Çalışanların en çok merak ettiği konulardan biri de emekli aylığının ne kadar olacağıdır. Bu konuda da bilgi eksikliği bir hayli yaygın. Pek çok kişi son birkaç yıldaki maaşın emeklilikte etkili olduğunu sanır. Oysa ki prim ödenen bütün aylıkların emekli aylığına etkisi vardır
Emeklilik sosyal güvenlik uzmanlarına en çok sorulan konudur. Çalışanların en çok merak ettiği konu emeklilik tarihi ve bağlanacak aylığın miktarıdır. Bu iki husus çerçevesinde pek çok nokta çalışanların akıllarına takılır. Akıllara takılan bu konular ile ilgili aslında doğru bilinen pek çok yanlış var. Örneğin pek çok kişi emekli aylığının hesabında son birkaç yılın çok önemli olduğunu düşünüyor. Halbuki prim ödenen bütün günlerin aylığa etkisi var.
Nasıl hesaplanır?
Bir kişinin ne zaman emekli olacağının belirlenmesi için, ilk kez sigortalı olduğu yani çalışmaya başladığı tarihi bilmemiz gerekir. Bu tarih kişinin emeklilik için gerekli şartlarının belirlenmesi açısından çok önemlidir. Diğer yandan pek
Dünyada 4 milyardan fazla insanın bir sosyal koruması yok. Herkese en azından minimum sosyal koruma için gereken ek harcamaya ilişkin finansman açığı salgınla birlikte yüzde 30 arttı
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), en önemli çalışmalarından birini geçtiğimiz günlerde yayınladı. Sosyal korumanın küresel durumunu ortaya koyan ‘Dünyada Sosyal Koruma Raporu 2020-22: Sosyal Koruma Yol Ayrımında’ başlıklı ILO raporunda, sosyal korumanın Kovid - 19 salgını döneminde dünya çapında eşi benzeri görülmemiş bir biçimde yayılmış olmasına karşılık, hala 4 milyardan fazla insanın herhangi bir koruması olmadığının altı çiziliyor.
Rapora göre, küresel salgınla mücadele dengesiz bir seyir izledi. Bu bakımdan, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki açığın daha da derinleştiğini söylemek mümkün. Oysa, sosyal koruma tüm insanların hak ettiği evrensel bir hak.
Ne anlama geliyor?
Temel bir insan hakkı olan sosyal koruma, yaşam boyunca karşılaşılan kırılganlıklar, yoksunluklar ve yoksullukla mücadele
İşçinin iş için yaptığı bir gider varsa bu gider işveren tarafından karşılanır. Bu kural, uzaktan çalışma nedeniyle önem kazandı. Örneğin bir işin yapılabilmesi için elektrik ve internet kullanımı zorunlu ise işveren bu masrafların bedellerini karşılamak zorundadır
İş sözleşmesinde işverenin temel borcunun ücret ödeme borcu olduğu bilinmekle birlikte, işçinin elde ettiği ücretten işveren için harcamak zorunda kaldığı tutarların genellikle göz önüne alınmadığı görülmektedir. İşveren işin yapılması için gerekli olan araç ve gereçleri temin etmekle, üretim yapılacak malzemeyi işçiye vermekle yükümlüdür. İşçinin iş için yaptığı bir gider varsa bu gider de işveren tarafından karşılanmalıdır. Kurallar bütün iş sözleşmeleri için geçerli olup, uzaktan çalışmanın yaygınlaştığı günümüzde bu tür çalışmalar için daha da önem kazanmıştır.
Araç ve malzeme
Borçlar Kanunu’nun 413. maddesine göre işveren işçiye iş için
183 meslekte mesleki yeterlilik belgesi zorunlu. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki mesleklerin tamamında uygulanması planlanıyor. Yeterlilik belgesi olmayan işçi işinden olabilir.
Mesleki yeterlilik belgesi (MYB), bir çalışanın yaptığı mesleğin temel gereklerini karşıladığını ve bu konuda eğitim aldığını gösterir belgedir. Mesleki yeterlilik belgesi sahibi çalışan, sertifikalı meslek sahibi olmuştur. Dolayısıyla mesleğini yapabilmek için yeterliliğe sahiptir.
Mesleki yeterlilik belgesi tehlikeli ve çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde çalışanlar için zorunluluk. Ancak henüz tüm meslekler için zorunluluk devreye girmedi.
Şu an için 183 meslekte mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu var. İlk etapta sıvacı, kalıpçı, inşaat boyacısı, betoncu, ahşap kalıpçı gibi daha çok inşaat sektöründeki mesleklerde zorunluluk başladı. Daha sonra enerji, metal, otomotiv gibi sektörlerdeki meslekler de kapsama girdi. Sıvacı, kalıpçı, inşaat boyacısı, betoncu gibi ilk etaptaki mesleklerdeki çalışanlar için MYB zorunluluğu 26 Mayıs 2016’da başlamıştı.
