"Küçük ekonomik birimler", Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yeni yayımlanan bir araştırmada kendi hesabına çalışan ile mikro ve küçük işletmeleri tanımlamak için kullanılmış olan bir kavram. ILO’nun yeni çalışması, işte bu küçük ekonomik birimlerin istihdama katkılarını güncel ve gerçekçi bir biçimde ortaya koyuyor. ILO analizleri, küçük ekonomik birimlerin küresel düzeyde toplam istihdama katkısının çok önemli boyutta olduğunu göstermekle birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı istihdamın yaygınlığı, cinsiyet farkları ve daha küçük işletmeler tarafından ortaya konulan işlerin üretkenliği ve kalitesi gibi konulardaki zorluklara da ışık tutuyor.
Toplam istihdamın yüzde 70’i küçük ölçekli şirketlerde
ILO çalışması, Kuzey Amerika hariç tüm dünya bölgelerinde 99 ülkeden ulusal hane halkı ve işgücü anketlerinin yansıtıldığı yeni bir ILO veri tabanına dayanıyor.
Çalışmadan
Türkiye’de ilk defa kamu kesimi ile işçi ve işveren sendikaları ortak forumda buluştu. İş hayatına ilişkin yeni vizyonun belirlendiği üç günlük toplantıda çevre, yaşlı, engelli, kadın ve çocuk olmak üzere 5 başlık altında çok önemli kararlara imza atıldı
Ülkemizde ilk defa, kamu, işçi ve işveren sendika ve konfederasyonlarının temsilcilerinin katılımıyla Antalya’da düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’nda çevre, yaşlı, engelli, kadın ve çocuk başlıklarında önemli kararlara imza atıldı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı tarafından organize edilen ve üç gün süren toplantılarda çalışma hayatının bütün sosyal tarafları yer aldı. Oldukça verimli geçen forumda çalışma hayatının geleceğine ilişkin görüşler de paylaşıldı.
Sonuç bildirgesi
Forumun sonuç bildirisinde beş yılda on milyon fidanın toprakla buluşturulması, 2020 sonuna kadar on bin engelliye mesleki eğitimler verilmesi, 2023’e kadar konfederasyon/sendika
Hafta tatili işçinin dinlenmesini sağladığı kadar iş güvenliği açısından da önemli. Kanun 7 günlük zamanda en az 24 saat dinlenme arıyor. İşçi saat ücretiyle çalışıyorsa hafta tatili 7.5 saat ücrete denk
İşçilerin yedi günlük zaman dilimi içinde bir gün kesintisiz dinlendirilmeleri hukuken zorunludur.
Hafta tatili çalışan için bir hak olduğu kadar, işçinin dinlenmesini sağladığından iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir araçtır. İşçinin talebi veya onayı olması halinde dahi bu haktan vazgeçilememekte, işveren fazla ücret ödediğini belirterek yaptırımlardan kaçamamaktadır.
Aynı gün olmayabilir
Hafta tatilinin devamlı şekilde aynı günde kullanılması bir zorunluluk değildir. İşveren işin gereğine göre hafta tatilinin günü değiştirme hakkına sahiptir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, iki hafta tatili arasında en fazla altı gün olmasıdır.
Dolayısıyla, değişiklik yapılırken hafta tatilinin öne çekilerek değiştirilmesi gerekmektedir. Kanun yedi
Türkiye’de haftada 50 saat ve üzeri çalışanların oranı yüzde 32.6. Yani her 3 çalışandan biri fazla mesai yapıyor. Türkiye bu oranla OECD ülkeleri arasında birinci
İş ve günlük yaşam arasında uygun bir denge bulmak, çalışanların tümünün yaşadığı bir zorluk. Çalışanların iş/yaşam dengesi açısından önemli konulardan biri insanların zamanlarının ne kadarlık bölümünü çalışarak geçirdikleriyle ilgili. Bununla birlikte, farklı kültürel tutumlar ve sosyoekonomik faktörler, işverenlerin çalışanlardan beklediği çalışma süresinin uzunluğu açısından önemli bir rol oynuyor. Ancak çok uzun çalışma saatleri, stres düzeyini artırdığından, hem kişisel sağlığı hem de iş güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor.
Erkeklerin uzun çalışma oranı fazla
OECD’nin çalışma sürelerine ilişkin verileri cinsiyetler itibarıyla incelendiğinde, erkeklerin genel olarak kadınlara göre daha uzun saatlerle çalıştıkları görülüyor. Bu anlamda, OECD ülkeleri
Emeklilikle ilgili doğru bilinen en büyük yanlış, malulen emeklilik şartları. Pek çok kişi malulen emekli olmak için 10 yıl sigortalılığın tek başına yeteceğini düşünüyor. Halbuki yeterli değil.
