlar istihdam artışının en büyük itici güçleri olacak.
WEF’e göre, önümüzdeki beş yıl içinde işgücü piyasasındaki eğilimlere yön verecek ana faktörler;
*Yeni teknolojiler ve dijital erişimin genişletilmesi,
*Artan hayat pahalılığı ve durağan ekonomik
İşçilerin ve çalışanların sağlığı ve iş güvenliği; yaptıkları işe göre gerekli besinleri miktar ve kalite olarak yeterince almaları ile doğru orantılı. Bu konuya yakından bakalım...
İş Sağlığı ve Güvenliği çalışma yaşamında önem verilmesi gereken en mühim alan. Çalışanların sağlığı ve güvenliği işyerleri için en öncelikli konu olmalı.
Maalesef yasal zemin sağlanmış olsa bile, çalışanların bu haklarının işyerlerinde layıkıyla tesis edilemediği açık. Yaşanan iş kazaları bu işin sadece bir bölümünü yansıtmakta. Ne var ki iş sağlığı ve güvenliği sadece bu dar manada ele alınmamalı. Çalışanların güvenliği ve sağlığı denilince fiziki ve ruhsal durumlarını da dikkate alan önlemlere yönelmek gerekir. Örneğin bir çalışan yeterince beslenebiliyor mu? Moral motivasyon, mobbing, işin psikolojik ve kültürel etkileri göz önünde bulunduruluyor mu, bunlara bakmak gerekir.
Nitekim üretimde ve dolayısıyla ülke ekonomisinde önemli rol oynayan işçilerin ve çalışanların sağlığı ve iş güvenliği; yaptıkları
Üniversite diploması almaya hazırlanan gençlerimiz, Genel Sağlık Sigortası’ndan yararlanmaya nasıl devam edecek? Muafiyet belirli bir süreyi mi kapsayacak? Kimler kapsam dahilinde olacak?
Haziran ayı ile birlikte üniversitelerin diploma törenleri başlayacak. Yeni mezunlar sevinçle diplomalarını alıp keplerini fırlatacaklar. Bu yıl deprem nedeniyle sevinç biraz buruk kalsa da gençler mezuniyetlerini kutlayıp çalışma hayatına geçiş için planlarını hayata geçirmeye başlayacaklar. Diğer yandan diploma ile birlikte gençlerin öğrencilik statüleri de sonlanacak. Yeni mezun gençlerimiz için Genel Sağlık Sigortası’ndan (GSS) yararlanma açısından 10 Şubat 2016 tarihinde yapılan değişiklikle 2 yıl boyunca prim muafiyeti getirildi. Dolayısıyla yeni mezunlar iş bulana kadar sağlık sigortasından yararlanabilecek ve hayata borç ile başlamayacaklar. Genel sağlık sigortasından 2 yıl süresince muaf olmak, gençlerin geleceğe ilişkin planlarını yapmaları açısından son derece önemli.
Gençler için önemli
2016 yılında yapılan
Çalışanların 7 günlük zaman diliminde kesintisiz 24 saat dinlenme hakkı var. Giderek yaygınlaşan kısmi süreli çalışanların hafta tatiline ilişkin ise açık düzenleme yok. Bu konuya yakından bakalım...
Kısmi süreli çalışma günümüzde giderek yaygınlaşıyor. Dünyada birçok ülke çalışma sürelerini düşürmeye yönelirken, bizde kısmi süreli çalışanın hafta tatili hakkı hâlâ net değil.
İş Kanunu’nun hafta tatiline ilişkin düzenlemesinde, işçinin 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışılmış olması kaydıyla, 7 günlük zaman dilimi içinde kesintisiz 24 saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. Kanunda kısmi süreli çalışanların hafta tatiline hak kazanacaklarına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle hafta tatiline hak kazanıp kazanmayacakları bugüne kadar tartışma konusu olarak süregeldi.
Bu doğrultuda kısmi süreli çalışanın, haftanın bütün çalışma günlerinde azar azar çalışması halinde
Uluslararası Çalışma Teşkilatı’nın (ILO) çok önem verdiği bir kavram var: “Düzgün İş” kavramı. Bu kavram en basit açıklamayla, çalışanların güvenceli, sosyal güvenlik imkânlarına sahip, yeterli ücret düzeyi ile istihdam edilmelerini ifade eder. ILO genel kurullarında bu kavram etrafında günümüzün endüstri ilişkileri sistemi kendisine sürekli olarak yeni hedefler belirler.
İşte bu bağlamda ülkemizde “Düzgün İş” kavramına ulaşabilmek adına yapılması gerekenler var. Çalışanların istihdam güvencesinin olduğu, sosyal güvenlik haklarının işletildiği, toplu sözleşme yapabilme yetkilerinin olduğu bir işyeri anlayışı “Düzgün İşlere” ulaşabilmek adına oldukça önemli.
Sosyal politika ve endüstri ilişkileri konusunda çalışan akademisyenlerin de son dönemde özellikle üzerinde durdukları önemli bir kavramdır “Düzgün İş” kavramı. Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’de akademik yaşamı içerisinde bu konu
10’dan fazla çalışanı olan işverenler, firmalarında stajyer çalıştırmak zorunda. Bazı öğrenciler için staj zorunlu ancak pek çok öğrenci de iş başvurularında öne geçebilmek için staj yapmak istiyor.
Yaklaşan yaz dönemi öğrenciler açısından sadece tatil anlamına gelmiyor, çok sayıda öğrenci firmalara staj başvurusu yapmaya başladı. Pek çok ünversite öğrencisinin, iş tecrübesi kazanmak ve özgeçmişini güçlendirmek amacıyla firmalara staj başvurusunda bulunduğunu söylemek mümkün.
Öyle ki, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından yürütülmekte olan staj seferberliği de gençlerin kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör firmalarıyla buluşmalarını sağlıyor. Yükseköğretim sistemi içinde bazı bölümlerde (eğitim fakülteleri, mühendislik bilimleri vb.) zorunlu stajlar söz konusuyken; bugün pek çok öğrenci ileride yapacağı iş başvurularında bir adım öne geçebilmek için kendi isteğiyle, yani zorunlu olmasa da staj
İşsizlik sigortasında maaş dışında en önemli yardım işsizlik maaşı alan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesi...
İşsizlik maaşı işsizlik sigortasından sağlanan en önemli yardım. Ancak işsizlik sigortasında yalnızca işsizlik maaşı yok. Bunun dışında belki de en önemli yardım işsizlik maaşı alan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesi. Bu sayede işsizler maaş aldıkları süre boyunca sağlık hizmetlerinden prim ödemeksizin yararlanabiliyorlar.
İşsizlik parası almaya başlayan kişinin genel sağlık sigortası primleri İŞKUR tarafından ödenir. Örneğin 10 ay boyunca işsizlik parası alan kişi 10 ay boyunca İŞKUR tarafından ödenen genel sağlık sigortası primleri sayesinde sağlık hizmeti alabilir. Diğer yandan işsizlik parası alan kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler, yani eşi ve yaş sınırını geçmeyen çocukları bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanabilir. Dolayısıyla işsizlik parası alan kişinin bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanması için herhangi bir işlem