Ölen sigortalının geride kalanlarına ölüm aylığı bağlanması için aranan koşullar, ölümün gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan sosyal sigorta kanunu/kanunlarına göre belirleniyor.
Bu nedenle birçok vatandaş ölüm aylığı konusunda tereddütte kalabiliyor. Çalışılan dönemdeki yasaların geçerliliğini sürdürmesi bu yönüyle aylık bağlanmasında etkili oluyor. Yasaların kabul ediliş tarihi ve geçerli olduğu dönem aylık bağlanmasında en önemli unsur haline geliyor.
Sigortalının ölümü durumunda ölüm aylığı bağlanabilmesi için önemli olan bir diğer faktör de sigortalının hayattayken belirli bir tutarda prim ödenmiş olmasıdır.
Ölen kişinin yeterli primi bulunmaması halinde geride kalanlara ölüm aylığı bağlanmıyor. Bu koşul sağlanmışsa, diğer koşullara bakılıyor. Bu nedenle özellikle kayıt dışı çalışılmaması önem kazanıyor.
Neler öne çıkıyor?
Sigortalı sağlığında gerekli olan prim günlerini yukarıdaki tabloya göre tamamlamış olsa bile, dul kalan eşin dul aylı
Sigortalı olarak çalışan bir kişinin ölümü sonrası geride kalanlara ölüm aylığı bağlanır. Ölüm aylığı bağlanması için sigortalının belirli bir süre prim ödemiş olması gerekir. Ölen eşten dolayı maaş alan dul eş yeniden evleninceye kadar aylık almaya devam edebilir. Ancak bir eş iki eşinden birden ölüm aylığı alamaz.
Sigortalı bir kişinin vefatı halinde geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilmesi için en temel şart prim ödeme süresidir. Buna göre vefat eden kişi adına ölüm tarihi itibarıyla en az 5 yıl prim ödenmiş ise geride kalanlara ölüm aylığı bağlanır. 5 yıldan az primi olan kişinin vefatı halinde ise geride kalanlara aylık bağlanmaz.
Diğer yandan vefat eden kişi 4/a’lı yani eski adıyla SSK’lı ise, bu durumda borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı olup toplam 900 gün uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmiş olması halinde de geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilir.
KİMLERE BAĞLANIR?
Ölüm aylığı geride kalan eş, çocuk, anne – babaya bağlanabilir. Ancak bu
UNDP ve ILO’nun ortak raporuna göre yeşil dönüşüm, 2030 yılına kadar Türk ekonomisinde 300 bin yeni istihdam yaratabilir. Rapordan yola çıkarak “Yeşil Senaryonun” Türkiye iş gücü piyasasındaki etkilerini değerlendirelim…
Koronavirüs salgınının etkileri dünyanın hemen her yerinde günlük hayatımızın nasıl bir anda değişebildiğini bize gösterdi. Gün geçtikçe geri dönülemez bir noktaya doğru hızla ilerleyen iklim değişikliğinin de hayatımızı değiştireceği şüphesiz. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan Türkiye’de İklim Değişikliği ve Yeşil Ekonomi Politikalarının Sosyal ve İstihdam Etkileri başlıklı güncel raporda yeşil işler Türkiye açısından değerlendirilmiş. Bu anlamda, yeşil işler yaklaşımına yeni bir bakış açısının sunulduğunu söylemek mümkün. Rapora göre, yeşil dönüşüm, 2030 yılına kadar Türk ekonomisinde 300 bin yeni istihdam yaratabilir. Bugünkü yazımda, söz konusu
İşsizlik sigortasının en önemli yardımı işsizlik maaşı... Ancak işsizlik sigortası bununla sınırlı kalmıyor. Gelin tüm yönleriyle işsizlik sigortası ve işsizlik parasını inceleyelim.
İşsizlik maaşı işsizlik sigortasından sağlanan en önemli yardım. Ancak işsizlik sigortasında yalnızca işsizlik maaşı yok. Bunun dışında belki de en önemli yardım işsizlik maaşı alan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesi.
Bu sayede işsizler maaş aldıkları süre boyunca sağlık hizmetlerinden prim ödemeksizin yararlanabiliyorlar.
İşsizlik parası almaya başlayan kişinin genel sağlık sigortası primleri İŞKUR tarafından ödenir. Örneğin 10 ay boyunca işsizlik parası alan kişi 10 ay boyunca İŞKUR tarafından ödenen genel sağlık sigortası primleri sayesinde sağlık hizmeti alabilir. Diğer yandan işsizlik parası alan kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler, yani eşi ve yaş sınırını geçmeyen çocukları bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanabilir. Dolayısıyla işsizlik parası alan kişinin bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanması için
OECD’nin son raporu, sosyo-ekonomik merdivenin en alt ucunda büyümenin çocukların yaşamlarının neredeyse tüm alanlarını nasıl etkilediği çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarıyor.
Sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı geçmişlerden gelen çocuklar, daha avantajlı akranlarına kıyasla, refah göstergeleri açısından daha kötü durumda. Örneğin, dezavantajlı sosyo-ekonomik geçmişe sahip yüksek performanslı öğrencilerin, avantajlı akranlarına kıyasla üniversite eğitimine devam etmeyi planlama olasılıkları üç kat daha az. Bu veriyi paylaşmak üniversiteye giriş sınav sonuçlarının açıklandığı şu günlerde çok daha anlamlı.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan “Eşitsizliğe Başlamak: Dezavantajlı Çocuklar için Hayat Nasıl?” başlıklı yeni bir rapor, OECD ülkelerinde dezavantajlı çocukların daha avantajlı akranlarına göre refah düzeylerini çeşitli göstergeler itibarıyla gösteriyor. Raporda, sosyo-ekonomik merdivenin en alt ucunda büyümenin
Sigortalı olarak çalışan bir kişinin ölümü sonrası geride kalanlara ölüm aylığı bağlanır. Ölüm aylığı bağlanması için sigortalının belirli bir süre prim ödemiş olması gerekir. Ölen eşten dolayı maaş alan dul eş yeniden evleninceye kadar aylık almaya devam edebilir. Ancak bir eş iki eşinden birden ölüm aylığı alamaz.
Ölüm aylığı şartları...
Sigortalı bir kişinin vefatı halinde geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilmesi için en temel şart prim ödeme süresidir. Buna göre vefat eden kişi adına ölüm tarihi itibarıyla en az 5 yıl prim ödenmiş ise geride kalanlara ölüm aylığı bağlanır. 5 yıldan az primi olan kişinin vefatı halinde ise geride kalanlara aylık bağlanmaz. Diğer yandan vefat eden kişi 4/a’lı yani eski adıyla SSK’lı ise, bu durumda borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı olup toplam 900 gün uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmiş olması halinde de geride kalanlara ölüm aylığı bağlanabilir.
Kimlere bağlanır?
Ölüm aylığı geride kalan eş, çocuk, anne –
Asgari ücret artışıyla çalışanlara ücret dışında sağlanan en önemli ek menfaatler arasında olan yemek bedelinin 51 TL’si, yol (ulaşım) bedelinin 25.5 TL’si gelir vergisinden istisna edildi.
Asgari ücretin Temmuz 2022 döneminden itibaren artırılması sonrasında değişen parametrelerden biri de yemek ve yol yardımları için uygulanan gelir vergisi istisna tutarları oldu. Diğer taraftan, işverenleri desteklemek üzere geçtiğimiz yıllarda verilen asgari ücret desteğinin de yeniden uygulamaya konulacağı açıklandı. Bugünkü yazımda bu konuları ele almaya çalışacağım.
Alınan karara göre 01.07.2022 tarihinden itibaren işverenler tarafından çalışanlara ödenen yemek bedelinin 51 TL’si, yol (ulaşım) bedelinin 25.5 TL’si gelir vergisinden istisna edildi. Bu bakımdan, çalışanlara ücret dışında sağlanan en önemli ek menfaatler arasında olan yılın ilk yarısında 34 TL olarak uygulanan yemek yardımı ile yine yılın ilk yarısında 17 TL olarak uygulanan yol yardımı için uygulanan vergi istisnası tutarları artırıldı.
Yemek ve yol yardımı ne?
Yemek yardımını,
Yazı dizimizin son gününde doğum, askerlik ve yurtdışı borçlanmasının emekliliğe etkilerini değerlendireceğiz. Bu üç durumda en fazla ne kadar borçlanma imkanı var? Bu borçlanmaların sağladığı faydalar nedir? Başvuru tarihleri nelerdir? Bu konuları ele alacağız.
Doğum nedeniyle iş hayatından uzaklaşan kadınlara her doğumda 720 gün borçlanma hakkı veriliyor. Üç doğumu borçlanma hakkına sahip olan bir kadın sigortalı 2.160 gün borçlanma yapabiliyor. Kadın çalışanlar doğum nedeniyle iş hayatından uzak kalırlar. Bu nedenle de emekli olmak için gerekli gün sayısı şartını doldurmakta zorlanırlar. İşte bu yüzden doğum borçlanması düzenlemesiyle doğum nedeniyle iş hayatından uzaklaşan kadın çalışanlara doğum borçlanması hakkı tanınır. Ancak her durumda doğum borçlanması yapmak gerekli olmayabilir.
Staj avantajı
Staj yapan kadın sigortalıların doğum borçlanmasıyla emeklilik yaşını öne çekme ihtimali bulunmaktadır. İş hayatına staj yaparak başlayan ve bu dönemde adına kısa vadeli sigorta kolları primi yatan kadın sigortalılar