Hepsi
2021 yılı için bekar bir çalışana ödenen aylık asgari geçim indirimi tutarı 268.31 TL iken, evli ve eşi çalışmayan bir çalışana 321.98 TL olarak ödeniyor. Evli ve eşi çalışmayan bir çocuk sahibi çalışana 362.22 TL, beş çocuk sahibine ise 456.13 TL’ye kadar değişen tutarlarda ödeme yapılıyor.
Asgari geçim indirimi (AGİ), işçinin kendisiyle birlikte bakmakla yükümlü olduğu kişiler için verilen vergi indirimidir. 2007 yılından bu yana çalışanlara devlet adına işveren tarafından ödenen AGİ, gelir vergisinden düşülüyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 2021 yılı ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin altında kalan ve sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretli çalışanlara bu yıl da ilave AGİ ödemesi yapılacaktır. Bugünkü yazımda asgari geçim indirimine ve ilave AGİ ödemesine ilişkin detayları ele almaya çalışacağım.
AGİ tutarı hesaplaması, asgari ücret üzerinden yapılıyor.
İşe iade sonucunda işe başlatılmayan işçiye ödenecek tazminat ve ücretler ile bunların tespit edilme yöntemlerini gelin birlikte inceleyelim.
İşe iade sonucunda işverenin işçiyi işe başlatmamayı tercih etmesi halinde ödemesi gereken tutarlar ve bu tutarlara esas olacak ücret konusunda geçmişten günümüze kadar birçok tartışmalı husus olmuştur. Hatta bu tartışmalı durumlar öyle noktalara ulaşmış, yargının yükünü öyle artırmıştır ki, kanunkoyucu 2017 yılında kanunun ilgili maddesinde değişiklik yapma ihtiyacı duymuştur.
Konunun önemi nedeniyle işe iade sonucunda işe başlatılmayan işçiye ödenecek tazminat ve ücretler, bunların tespit yöntemleri bugünkü yazımızın konusu...
Boşta geçen süre
Daha önceki düzenlemede boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı sadece süre olarak belirleniyor, ücretin geçersiz fesih tarihindeki veya işe başlatmama anındaki birtakım koşullara göre taraflarca tespit edilmesi gerekiyordu. Kanundaki değişiklikten önce boşta geçen sürelere ait ücretin hesabında
TİSK’in anketinde kamuya açık alanlar ve iş yerleri için ‘aşı karnesi’ne büyük destek çıktı. Ankette 10 katılımcıdan 8’i aşıyı reddederek hastalık yayanları kusurlu buldu. Katılımcıların yarısı ise bunun vicdani değil, kanuni kusur sayılmasını istiyor.
Koronavirüs salgını Mart 2020’den itibaren Türkiye’de bütün alanları etkiliyor. Çalışma hayatında da pek çok noktada salgın nedeniyle sorunlar yaşandı. Ancak aşıların hayata geçmesiyle salgının önü kesilmeye başlandı. Aşıların hızla uygulanması nedeniyle salgında vaka sayılarının azalması söz konusu olacak. Diğer yandan eylül ayından itibaren bazı sosyal etkinliklere katılım, toplu taşımadan yararlanma gibi alanlarda ‘aşı karnesi’ kullanılmasına sıcak bakılıyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonları (TİSK) tarafından yapılan anket çalışmasında da aşı karnesine bakışın olumlu olduğu ortaya çıktı.
Tüm kesimlere soruldu
TİSK’inki kapsamlı bir çalışma. Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerinde 11 - 17 Ağustos’ta 2 bin katılımcıyla
Cumartesi gününün yıllık ücretli izinden sayılıp sayılamayacağı tartışmalıdır. Cumartesinin iş günü kabul edilmesi nedeniyle pek çok işyerinde cumartesi günleri de izin hakkından düşülür. Ancak Yargıtay, cumartesinin yıllık izin günü sayılıp sayılmayacağını iş sözleşmesine göre değerlendiriyor.
En az bir yıllık kıdeme sahip bir işçiye dinlenmesi için ücretli izin verilmesi zorunludur. İşçilerin hem çalışma süreleri, hem de yıllık ücretli izin kullanımı ile ilgili şartlar, mevzuatta açıkça yer almaktadır. Her işveren, kendi işyerlerinde yasal sınırları aşmamak koşuluyla çalışma saatlerini ve günlerini istediği gibi belirleyebilmektedir. Bu farklılıklar, çalışanların ücretli izin kullanımlarını da etkileyebilir.
Yıllık izin hakkı
Yıllık ücretli izin, çalışanlar için Anayasa ile güvence altına alınmış vazgeçilemez bir haktır. Bu sebeple, çalışanlar bu haktan kendi istekleriyle bile vazgeçemezler. Yıllık izin hakkı için, çalışanın, aynı işverene bağlı kıdem süresinin en