Aynı zamanda 1.800 gün yani 5 yıl prim ödenmiş olması da gerekiyor. Ayrıca malullük aylığı için işten ayrılmış olmak şart. Kişi malulen emekli olduktan sonra çalışırsa aylığı kesiliyor.
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir. Kişiler doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmelidirler. Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun malullük aylığı almak için yeterli olmamasıdır. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim
Birçok çalışan emekliliğe yakın yıllarda işverene para ödemeyi teklif ederek yüksek ücretten SGK’ya bildirilmek istiyor. Bazı durumlarda çalıştıkça emekli aylığının düşmesi söz konusu olabiliyor. Bu yazımızda emekli aylığının nasıl hesaplandığını inceleyeceğiz...
Pek çok kişi, emekliliğe yakın dönemde primleri yüksek olursa emekli aylığının yüksek olacağına inanıyor. Hatta bu nedenle pek çok çalışanın emekliliğe yakın yıllarda işverenlere parasını ödemeyi teklif ederek yüksek ücretten SGK’ya bildirilmek istediğini biliyoruz.
Halbuki emekli aylığının hesabında prim ödenen bütün günler dikkate alınıyor. Diğer yandan bazı durumlarda ne yazık ki çalıştıkça emekli aylığının düşmesi söz konusu olabiliyor.
Emekli aylıklarının hesaplanması yönteminde memur, kendi hesabına çalışan ve işçi ayrımı söz konusu.
Bunun yanı sıra çeşitli dönemlerde yapılan sosyal güvenlik reformları ile sadece emekli olma yaşı değil emekli aylığı hesaplama yöntemleri de değiştiği için birkaç farklı
Çalışanların en çok merak ettiği konu emeklilik tarihi ve bağlanacak aylığın miktarıdır. Bu iki hususta pek çok nokta akıllara takılır. Bu konular ile ilgili aslında doğru bilinen pek çok yanlış var. Örneğin aylık hesabında son birkaç yılın çok önemli olduğu düşünülür. Halbuki prim ödenen bütün günler aylığı etkiler. Üç gün boyunca emeklilik konusunu detayları ile açıklayacağız.
Bir kişinin ne zaman emekli olacağının belirlenmesi için, ilk kez sigortalı olduğu yani çalışmaya başladığı tarihi bilmemiz gerekir. Bu tarih kişinin emeklilik için gerekli şartlarının belirlenmesi açısından çok önemlidir. Diğer yandan pek çok kez emeklilik tarihini öğrenmek isteyen okurlarımız bana veya sosyal güvenlik uzmanlarına bu tarihi yalnızca yıl olarak belirtiyor. Halbuki sosyal güvenlik sisteminde bir günün bile önemi var. Bazen bir gün erken işe giriş, emeklilikte bir yıl avantaj sağlıyor. Örneğin 24 Kasım 1992’de ilk kez sigortalı olmuş bir erkek, 54 yaşında, 23 Kasım 1992’de ilk kez
Yıllık izin süresi en az 14 gündür. Çalışanlar izin yerine para istese bile yıllık izin paraya çevrilemez. Kullanılmayınca yıllık izin yanmaz. Kullanılmayan izinler sonraki yıllarda kullanılabilir. İşten ayrılan birikmiş izni varsa parasını alır
Yıllık ücretli izin, çalışanların dinlenme hakkı kapsamında ilk sıralarda gelen bir hak. Yıllık izin kullanmak çalışan için hak olduğu kadar, aynı zamanda bir zorunluluk. Çalışanlar bu hakkın parasının ek olarak ödenmesini talep ederek bu haktan kendi istekleriyle vazgeçemeyecekleri gibi bu sürede başka işte de çalışamazlar.
Kanuna göre
Yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda belirlenmiştir. Bu konudaki kanun maddesi nispi emredici hukuk kuralıdır. Yani bir alt sınır vardır, fakat bir üst sınır yoktur. Kanunda belirlenen izin sürelerini kullanabilmenin temel koşulu o iş yerinde en az bir yıl çalmaktır. Bazen işverenler bir yılını doldurmayanlara avans izin kullandırabilir. Bu tamamen işverenin inisiyatifindedir.
İlave izin imkânı
Kanuna göre, bir yıldan beş yıla kadar çalışmış işçiye 14