İşin ve işyerinin özelliği, işçilerin dinlenme süresinde işyeri dışına çıkışlarını sakıncalı kılıyorsa ya da bazı güçlükler yaratıyorsa işçilere bu yönde bir yasak getirilebilir. Yargıtay da bu yönde bir karar vermiştir.
İşçinin gün içinde dinlendirilmesini sağlayan süreler ara dinlenmesi süresidir. Kanunda; 15, 30 dakika veya bir saatlik ara dinlenme süreleri belirlenmiştir. İşçilerin bir zaman diliminde dinlendirilmesi sağlanarak, iş sağlığı ve güvenliğinin korunması amaçlanmaktadır. Ara dinlenmesi, ihtiyaç giderme ve yemek için olmazsa olmaz bir süre olduğundan serbestçe kullanılması gerekir.
İşçiler bu süreyi işyeri dışında veya içinde geçirebilirler. Yargıtay bu konuda, "İşçi, bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde
Daha eşitlikçi bir iş dünyası için bakım hizmetlerine yatırımın önemini vurgulayan ILO minimum 14 haftalık doğum iznine işaret ediyor. Bu süre Türkiye'de 16 hafta.
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) tarafından yayınlanan yeni bir rapor, daha eşitlikçi bir iş dünyası için bakım politika ve hizmetlerine yatırım yapılmasının önemi üzerinde duruyor ve 185 ülkeye ilişkin çarpıcı sonuçlar sunuyor. Raporda ilk olarak analık izninin evrensel bir insan ve işçi hakkı olduğunun ancak halen pek çok ülkede gereken düzeyde sağlanmadığı gerçeğinin altı çiziliyor.
Raporda, ILO tarafından 2021 yılı itibarıyla 185 ülke incelenmiş. Bu ülkelerin neredeyse tamamı, mevzuatlarında doğum iznine ilişkin yasal hükümler kabul etmiş ülkeler. Ancak ILO araştırması, ülkeler arasında ve kadın işçi grupları arasında çalıştıkları yere bağlı olarak ortaya farklılıklar söz konusu.
Türkiye standardı aştı
ILO standartları, minimum 14 haftalık bir doğum izni süresini zorunlu kılmakta. Bununla birlikte, anne için yeterli bir
Kadın sigortalılarda doğum borçlanması ile emeklilik yolu açılmaya çalışılır. Doğum borçlanması prim ödeme gün sayısını artırır ancak yalnızca bazı durumlarda erken emeklilik hakkı sağlar. Gelin, birlikte inceleyelim...
Emekli olmak için yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı şartlarını sağlamak gerekiyor. Genellikle sigortalılık süresi ve yaşı dolmuş kişilerin gün eksiği olduğunda borçlanma ile gün sayısı artırılmaya çalışılır. Kadın sigortalılarda doğum borçlanması ile emeklilik yolu açılmaya çalışılır. Doğum borçlanması her durumda prim ödeme gün sayısını artırır ancak yalnızca bazı durumlarda erken emeklilik hakkı sağlar.
Her zaman gerekli mi?
Kadın çalışanlar doğum nedeniyle iş hayatından uzak kalırlar. Bu nedenle de emekli olmak için gerekli gün sayısı şartını doldurmakta zorlanırlar. İşte bu yüzden doğum borçlanması düzenlemesiyle doğum nedeniyle iş hayatından uzaklaşan kadın çalışanlara doğum borçlanması hakkı tanınır. Ancak her durumda doğum borçlanması yapmak gerekli olmayabilir.
Staj
İş güvencesine sahip olmayan ve iş sözleşmesi bildirimli feshedilen bazı işçiler 'kötü niyet tazminatı' alabilir. Gelin bunun şartlarını inceleyelim...
Bildirimli feshin sonucunda haklarının ihlal edildiğini düşünen işçilerin talep edebilecekleri, iş güvencesine sahip olup olmamalarına göre değişmektedir.
İşçinin iş güvencesine sahip olabilmesinin ilk şartı işverenin aynı işkolundaki işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısının otuzdan fazla olmasıdır. İkinci şart ise işçinin kıdeminin altı aydan uzun olmasıdır. Diğer bir şart ise işçinin belirli konumdaki işveren vekili olmamasıdır. Eğer işçi bu şartları taşımıyorsa işe iade talep edemeyecek, işveren ihbar süresine uymadıysa ihbar tazminatı, yaptığı fesih kötü niyetli ise kötü niyet tazminatı talep edebilecektir. İşe iadesini talep edip işe tekrar başlatılmayı veya duruma göre iş güvencesi tazminatı almayı talep edemeyecektir.
Ne anlama geliyor?
İş güvencesine sahip olmayan ve iş sözleşmesi bildirimli feshedilen her işçi kötü niyet tazminatı alamaz. Ancak kendisine uygulanan
Dünya çapında, çalışma yaşındaki 2.5 milyar kadına, erkeklerle eşit ekonomik fırsatlar sağlanamıyor. Küresel düzeyde erkek ve kadınların beklenen yaşam boyu toplam kazançları arasındaki fark 172 trilyon dolara çıktı.
Dünyada uzun yıllardan bu yana kadınlar günü kutlanıyor. Ancak başta çalışma hayatı olmak üzere sosyo-ekonomik yaşamda kadının yaşadığı sorunlar hala bitmiş değil. Dünya Bankası tarafından her yıl yayınlanan, 'Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk' 2022 yılı raporunda, 190 ekonomide kadınların ekonomik fırsatlarını etkileyen yasa ve düzenlemeler analiz ediliyor. Rapora esas olan 8 gösterge var.
Bunlar; hareketlilik, bir işe başlamak, kazanç elde etmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak, girişimcilik, varlıkları yönetmek ve emeklilik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde yayınlanan rapor, kadınların kariyerlerine başlarken, tüm çalışma hayatları boyunca ve emeklilikle birlikte çalışma yaşamından ayrılırken hangi sorunlarla karşı karşıya kalabileceklerini de ortaya koyuyor. Raporda, küresel düzeyde erkek ve kadınların beklenen
Sosyal güvenlik mevzuatına göre sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabilenler iki gruba ayrılır, birincisi 'malulen emeklilik', ikincisi de 'engelli hakkıyla emeklilik'tir. İkisi arasında bazı farklar vardır.
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağı konusunda. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır. Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenlemiştir. Bu çerçevede, iki emeklilik kavramı öne çıkar. Bunlardan ilki 'malulen emeklilik', diğeri de 'engelli hakkıyla emeklilik' kavramıdır. Malulen emeklilik ile engelli emekliliği arasında bazı farklar vardır.
Her malul engellidir
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir. Kişiler doğrudan
Birçok işveren üst düzey çalışanlarına rekabet yasağı sözleşmesi imzalattırıyor. Bu sözleşmeyle gelen rekabet yasağı, çalışanın iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverene rakip bir işletme açmasını, rakip bir işletmede işe girmesini yasaklıyor.
İşverene ait bilgileri kullanarak işverene zarar verme ihtimali olan işçiler için söz konusu olan rekabet yasağı, çalışanın iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverene rakip bir işletme açmasını, rakip bir işletmede işe girmesini veya bunların dışında rakip işletme ile herhangi bir menfaat ilişkisine girmesini yasaklayan hükümleri ifade ediyor.
Günümüzde birçok işveren üst düzey çalışanlarının müşteri bilgilerini kullanmasını engellemek adına rekabet etmeme sözleşmesi imzalattırma yoluna başvuruyor. Genellikle bu sözleşmelerde yasağın ihlaline bağlı olarak yüksek cezai şartlar öngörülüyor ve yasağı ihlal eden eski işçilerden bu cezai şart bedelleri talep ediliyor. Bugüne kadar cezai şart bedellerinin Türk Ticaret Kanunu'ndaki genel hüküm
Pandemide yaygınlaşan uzaktan çalışmanın yararlarının yanında riskleri de var. ILO ve WHO’nun ortak raporunda, uzaktan çalışanların sağlıklı, mutlu, üretken olması için iş yerlerine bir dizi öneride bulunuluyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan “Sağlıklı ve Güvenli Uzaktan Çalışma” başlıklı yeni bir rapor, güvenli ve üretken uzaktan çalışma ve hibrit çalışma biçimleri için önemli tavsiyeler içeriyor. Söz konusu raporda, uzaktan çalışmanın çalışanların sağlığı bakımından yararları ve riskleri ile Kovid-19 küresel salgını ve çalışma yaşamının dijital dönüşümü nedeniyle ortaya çıkan farklı uzaktan çalışma düzenlemeleri ve biçimlerine uyum sağlamak için yapılması gereken değişiklikler ortaya konulmuş.
Yararları
ILO ve WHO’nun ortak çalışmasına göre, uzaktan çalışmanın imkan tanıdığı esnek çalışma saatleri sayesinde çalışanlar açısından iş-özel yaşam